Devlet Bahçeli’nin uzattığı elin tam olarak neye tekabül ettiğini, Türk Devleti’nin aslında hangi tehditleri tasfiye süreci başlattığını da doğru anlamak durumundayız. Aksi, Türk Devleti’nin hedeflerine ve başımızdaki musibetleri tasfiyesine engel olur konuma düşmüş oluruz.
Prof. Hasan Köni; “Buradaki dördüncü faslımızdaki yapı, birinci olarak ele aldığımız konuyu tetikliyor. Yani İsrail’in Türkiye’den çekinmesi olayı YPG/PKK olayını tetikleyen, orda onun kalmasına neden olan bir müddet olaylar tam çözüme ulaşıncaya kadar. Eğer bu Türkiye’ye dönük bir psikolojik operasyon değilse. Bu psikolojik operasyonda olabilir. Bak sizden biz (İsrail) tehdit alıyoruz, ABD de bizim yanımızda.
Psikolojik operasyon imajıda verebilir. Hükümet ve asıl yönetim, risk alanlar ne düşünüyor bu konuşma karşısında. Bunun ABD ile bağlamı ne olabilir. Çünkü adamın (Trump) grubuna bakıyorsun, pek normal insanlardan oluşmuyor. Şimdi bu yapının yansıması nasıl yorumlanacak. Biz rahat konuşuyoruz, ama Türkiye’yi yöneten kadro, hükümet ve asıl yönetim, risk alanlar ne düşünüyor Trump’un konuşması karşısında. Elen Musk dahil tuhaf adamlar. Trump’un 40 adamının 38 adamı Yahudi.
Bu yapının yansıması burada nasıl yankılanacak.
Devamlı şüpheli temkinli, ikinci, üçüncü, dördüncü plana hazır şekilde beklememiz gerek. Öbür türlü çok sıkı nutuklar atabilirim. İsrail yalnız gelmeyecek, gelmeyecek. Gelmez.”
Netanyuhu “Ortadoğu’da köklü değişikliklere tanık oluyoruz. İran uzun zamandır bizim için en büyük tehditti. Ancak arenaya yeni güçler giriyor. Beklenmedik durumlara hazırlıklı olmalıyız. Bu rapor bize İsrail’in geleceğini güvence altına almak için bize yol haritası sunuyor.”
Türkiye’ye burada bişey söylüyor.
Trump’un bir temsilcisi Bağdat’a geldi. İkincisi Bağdat’ın esas adamı Ankara’ya geldi. Trump’la görüşmeden sonra. Neçirvan Barzani. Hem Trump’la yapılan görüşmede var. Hemde Ankara’ya geldiğinde Cumhurbaşkanı ile yapılan görüşmede, bütün bilgileri Ankara’ya aktarmıştır. Hem sayın Cumhurbaşkanımız, hem MİT başkanımız, hem dışişleri bakanımız. Aldılar bunu.
Erbil’de bir olay oldu. İki asker öldürüldü. DEAŞ tarafından öldürüldü. Biride yaralı. Bu açıklama, bu askerler kim kardeşim, kimlik yok. Söylemiyorlar. ABD’li mi yok ABD’li değil diyorlar. Cesetler nerede, ceset yok ortada. Adam bunu söylüyor esasında. Bir DEAŞ tehdidi önümüze taşındı”.
Prof. Köni, işimiz zor diyor. Fakat Türk Devleti’nin birçok zorluğu zaman içerisinde kolayladığını gördük. Suriye’de buna şahit olduk.
Bölgede cereyan eden hiçbir şeyin, diğerinden bağımsız olduğunu söylemek mümkün değil. Kelebek etkisini bilirsiniz, birbiriyle hiç bağı olmayan olaylar zinciri, silsilesi bir kelebek etkisiyle taşın suda çıkardığı dalgalar gibi yayılır ve her şeyi içine alır.
Ocak ortasında ABD Dışişleri Bakanı müsteşarı John Bass Türkiye’ye geldi. John Bass eski büyükelçi. Elçiye zeval olmaz diye karşılıyoruz. Yapışıyorlar. Türkiye cumhuriyeti yetkilileriyle görüşme gerçekleştirecek. Deaş a dikkat edelim. Bir olası harekat konusunda ABD nin fikirlerini iletecek. Bu kimin müsteşarı, Biden’in mi, Trump’un mu? Bir takım setler var.
Mavi vatan tatbikatı yaptık. İzlediyseniz çok şey çıkarırsınız. Suriye ile deniz yetki alanları üzerine gelişmeler var, onun üzerine geldi. Dışişleri Bakanı Kıbrıs taydı. Rum kesimi bundan rahatsız. Bunun üzerine İsrail Dışişleri Bakanı Rum kesimini ziyaret etti. Kısa bir süre önce de sözde Kürt lideri Dışişleri sorumlusu ile görüşme gerçekleştirdi. Sonra Suudi Arabistan’a gitmişti. Görüştüğü tüm batılı yetkililere ‘Türkleri durdurun’ çağrısı yapmıştı.