Hazret-i Ömer dönemi İran fethedilince, çok mal ve ganimet gelir. Hazret-i Ömer, bütün ganimetleri askerlere ve fakirlere dağıtır ama kendisi hiçbir şey almaz.
Evine gece vakti gelince hanımı; “Niçin bizim için de iki dirhem getirmedin, yemek için, bu gece evde hiç yiyecek yoktur” deyince hazret-i Ömer buyurur ki:
“Ey hâtun! Allahü teâlânın Ahkâf sûresinin 20. âyet-i kerimesinde mealen; (Dünyâ hayatında güzel nimetleri yiyerek, iyi işlerinizin sevabını giderdiniz. Onlar ile faydalandınız, yeryüzünde kibirlenip, günah işlediniz. Bugün şiddetli azap ile cezalanacaksınız) buyurduğu kimselerden olmaktan korktum. Ve yine; Allahü teâlânın; (Dünyaya mağrur olup, aldandılar.), (Sizi dünya hayatı aldatmasın) buyurduğu kimselerden olmaktan korktum.
Ayrıca kıyamet günü, Resûlullah efendimizden uzak kalmaktan korktum. Çünkü Resûlullah efendimiz zaman zaman; (Ey Allahım! Beni fakir olarak yaşat, fakir olarak öldür. Kıyamet günü fakir olduğum hâlde, fakirler zümresi ile haşreyle) buyururdu.”
Hanımına bunları söyledikten sonra, evde hiçbir yiyecek olmadığını anlayan hazret-i Ömer, mescide gider ve orada bulunanlara hitaben; “Ey insanlar, kıyamet korkusu olmasa idi, bu korktuğunuz işlerden başka işler olurdu. Lâkin, kıyamet korkusu bizi geri çekti. Nefsimize tâbi olmadık buyurur. Daha sonra da; “Bana iki dirhem kim borç verir. Çünkü evimde bu gece yiyecek bir nesne yoktur” der.
Eshâb-ı kirâm bunu işitince çok ağlarlar ve içlerinden Abdurrahmân bin Avf hazretleri kalkıp, iki dirhem borç verir.
Netice olarak, Peygamber efendimizin buyurduğu gibi:
(Ahirette hesaba çekilmeden önce, dünyada iken hesabınızı görünüz ve tartılmadan önce, kendinizi tartınız!)
"Ey Allahım! Beni fakir olarak yaşat, fakir olarak öldür. Kıyamet günü fakir olduğum hâlde, fakirler zümresi ile haşreyle" Peygamber efendimiz (s.a.v) gerçekten bu sözü söylemiş mi? ben inanmıyorum inanmak istemiyorum böyle bir sözü söyleyebileceğine, çünkü fakirlik asla övünç duyulacak birşey değildir.