Doğum tarihi bazı kaynaklarda farklı olsa da 1890’da Manastır’da doğdu. Kardeşi Enver Paşa olup babasının adı Hacı Ahmet Paşa annesi ise Ayşe Hanım’dır. 6 kardeştirler. Lise eğitimini orada bitirip Manastır Harbiyesi’nden üsteğmen rütbesiyle mezun olmuştur. İlk savaşı Trablusgarp Savaşı’dır. Birinci Dünya Savaşı’na giren Osmanlı Devleti zamanında kendisine “Padişah Yaverliği” rütbesi verilir. 1917’ye kadar çeşitli bölgelerde görev yaptığı zamanlarda İngiliz, İtalyan ve Fransız kuvvetlerine karşı savaşmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nda Enver Paşa tarafından yerli halkı teşkilatlandırılarak İtalyan ve İngilizlere karşı savaşarak üzere Trablusgarp’a tekrar gönderilen Nuri Paşa, başarılarından dolayı 28 yaşındayken 1918’de yarbay rütbesine terfi ettirilmiştir. Azerbaycan ve Dağıstan’ın Osmanlı’dan yardım istemesi üzerine Enver Paşa kurdurduğu Kafkas İslam Ordusu’nun kumandanlığına Nuri Paşa’yı getirdi. Osmanlı Devleti Azerbaycan için Nuri Paşa komutasında 11 bin kişilik Kafkas İslam Ordusu adıyla bir ordu oluşturur. 25 Mayıs 1918’de ordu Gence’ye girer ve 28 Mayıs 1918’de başkent Gence olarak Azerbaycan Cumhuriyeti kurulur. Kafkas İslam Ordusu’nun asker sayısı Azerbaycan kolordusundan yapılan bin kişilik takviyeyle 12 bine ulaşmış olur. Bu ordu Azerbaycan harekatı kapsamında güzergahtaki Göyçay, Salyan, Ağsu ve Kürdemir'i de Bolşevik birlikleri ve Ermeni çetelerinden temizleyip 15 Eylül 1918'de ise Bakü'yü kurtardı. Kafkas İslam Ordusu, Bakü'nün kurtuluşu için 1130 can şehit verdi. Bu kurtuluş sonrası Azerbaycanlılar Nuri Paşa’ya çok büyük saygı duyar ve Nuri Paşa “Bakü Fatihi” ünvanını alır. Bakü'de büyük bir değer gören Nuri Paşa, Tezepir Camisi'nde minbere çıkarak halka hitap etti. Bu minber, "Nuri Paşa minberi" olarak anılır. Paşa'nın Gence'de konakladığı ev de müze olarak faaliyet gösteriyor. Mondros Mütarekesi imzalandıktan sonra Kafkas İslam Ordusu Bakü'yü terk etmek zorunda kalırken Nuri Paşa, İngilizler tarafından Batum'da tutuklandı. Nuri Paşa, 8 Ağustos 1919'da yargılanmak üzere götürülürken Kafkasyalıların yardımıyla hapisten kaçmayı başardı. Anadolu’ya gelen Nuri Paşa Kazım Karabekir Paşa’nın kolordusuna katıldı. Nuri Paşa bu dönemde Kars ve Erzurum’da tamirhane ve fabrikalarda çalışıp ele geçirilen silah ve malzemeyi kullanılır hale getirdi. Bu dönemde de İstiklal Savaşı’nda Sarıkamış’ın kurtarılmasına iştirak ettiği için 1929’da İstiklal Madalyası verildi. 1921'de Berlin'e giden Nuri Paşa, burada çiniciliği öğrenerek 1924'te İstanbul'a döndü ve Kütahya Çinicilik Anonim Şirketini kurdu. Askerlik hayatı kahramanlıkla geçen Nuri Paşa, kardeşinin vefatı üzerine fabrikasını devrederek savaş sanayisine yöneldi. Nuri Paşa, Sütlüce'de bulunan bir fabrikayı satın alarak ordu için silah ve cephane üretir, çeşitli silah tasarımları yapar ve bunların patentini alır. "Nuri tabancası" adını verdiği Türkiye'nin ilk 9 milimetrelik silahının seri imalatını gerçekleştirdi. Bu teçhizatları Milli Savunma Bakanı’na sattığı gibi Mısır, Pakistan, Suriye gibi ülkelere de mermi, silah gibi araçlar satmıştır. Arap-İsrail Savaşı’nda Filistin’in yanında durup onu desteklemiştir. İsrail’in kuruluşundan sonra Arap direnişçiler için devam eden bir teçhizat üretimi söz konusudur. Sütlüce’deki fabrikasında 2 Mart 1949’da meydana gelen büyük patlamada Nuri Paşa’yla birlikte 28 kişi hayatını kaybetmiştir. Nuri Paşa’nın cesedi bulunamamış olup boş tabutla Edirnekapı Şehitliği mezarına defnedilmiştir. Ölümün sebebi birçok farklı şekilde yorumlanır. Ancak biz işin aslını bilemediğimiz için Nuri Paşa’ya Allah’tan rahmet, bizlere kattığı bu güzel şeyler için mekanının cennet olmasını diliyoruz. Yazı için Rüveyda Polat’a teşekkür ederim.
256 10-D