Bende adayım.
Şehrimin kalkınması…
Adaletin tesisi…
Hakça paylaşımın sağlanması…
Güzelliklerin ortaya çıkması…
Egomun hayatları alt üst etmemesi için…
Şehrimi yönetmeye talibim.
Benim değil hakikatin seçtiğini tesis edecek bir cüz-i irade sergileyemezsem şehrimin yerle bir olacağını bilen bir aday olmak kararındayım.
Oylara değil mutlak hakimin rızasına talip olunan bir seçimin seçileniyim.
Seçilmenin ağır yükünü taşıyamazsam olacakların farkında bir aday olmaya çalışmalıyım.
Acaba diye düşünüyorum, Erzurum’u Kars’ı, Van’ı yönetmeye aday olanların hangi öncelikleri kalplerini hopp hopp attırıyor.
Bu konuda seçmenden önce seçtiklerine uyarılar yapan bir mutlak hakim var.
Unutma! Senin asıl yönetmeye talip olacağın şehrin kalbindir.
“Ve böylece hükmümüz vaki olunca bu
(günahkâr şehirlerin) altını üstüne getirdik...”
Hûd sûresi / 82
Senin ŞEHRIN KALBINDIR!
Pişmanlık yerine pişkinliklerin...
Dostluk yerine düşmanlıkların...
Tevazu yerine böbürlenmelerin...
Sükûnet yerine taşkınlıkların...
Altını üstüne getirir şehrinin!
Sen, es-Sabûr olan Allah’ın sana şefkatiyle yumuşattığı sarsıntıları önemsiz sanırsın...
Geçti gitti bellersin akşamdan kalma sancıları...
Bitti zannedersin dünde kalan düşmanlıkları...
Unutur gidersin kırıp döktüğün zavallıları...
Ancak onlar senin şehrinde birikir!
Kalbin günahkâr şehirler arasına girdiğinde ise...
Her şey bir anda değişir!
Zaman biter.
Kahkahaların korkunç inlemelere dönüşür.
Şehrin yerle bir olur!
Biraz insafın varsa acı kendine...
Kalbini mâsivâya teslim etme.