MİLLÎ MÜCADELE’MİZİN KADIN KAHRAMANLARI
Türk kadını, tarihin her devrinde yılgınlık nedir bilmeyen azmiyle her türlü zorluğu göğüsleyen fedakârlıklarıyla bu toprakların yurt kılınmasına vesile olmuştur. Varlığımıza göz diken, vatanımıza musallat olan emperyalistlere karşı yirminci yüzyılın başında Cumhuriyet’imizin kuruluşuna giden yolda kadın kahramanlarımızın gösterdiği insanüstü çaba, bunun en net göstergesidir.
Millî Mücadele’miz esnasında kadın kahramanlarımız, dernekler kurarak millî bilincin doğmasına zemin hazırlamış; mitinglerde konuşmalar yaparak düşmana karşı direniş çağrısı yapmış, cepheye silah ve mühimmat taşıyan kağnıları yürütmüş yahut çeşitli cephelerde doğrudan vuruşmalara katılmıştır.
Biz bu yazımızda Millî Mücadele sürecinde cephelerde görev alan ve yaptıklarıyla sembol hâline gelen beş kadın kahramanımızı -Ayşe Altuntaç’ı, Fatma Seher Erden’i, Gördesli Makbule’yi, Nezahet Baysel’i, Şerife Bacı’yı- tanıtmak, böylece onlara olan şükran ve minnet duygularımızı dile getirmek istedik. Çünkü biliyoruz ki varlığımıza anlam katan bu isimleri bilmek, yakından tanımak, anlamak ve anlatmak, geleceğe taşımak; millî görevlerimizdendir.
Ayşe Altuntaç(?-1949)
Aslen Selaniklidir. Eşi, I. Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde şehit düşmüştür. Yunan ordusunun İzmir’e asker çıkarması üzerine Kurtuluş Savaşı’na katılmıştır. Tüm rütbelerin hakkını vererek binbaşılığa kadar yükselmiştir.
Binbaşı Ayşe, Kurtuluş Savaşı’nın bütün aşamalarında yer almış; iki oğlunu şehit vermiştir. Kendi de Sakarya Savaşı’nda yaralanmıştır. İyileşir iyileşmez tekrar cepheye koşmuş ve İzmir’e giren ilk birliğin içerisinde bulunmuştur. Binbaşı Ayşe Altuntaç, Kurtuluş Savaşı sonrasında Merkez Bankasında odacı olarak çalışmaya başlamış ve 1949 yılında vefat etmiştir.
Fatma Seher Erden(1888-1955)
1888 yılında Erzurum’da doğmuştur. Asker eşi Ahmet Bey’le birlikte Balkan Savaşı ve Kafkas Cephesi’nde görev almıştır.
Sivas Kongresi’nde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile tanışma imkânı bulmuştur. Öz geçmişini Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e arz etmiş ve gönüllü olarak cepheye gitmek istediğini belirtmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk de bu teklifi kabul etmiştir. Fatma Seher Erden, Millî Mücadele boyunca İnönü Muharebelerine, Dumlupınar ile Sakarya Meydan Muharebesi’ne, Büyük Taarruz’a katılmıştır. “Büyük Taarruz’da Yunanlılara esir düşmüş ancak firar ederek arkadaşlarının yanına dönüp birliğine katılmıştır”(Değerli, 2021: 112). Üsteğmen rütbesine kadar yükselmiştir. Savaştan sonra devletin kendisine bağladığı maaşın tamamını Kızılay’a bağışlamış, ömrünün son yıllarını yokluk içerisinde geçirmesi üzerine devlet tarafından tekrar maaşa bağlanmıştır. Fatma Seher Erden, namıdiğer Kara Fatma 1955 yılında vefat etmiştir. “Kendisine Kara Fatma ismini veren kişi Mustafa Kemal’dir”(Sarıçoban, 2017: 1340).
Gördesli Makbule(1902-1922)
1902 yılında Manisa’da doğmuştur. 18 yaşında iken Halil Efe ile evlenmiştir. Evlendikten kısa bir süre sonra eşiyle birlikte akıncı olarak düşmana karşı savaşmak için Millî Mücadele’ye katılmıştır.
