Teknolojik imkânların artmasıyla birlikte ulaşım ve haberleşme alanında önemli gelişmeler olmuş ve insan hayatı kolaylaşmıştır. Eskiden uzak olan yerler yeni araç-gereçlerin kullanımı ile kısa sürede gidilen yerler olmuştur. Cep telefonu, internet ve diğer iletişim araçları ile insanlar birbirleri ile hızlı ve kolayca iletişim kurmuştur. Dünyanın en ücra köşesinde olan bir olayı herkes duymuş, görmüş ve onu yorumlayabilmiştir. Sınırların kalktığı ve iletişimin hızlı olduğu bu döneme küreselleşme veya globalleşme adı verilmiştir.
SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ’NİN DAĞILMASI
1917 yılındaki Bolşevik devriminden sonra kurulan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği özellikle II. Dünya Savaşından sonra dünyanın süper güçlerinden biri olmuştur. Orta ve Doğu Avrupa da, Balkanlarda, Ortadoğu’da ve Afganistan’da hâkimiyet kurmaya çalışan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, diğer yandan da Amerika Birleşik Devletleriyle uzay yarışına girmiştir. Uzay çalışmaları ve nükleer çalışmalar Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin ekonomik olarak zayıflamasına neden olmuş bu durum ise halkta huzursuzluklara neden olmuştur. Amerika Birleşik Devletlerinin, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği üzerinde üstünlük kurduğu en önemli proje Yıldız Savaşları Projesidir. Yıldız Savaşçıları Projesi ile Amerika Birleşik Devletleri, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin gönderdiği füzeleri uzaydan lazer ışınları ile vurmayı amaç edinmiştir. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, Komünist Parti lideri Gorbaçov ülkesinde yaşanılanları görmüş ve ekonomik, siyasi ve diplomatik ataklar ile sorunları çözmeye çalışmıştır. 1987 yılında yeniden yapılandırma olan Perestroykayı, 1988 yılında ise açıklık denilen Glasnostu yayınlamıştır. Gorbaçov halkın yönetime katılımını da sağlamaya çalışmış, açıklık politikaları ile batının ekonomik yöntemlerini sosyalizm içinde uygulamaya çalışmıştır. Glasnost ve Perestroyka başarılı olmuş mudur? Gorbaçov, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği içerisinde ayaklanarak bağımsızlıklarını sağlamaya çalışan federal devletleri içine alan Egemen Devletler Antlaşması fikrini ortaya atmış, ekonomik işbirliği yapılmasını öngörmüştür. Bu fikre bazı Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği içindeki devletler evet deyince Gorbaçov tatilini geçirmek üzere Kırım’a gitmiştir. Durumun Gorbaçov’un istediği gibi olmadığına inanan ordu mensupları ve diğer muhalifler harekete geçerek Rusya Federasyonu Parlamento binasını kuşatmış ve Gorbaçov’a karşı darbe yapılmıştır. Parlamento binasının önünde tankları üzerinde yeni bir kahraman olan Boris Yeltsin ortaya çıkar ve halkı bu olanlara karşı koymaya davet eder. Olaylar diğer federasyonlara sıçrar ve kısa süre içerisinde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinden ayrılan bağımsız olurlar. Böylelikle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ’de 1991 yılı itibariyle dağılmış olur. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği yıkılmasından sonra dünyada egemen güç olarak Amerika Birleşik Devletleri kalmıştır. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra kurulan bölgede ki en önemli teşkilatlardan biri Şanghay İşbirliği Örgütüdür. 1996 yılında Rusya, Kazakistan, Çin, Kırgızistan ve Tacikistan tarafından kurulan daha sonra da Özbekistan’ın katıldığı örgüttür. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Orta ve Doğu Avrupa da milliyetçi ayaklanmalar olmuştur. Doğu ve Orta Avrupa ülkeleri komünist idarelerine karşı başlattıkları demokratik hareketlerle bunu başarmış ve halkın iradesi çoğu yerde tecilli etmiştir. Yeni düzene direnen ülkelerden biri Romanya olmuştur. Romen lider Çavuşesku çok direnmesine rağmen sonunda ülkesinden kaçmak zorunda kalmıştır. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin yıkılmasından iki yıl önce dünyada ki en önemli gelişmelerden biri Berlin duvarının yıkılması ve daha sonra Demokratik Almanya ve Federal Almanya’nın birleşmesidir. Çekoslovakya’nın Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak ayrılması olayı Kadife Devrim olarak bilinir.
Sayın Yazar, bu dünya düzeninde,bunun neresindeyiz ona bakmamız lazım. Halen ülke olarak bir markamız yok. Teknolojiyi, üreten ülkelerin bir pazar kolonisi olarak daha satın alıyoruz. Bu konuda, milletimize ve başka milletlere bir katkımız yok. Sözde 203 üniversitemiz var, kulakları üzerine yatıyorlar üretip bilime bir katkıları olmuyor. Bunu kimse sorup soruşturmuyor. Bir çok teknoloji ve gıda ürünlerini hep dışarıdan alıyoruz. Daha bütçede para kalmadı bu durumda, gelişen, değişen, modern, çağdaş, sürekli üretip satan ülkeler yanında nasıl yerimiz olacak ki ?.selamlar.