Gazze’de hayat rakamlardan ibaret kaldı. Her gün gelen haberlerde açlıktan ölen çocuk sayıları açıklanıyor.
Modern çağda bir çocuğun ölüm nedeni “açlık”!
21. yüzyılda, medeniyet ve insan hakları nutukları atan bir dünyada, Gazze’de çocuklar açlıktan toprağa düşüyor!
Bir yanda İsrail’in bitmek bilmeyen saldırıları, öte yanda insani yardımlara uygulanan acımasız ambargo… Yalnızca bomba değil, ekmek ve su da yasak! İlaca, tıbbi malzemeye, hijyene bile izin verilmiyor.
Ölümün şekli artık mermiden, bombadan değil, açlıktan geliyor. Uluslararası ajansların geçtiği bilgiye göre, son olarak 1’i çocuk 6 kişi daha yetersiz beslenmeden hayatını kaybetti. Açlıktan ölenlerin sayısı 131’i çocuk olmak üzere 367’ye yükseldi.
Şimdi sormak gerekmez mi; daha kaç çocuk ölmeli?
Daha kaç aile ocaksız kalmalı?
Dünya bu vahşete daha ne kadar sessiz kalacak?
Birleşmiş Milletler, sadece rakamları kayda geçirmekten başka ne yapıyor?
Ölü sayılarını kayıt altına almakla hayatlar kurtulmuyor!
Ama bir yanda da insanlığın hala ölmediğini gösterenler var, 44’ten fazla ülkenin desteğiyle yola çıkan Küresel Sumud Filosu…
Denizdeki ablukanın karşısına vicdanlarıyla dikilen aktivistler…
Onlar, “silah değil, yardım” diyor.
Onlar, hükümetlerine rağmen, insan onuru için bedel ödemeyi göze alıyor.
Gazze bugün bir kabristana dönüştürüldü. Ama unutmayalım: Gazze’de açlıktan ölen her çocuk, aslında tüm insanlığın kalbine düşmüş bir ateştir. O ateşi söndürmenin yolu ise sessizliği bozmak, suskunluğun zincirini kırmaktır.
Allah o mazlumların da, o yardım için yola çıkanların da yardımcısı olsun.