Uzmanların Alman Yeşiller Partisi’nin programından iktibas edildiğini belirttikleri ve HDP’nin kapatılma ihtimaline karşı kurdukları Yeşil Sol Parti, “Türkiye’nin çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı, çok dilli yapısına uygun yeni bir demokratik anayasayı, toplumun anayasasını demokratik katılım ve toplumsal müzakere ile birlikte yazmak için Biz Hazırız!” diyor.
Yani Türkiye Cumhuriyetini yıkarak yerine yamalı bohçadan hallice, bölgelere ayrılmış “Federatif” cumhuriyet hevesindeler.
İşte önerdikleri:
“Yürüyüşümüz, ezilenlerin demokratik mücadelesidir. Statüko ile restorasyon arasındaki sıkışmışlığa karşı umut ve coşkuyla adımlarımızı birleştirdiğimiz “Yeni Yaşam”a davettir.
Halkları savunmasız kılan, kadınları şiddetin ve sömürünün hedefi haline getiren, ekolojik yıkıma sebep olan ve sermaye odaklarını zenginleştirerek toplumu yoksullaştıran işgal ve savaşa dayalı dış politikaya dur demek için buradayız.
(…) eşbaşkanlık ile eşit temsiliyet ilkesi ve İstanbul Sözleşmesi için geliyoruz.”
İşçi, memur, kadın vs. kesimlere yönelik cancanlı ifadelerin ardından hak savunurken, LGBT’yi engelliler ve çocuklar, kültürler, inançlar ve ezilenler kategorisiyle araya sokuyor ve İstanbul sözleşmesine atıf yapıyor.
Ve; “Demokratik, özgür, katılımcı üniversite modelinde, üniversitenin tüm bileşenlerinin eşit söz ve karar hakkına sahip olduğu Demokratik Üniversite Meclislerini kuracağız.
YÖK’ün kaldırdığı “Toplumsal Cinsiyet Tutum Belgesi”ni yeniden uygulamaya koyacağız.”ni yerleştiriyor.
Belli ki Alman Yeşiller’den çok etkilenmişler ve LGBT’yi her alanda el üstünde tutuyorlar.
Belirtili olmayan gizli bir öznede ise kadınların doğa ile özgürleştirileceği beyan edilmiş. Bu özgürleştirmenin terör örgütüne kaçırılan çocuk yaştaki kızları kapsadığı gerçeği akla geliyor.
Çocuk hakları savunurken, onların kimliksiz, cinsiyetsiz yönetimi için gereken şartları gerçekleştirmeyi savunuyorlar. Bu hedeflerini “Çocuk Bakanlığını kuracağız ve bakanlık bünyesinde Çocuk Hakları Eylem Planı, Çocuk Politikaları Strateji Belgesi ve Çocuklar İçin Politika İlkeleri’ni oluşturacağız. Çocuklar arasındaki dil, etnisite, kimlik, inanç, mezhep, cinsiyet, beden farklılıklarına yönelik ayrımcılığa son vereceğiz.” İfadelerinde satır arasına saklıyorlar.
Gözlerini Diyanet’e dikmişler bir kere!
Yeşil Sol Parti, inanç ve vicdan özgürlüğü, eşit yurttaşlık safsatasıyla Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının ilk maddelerini ve Cumhuriyetin yapılarını da hedefe alıyor. “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yerine temelden farklı; “İnanç İşleri Üst Kurulu” olarak çalışan, tüm inançlara tüzel kişilikler olarak örgütlenebilme koşulu sağlayabilen “İnanç Hizmetleri Başkanlığını” kuracağız. Zorunlu din dersini kaldıracağız.”
Yani Diyanet’i kapatacağız diyorlar.