İnsan… Görünürde yol alır ama içinden uzaklaştıkça yorgunluğu artar. Daha çok şeye sahip olurken, daha az şeyden mutlu olmaya başlar. Gün gelir, elinde her şey var gibi görünür ama içinde bir boşluk yankılanır. Çünkü kendine dönmeyen yol uzar, yorar, sonunda insanı kendinden koparır.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur:
"Bilin ki kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur." (Ra’d, 28)
İnsanın en çok aradığı şey huzur… Ama bu huzur dışarıda değil. İnsan arar çünkü kaybetmiştir. Kaybettiği şey; ne para, ne aşk, ne ev, ne de arabadır. Kaybettiği, içindeki denge, Allah’la olan bağı, varoluşun anlamıdır.
Hz. Ali ne güzel söyler:
"Dünya bir gölge gibidir; sen onu yakalamaya çalıştıkça kaçar. Ama sen ondan yüz çevirirsen, o seni takip eder."
Bugün nice insan, gölgenin peşinde bir ömür tüketiyor. Halbuki insanın yüzünü dönmesi gereken ilk şey, kendisidir.
Mevlânâ şöyle der:
"Sen kendini küçük bir cisim sanırsın; hâlbuki en büyük âlem senin içinde saklıdır."
Bu yüzden insan, hakikati dışarıda ararken içindeki o büyük âlemi unutur. Ve işte o zaman, eşyaya tapınır, başarıyı yüceltir, duygularını bastırır, ruhunu unutur.
Selahaddin Eyyubi Kudüs’ü fethettiğinde taht kurmak yerine secdeye vardı. Çünkü bilirdi ki gerçek fetih, kalpte kazanılır. Kudüs onun için önce bir inanç, bir ideal, bir teslimiyetti. Bugün biz kaç kez secdede fetih duygusu yaşadık?
İmam Gazâlî, ilmin zirvesindeyken her şeyi sorgulayıp inzivaya çekildi. Ve sonunda şu hakikate vardı:
"Kendini tanıyan, Rabbini tanır."
İnsan için en büyük yolculuk, kendi içine yaptığı yolculuktur.
Yunus Emre der ki:
"Bir ben vardır bende, benden içeri."
O “içerdeki ben” bugünün dünyasında unutulmuş, bastırılmış, gürültüde boğulmuş durumda. O yüzden insan ne kadar kazanırsa kazansın, hep bir eksiklik duyar.
Modern çağ; insana her şeyi sundu ama anlamı sunmadı. Hız kattı ama derinlik vermedi. Hep ileri dedi, ama “Kendine döndün mü?” diye sormadı. Oysa bu soruyu sormayan her yol, yokuştur, uzundur, yorgundur.
Sokrates’in “Sorgulanmamış bir hayat, yaşanmaya değmez” sözü, bugünün ruhuna ayna tutar. Çünkü sorgulamayan insan sadece yaşar; hissetmez, derinleşmez, gerçek manada var olmaz.
Ve bizler… Ne kadar uzağa gidersek gidelim, eğer içimize dönmüyorsa yolumuz, hep eksik kalacağız. Çünkü kendine dönmeyen yol uzar – hem dünya için hem ahiret için…. "Kendine dönen, Rabbine yaklaşır."