Köy odasında toplanan kadınlar arasında hararetli konuşmalar oluyordu. Herkes birbirinden haber almaya çalışıyor, durumu anlamak istiyordu. Fatma hanım ve köylülerden Zeynep ise odanın köşe bir yerine oturmuş aralarında ayrı sohbet ediyorlardı. Etraftaki karışık durumu bozan ise dışarıdan gelen ses olmuştu. Birden köy odasının kapısı hızlı hızlı vurulmaya başladı. Zeynep ve Fatma hanım içeridekilerden ayrı bir heyecanlanmış ve kapıyı açmak için ayağı kalkmışlardı. Fatma hanım kapıya yönelmiş ve usulca seslenmişti. -Kim o?
-Aç Fatma abla ben Mehmet Çavuş, haberlerim var.
Fatma hanım kapının ardındaki sesi tanıyınca akşam karanlığında kapıyı usulca açmış ve Mehmet Çavuş’u içeriye buyur etmişti. Mehmet Çavuş’un rengi benzi atmış, nefes nefese kalmıştı. Soluk alacak hali dahi yoktu. Belli ki haberler iyi değildi. Mehmet Çavuş’u bu halini görünce ilk söze Fatma hanım girdi:
-“Hayırdır Mehmet Çavuş bu telaşın niye?”
-“Duymadınız mı?”
-“Neyi duymadık mı?”
-“Batı da İzmir’de Yunanlılar, Doğu’da ise Ermeniler vatanımızı işgal etmeye başlamışlar. Bütün herkes silahlanmış onlara karşı koymak için bekliyorlarmış.” Olan biteni gözlemleyen ve sözleri dinleyen Zeynep bir anda söze karışmış ve yüksek sesle şöyle seslenmiştir. “Bu vatan bizim, bu bayrak bizim, biz bize ait olanı ne verdik ne de bundan sonra vermeye gönlümüz razı gelir. Geldikleri gibi giderler.” Fatma hanım ve Mehmet Çavuş’a gözlerinden usulca yaşlar akmaya başlamış ve Zeynep’in altından ilk öpen ise Mehmet Çavuş olmuştur. Mehmet Çavuş:
-İşte bizi biz yapan duygu bu, vatan ve ezan sevdasıdır. 7’sinden 77’sine hep aynı ruh hep aynı milli şuur var yüreklerde, zihinlerde. Allah izniyle düşman çizmesi, imanlı yürekler olduğu sürece temiz vatan topraklarından uzun süre kalmayacaktır.
-“Elbette kalmayacaktır Mehmet Çavuş, elbette. 18 Mart 1915’te Çanakkale ve 20-22 Aralık 1914 Sarıkamış’ta kalmadığı gibi şimdide kalmayacak, kalmamalıdır. Duymadın mı Mustafa Kemal diye bir yiğit İstanbul’dan Samsun’a yola çıkmış, Havza ve Amasya’dan halkı istiklalini korumaya davet etmiş. İnşallah onu görmek ve destek olmak bizlere de nasip olur. Dün I. Dünya Savaşında nasıl savaştım ise bugün ve yarında vatanımı için her türlü görevi almaya hazırım Mehmet Çavuş.”
-Vatan size ve sizin gibi kahraman Türk kadınlarına her daim minnettar olacaktır Fatma Seher hanım. Korkmamıza gerek yok; zira korkması gerekenler düşmanlarımız, biz buradayız gelecekleri varsa elbet görecekleri de vardır.
Zeynep usulca oturduğu yerden kalkar ve tarihe geçen şu konuşmasını yapar:
“Bizler var oldukça ezanımızı dindiremezler, bayrağımızı indiremezler. Bizler Nene Hatunların, Gazi Osman Paşaların, Gazi Ahmet Muhtar Paşaların, Seyit Onbaşı ve Yahya Çavuşların torunlarıyız. İstiklalden İstikbali hür yaşadık ve tarih boyunca da hür yaşayacağız. Her ne şart altında olursa olsun hürriyetimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Din ve vatan uğrunda ölmeye hazır birer kıtayız. Ölürsek şehit kalırsak gaziyiz. Bundan daha öte mükâfat var mıdır?”