Vakanüvist dergi ailesine katılmam biraz ani olmuştu. Taner Hoca’m, arada bir tarih dergimizin bahsini sınıfta açsa da bir gün gelip o derginin editörü olacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. Ara sıra bize derslerde dergiyi över hatta yeri gelirdi editörleri yererdi. Sınıftaki bazı kişilerin ilgisini çekmese de dergi konusu açıldığında benim dikkatim her zaman hocada olurdu. Yine bir gün Taner Hoca’mız sınıfa sinirli bir şekilde girdi ve derginin editörünü görevden azlettiğini söyledi. Ardından hâlâ unutamadığım şu cümleler döküldü ağzından “Dergimizin yeni editörü Sude Naz Taşar. Sana bakınca eski mezun editörümüz Amine Bağdaş aklıma geliyor. İnşallah sen de onun gibi dergimizi benimser, güzel işler ortaya koyarsın. Hayırlı uğurlu olsun, eğer işinde iyi olamazsan seni de görevden azlederim!” O an herkes alkışlasa da ben o anın şokuyla hiçbir şey anlamıyordum hatta etrafımdaki sesler uğultuya dönüşmüştü. Ağlasam mı gülsem mi bilemedim. İlk yaptığım şey Vahdettin Oktay Hoca’mın yanına koşup ona danışmaktı, sayesinde ilk heyecanımı atlatabilmiştim. O zamanlar editörlüğün e’sini dahi bilmezken ben nasıl olacak da görevimi hakkıyla yapacaktım. Tüm hafta boyu aklımı sadece bu sual meşgul etmişti. Bir şeyler yapmalıydım, dergi yükselişe geçmeli okuyan herkes bir sonraki sayıyı heyecanla beklemeliydi. Bunları düşünürken içimi oyan başka bir sıkıntı da vardı: Tecrübesizlik. Nasıl etsem de dergi hakkında bilgi alsam diye kendimi yiyip bitirirken Taner Hoca’m bana ışık oldu. Aklımdaki bütün sorulara birer birer yanıt verirken aynı zamanda birçok sorumluluk vermeyi de ihmal etmiyordu. Ne zaman yanına heyecanla soru sormaya gitsem yüzünde bir tebessüm beliriyordu ancak çok geçmeden ciddileşiyor bana derginin ciddi bir iş olduğunu hissettirmeden hatırlatıyordu. Ara tatile girmiştik fakat ben hâlâ bir şeyler yapabilmiş değildim. On beş gün boyunca duyuruları nasıl yapacağımı, dergiyi herkese nasıl ulaştıracağımızı düşünüp durdum. Okula gidince hemen Taner Hoca’ma bir fikrimin olduğunu söyledim o da İbrahim Canpolat Hoca’mıza danıştı. Sağ olsunlar her daim arkamızda durup bize destek veren İbrahim Hoca'dan ve Ayatullah Hoca'dan gerekli onayları almıştık. Dergimiz için ilk adımı atmıştım ve okulun her yerine derginin duyuru afişini büyük heyecanla asmıştım. Daha sonra dergi için gerekli sosyal medya hesapları açtık ve daha çok kişiye ulaşabilecektik artık. Sosyal medya hesaplarıyla ve okulun girişindeki duyuru tahtamızla dergiden haberdar olmayan herkes artık dergiyi biliyordu. Bu mutluluk bana yetmişti. Dergi için yazılar gelmeye başladıkça mutlu oluyordum çünkü dergiye önem verenlerin sayısı oldukça artıyordu.
Artık derginin işleyişini öğrenmiştim hatta benim hayatımın bir parçası olmuştu. Bu görev benim için bir yük olmaktan çıkmış yeni bilgiler edinmem için harika kapılar aralamıştı. Gelen yazıları düzenlerken yazarların dünyalarına dalıp yeni yeni bilgiler öğreniyordum. Doğru bildiğim yanlışlara bir başkasının penceresinden bakmanın hazzını bu dergi ile tatmıştım. Yazım ve imla kurallarının üstesinden Vahdettin Oktay Hoca’mın büyük yardımlarıyla kolaylıkla geldik. Her zaman bizim yanımızda olduğu için ona da çok teşekkür ediyorum.
Gün geçtikçe dergimizin başarılı ilerleyişi hocalarımızı mutlu ediyor, onların gururlu bakışları da bizi mutlu ediyordu. Vakanüvist belki de en uzun soluklu dergilerinden biriydi. Bence Taner Hoca’mın iki kızı yoktu çünkü dergi de onun bir evladı gibiydi. Dergiye gözü gibi bakmış, her ne olursa olsun dergiyi bırakmamış. Bizi tarihin derinlerine götüren, tarihin şifrelerini veren Vakanüvist'i bizlerle tanıştıran Taner Hoca’mıza teşekkürü borç bilirim. Gayesi ve adı mükemmel bir şekilde uyuşan Vakanüvist dergimizde iki yıla aşkın görev almanın gururu var bugün bende. Arkama dönüp baktığımda iyi ki zorluklara rağmen dergide kalmışım diyorum, iyi ki Vakanüvist ailesi hayatıma yeni bakış açısı kattı. Hayatımda hiç beklemediğim bir anda bana oldukça yardımcı olacak çok kıymetli bir tecrübe edindiğime eminim. Evet, artık ben de zorlu YKS yoluna girdim ve üzülerek dergiyi bırakmak istediğimi Taner Hoca’mla paylaştım. Sağ olsun Hoca’m anlayışla karşıladı beni. Artık Vakanüvist ’in editörü olmasam da benden sonra bu bayrağı taşıyan arkadaşların üzerinde elim her zaman. Onlara bu güzel yolculukta başarılar diliyorum. Dergimizin ardındaki gizli kahraman olan okul idaremize de müteşekkiriz.