Gördesli Makbule; ata iyi binmesiyle, çok iyi silah kullanmasıyla ve her baskında yanından hiç ayırmadığı Japon filintasıyla ünlenmiştir. Manisa civarındaki Yunan kuvvetlerine karşı yapılan savaşların tümüne katılmıştır. 17 Mart 1922 tarihinde bir baskında geri çekilen silah arkadaşlarına cesaret vermek için öne atılıp en önde savaşırken “başından vurularak şehit olmuştur” (Değerli, 2021: 112).
Nezahet Baysel(1908-1994)
1908 yılında İskeçe’de doğmuştur. “Babası, Çanakkale Cephesi 70’inci Alay Kumandanı Hafız Halit Paşa tarafından cephelerde büyütülmüştür”(Değerli, 2021: 112).
Nezahet Baysel, asker olan babasının yanında cepheye gitmiş; 1915-1922 yılları arasında İnönü Muharebeleri, Sakarya Savaşı’nda görev almıştır. “Gediz taarruzunun başarısızlığa uğraması üzerine alaydan bazı askerlerin firar etmek için hazırlandığını gören Nezahet Hanım, ‘Ben babamın yanında ölmeye gidiyorum, siz nereye gidiyorsunuz?’ diye haykırınca askerler kaçmaktan vazgeçmiş her ne kadar Gediz Muharebesi kaybedilse de Yunanlıların Anadolu içlerine ileri harekâtı geciktirilmiştir. Nezahet Hanım, bu başarısı üzerine onbaşı yapılmıştır” (Değerli, 2021: 113).
Zaferden sonra Nezahet Hanım, İstanbul’a yerleşmiş; 1994 yılında vefat etmiştir. Nezahet Hanım’a İstiklal Madalyası’nın verilmesi gündeme gelmiş, TBMM tarafından kendisine 1986 yılında onur plaketi verilmiştir. 2013 yılında ise “Nezahet Baysel’in torunu Şebnem Üçok’un kızı Gizem Ünaldı’ya ‘Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası’ verilmiştir” (Değerli, 2021: 115).
Şerife Bacı(1900-1921)
1900 yılında Kastamonu’da doğmuştur. Kurtuluş Savaşı esnasında gemiyle İnebolu’ya getirilen cephanelerin İnebolu’dan Kastamonu’ya taşınmasında kahraman Türk kadınlarının simgesi olmuştur. Şerife Bacı, 1921 yılının çetin kış şartlarının hüküm sürdüğü ilk aylarında sırtında çocuğu, önünde kağnısı ile İnebolu’dan Kastamonu’ya cephane taşırken Kastamonu kışlası önüne kadar gelmiş; mermileri ve çocuğunu korumak uğrunda donarak şehit olmuştur. Fırtına ve tipinin sabahında Kastamonu kışlasından çıkan devriye ekibi, bir bebeğe ait olan ağlama sesini takip ettiklerinde sahibi donmuş bir kağnıyla karşılaşmıştır. Kağnıda üzerileri kardan etkilenmemesi için bir battaniyeyle örtülmüş cephane ile cephanelerin arasındaki kuru otlara yatırılmış bir bebek vardır. Yapılan incelemeler sonucunda şehit olan kadının bir gece önceki tipide kaybolan Şerife Bacı olduğu tespit edilmiştir. Çalışmalarından dolayı Rüveyda Polat ve Bengüsu Aygüle, danışmanları Muhammet Totik hocamıza teşekkür ederim.
KAYNAKLAR
- Değerli, E. (2021). Millî Mücadele’de Türk Kadını ve İnönü Muharebeleri’nde Çarpışan İki Kadın Kahraman. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 21, 101-120.
- Kurnaz, Ş. (1996). Millî Mücadele’de Türk Kadını. Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 13(34), 250-274.
- Sarıçoban, G. (2017). Millî Mücadele’de Anadolu Kadını. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 21(4), 1331-1346.