Hoşça kal, orda kal!

Gerçeği söylemek gerekirse, bir rüyaydı gördüğümüz aslında. Ama tatlı bir rüyaydı. Uzun süre uyanmak istemediğimiz de bir rüyaydı. Zira, daha sezon başlarken kimse ama hiç kimse bir rüyaya yatacağımızı, uzun süre o rüya ile yaşayacağımızı öngörmüyordu. Tahtası kapalı, ekonomik sorunları had safhada olan, devasa bütçeli rakipleri karşısına almış bir kulübün aslında herkes ligde kalmasından yanaydı. Beklenti hiç bu kadar büyük değildi. Ama özellikle sezon başında ilk 6 iç saha maçında alınan galibiyetler, hep ‘olur mu acaba?’ dedirtti. Dedirtti bunu. Yapılan transferler ‘cuk’ oturmuş, sezon sonuna kadar üstelik para diye bir dert de edinilmemişti. Makinenin dişlileri takır takır çalışıyordu. Sonrasında herşey işte ne olduysa o Karagümrük mağlubiyeti ile başladı. Kırılma anıydı o maç. Hem kötü futbol ve hem de mağlubiyet, büyüyü bozmuştu. Düne kadar iç saha fatihi olan Erzurumspor FK, artık hovarda bir takımdı, deplasmanlara nazaran iç sahada habire puan kaybı yaşadı. Sakarya, Şanlıurfa ve Iğdır maçlarındaki puan kayıpları, Dadaş’ın gazdan ayağını kesmesine neden oldu. Adını ne koyarsanız koyun.

Özellikle de bugün Gençlerbirliği’nin yaptığı 2’nci sıradan süper lige çıkma fırsatı birkaç defa ele geçti ama ne yaparsın ki olmadı işte. Nihayetinde play-off finali oynamak gibi bir rüya da vardı, o da görünüyordu ama o da gerçekleşmemişti. Herşeye rağmen Bandırma maçı ile o hayal halen daha dipdiriydi, fakat gel gör ki, o da olmadı. Çekirge bir sıçradı, iki sıçradı. Doğrusu hiç bitmesin dediğimiz tatlı bir rüyadan uyandırıldık ama en azından o şartlarda bizlere öyle güzel hayaller kurdurdukları için başta idari yönetim olmak üzere teknik heyet ve futbolculara teşekkürümüzü edelim, artık kaldırıp, indirmeden önümüzdeki sezona bakalım. Tabi bunu yaparken de geçen sezondan dersler çıkarmış bir şekilde yeni sezona merhaba diyelim. Biz daha bu konuyu çok konuşuruz. Herkese cümleten, günaydın!