Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına günler kala heyecanımız daha da artıyor. 29 Ekim 1923’den 29 Ekim 2023’e kilometre taşlarını bizlerde sizler için yeniden yazmaya çalışıyoruz. Bu süreçte vatan için canını hiçe saymış tüm şehitlerimize ve gazilerimize bir kez daha minnettarız. Rabbim makamlarını cennet eylesin. İşte bu kilometre taşlarından biri olan Amasya Genelgesi bu gün tüm yönleriyle sizlerle olacak. Amasya genelgesi 22 Haziran 1919’da yayımlanarak İstanbul hükümeti ve işgalci İtilaf devletlerine net mesajlar verilmiştir. Mustafa Kemal, 28 Mayıs 1919’da Havza genelgesini yayınladıktan sonra Havza’dan Amasya’ya geçer. Bunun temel nedeni ise güvenliktir. Milli Mücadele açısından Amasya Genelgesi her şeydir. Millî mücadelenin amacı, gerekçesi, yöntemi bu belgedir. Havza genelgesi hazırlanışından ilan ediliş sürecine kadar tamamen Mustafa Kemal’e aittir. Amasya Genelgesini ise genelgenin hazırladığı süreçte orada yer alan Rauf Bey, Refet Bele ve Ali Fuat Cebesoy bizzat imzalamıştır. Görevleri nedeniyle Amasya’da yer almayan Kazım Karabekir Paşa ve Mersinli Cemal Paşalar ise telgraflarla onaylamıştır. Mustafa Kemal’in Amasya genelgesini en yakın arkadaşlarının onayını alarak yayımlamasının nedeni, milli mücadeleyi kişisellikten çıkarıp ulusal mal etmektedir. Aynı zamanda Paşa, sorumluluğu paylaştırmak istemiştir. Peki, Amasya Genelgesine İstanbul Hükümetinin tepkisi ne oldu? İstanbul hükümeti hemen devreye girmiş ve Mustafa Kemal’i görevden aldığını bildirmiştir. Bunun üzerine karşı hamleyi İstanbul hükümetinin de önce yapan Mustafa Kemal 8-9 Temmuz 1919 tarihinde askerlik görevinden istifa etti. Artık Mustafa Kemal sivil bir liderdi. İşte genelge hükümleri:
- Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir. Bu maddeyle ilgili olarak aşağıdaki hükümlere varılabilir. Milli mücadelenin gerekçesidir. Madde ile topyekûn bir mücadeleden söz ediliyor. İfadeye bakarak Mondros Ateşkes Anlaşmasının yürürlüğe girdiği anlaşılmaktadır. Mondros Ateşkes Anlaşmasının imzalanmasından sonra işgallere karşı kurulan cemiyetlerin basın ve yayın yoluyla mücadelesi başarılı olmamıştır.
- İstanbul Hükümeti üzerine aldığı görevi yerine getirememektedir. Bu da milletimizi yok saymaktadır. Milli mücadelenin gerekçesidir. Milli mücadele yanlısı olup, saltanatı destekleyenleri kaybetmemek için alınan önlem tarzında bir maddedir. Maddenin üstü kapalı olarak hükümeti eleştirmesinin temel nedeni ortamın müsait olmayışıdır. Maddeyle yeni bir hükümet kurma bilinci doğdu. Hükümetin kurulacağının açıkça söylenmemesinin nedeni yine ortamın müsait olmayışıdır. Aynı zamanda Mustafa Kemal, kendi görev yaptığı hükümetini eleştirmiştir.
- Vatanın bütünlüğünü ve milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır. Milli mücadelenin yöntemi bu maddeyle belirlenmiş, sine-i millete dönme kararı alınmıştır. Ulusal egemenlikten ilk defa söz eden cümle olmuştur. Demokratik bir yönetim anlayışının da benimseneceğinin ilk işaretidir. Manda ve himayenin kabul edilmeyeceği üstü kapalı anlatılmıştır. Madde bağımsızlığını arayan uluslara bir örnek çağrıdır. Bu yönüyle bir evrensel çağrı metnidir.
- Her türlü etki ve denetimden uzak milli bir kurul şarttır. Milli mücadelenin amacıdır. Saltanat ve hilafet etkisinden uzak bir yapıdan söz edilmiştir. Erzurum kongresi kararları sonucunda kurulan Temsil heyeti ve 23 Nisan 1920’de açılan TBMM’ye atıf yapılmıştır.
- Sivas’ta ulusal bir kongre düzenlenecektir. 04-11 Eylül 1919’da yapılacak olan Sivas kongresi çağrısı Amasya Genelgesinde yapılmıştır.
- Sivas Kongresine her ilden 3 delege katılacaktır. Kongreye davet edilenlerin çok olması milli mücadele lehine kararların çıkmasını engelleyebilirdi. Zira o dönemde farklı düşünenlerin sayısı epeyce fazla idi.
- Sivas’a gelecek olan delegeleri Müdafaa hukuk cemiyetleri, reddi ilhak cemiyetleri ve belediyeler seçecektir. Amaç milli mücadele yanlısı kişilerin seçilmesini sağlamak, seçim yoluyla demokratik bir ortam sağlanmaya çalışmak olmuştur.
- Alınan kararlar ulusal sır gibi saklanacaktır. Nedeni Anadolu işgal altındaydı ve bu yüzden delegelerin kongreye gelmesinin engellenme ihtimaliydi. Zira ilerleyen zamanlarda görüldü ki Diyarbakır, Elazığ ve Mardin delegeleri kongreye katılamadı.
- 10 Temmuz’da Erzurum’da toplanacak olan kongreye katılanlar oradan hareketle Sivas’a gelecektir. Cemiyetler dağıtılmayacaktır. Mustafa Kemal, Amasya genelgesinden sonra İstanbul, Anadolu’ya hâkim değil tabii olmak zorundadır diyerek sürecin hangi minval da süreceğinin de işaretini vermiştir. Bir sonraki yazımızda Erzurum kongresini tüm yönleriyle köşemize taşımaya çalışacağız.