Nuri Demirağ, Türk mühendisliği adına çok büyük atılımlara imza atmış, sermaye ve girişimci eksikliğinden mustarip genç cumhuriyet için elini taşın altına koymaktan geri durmamış ve gelecek nesle de örnek olarak ölümsüzleşmiş önemli bir şahsiyettir Türk milleti için.
Kurduğu ilk atölye olan ‘’Türk’ün Zaferi’’nde önemli bir ticari başarı elde etmiş, İstanbul’daki millî mücadeleye destek veren derneklere üye olmuş ve millî mücadeleye teknik ve maddî açıdan desteklerde bulunmuştur.
Atatürk’ten sürekli destek gören Demirağ, soyadını da Atatürk’ün önerisiyle almıştır. Alman ve Fransızların Anadolu’daki demiryolu inşasını durdurmasının ardından Türkiye’yi, lojistik imkanlarının kısıtlanması olasılığının yıkıcılığından kurtararak 1250 km demiryolu döşemiştir. Demiryolu demek; medeniyet, ticaret, ulaşım ve endüstri demektir. Şayet bir ülkede demiryolları yetersizse o ülkenin, demiryollarının eksik olduğu ölçüde kabiliyetleri kısıtlanmıştır. Türkiye’deki ilk demiryolu müteahhidi olan Demirağ, soyadını bu başarısına binaen almıştır. Sadece bu başarısı bile kendisini cumhuriyet tarihinin en önemli iş insanlarından kılmaya yetecek olsa da hayatı boyunca cumhuriyete hizmet etmekten geri durmamıştır. Aynı zamanda çok büyük bir hayırsever olan Demirağ, doğal afetlerde her zaman millete destek çıkmıştır.
Türkiye’nin ilk millî uçağı olan Nu.D-36’nın prototipini üreterek Türk havacılık tarihi için bir
kilometre taşı döşemiştir. Bu adımı Türk havacılığı için başlı başına bir devrim niteliğindedir.
Özellikle askerî havacılığa meraklı biri olarak benim için en ilgi uyandırıcı özelliği de budur. THK kurulduktan sonra Türkiye’de umumî bir havacılık seferberliği başlatılmış ve bunun sonucunda THK envanterine birçok uçak girmiştir. Nuri Demirağ da bu seferberliğe bir uçak atölyesi kurdurarak katılmak istemiş, havaalanı ve eğitim kurumu kurdurmuş ve ardından Nu.D-36’yı yapmıştır. İlk etapta THK’den ve farklı ülkelerden siparişler almış ve başarılı olmuştur. Sonrasında 6 kişilik bir yolcu uçağı üretmiş ve bir bombardıman uçağı tasarlamıştır. ‘’İstikbal göklerdedir!’’ diyen Atatürk’ten de tam destek aldığından hedefine yaklaşırken de çok hızlı bir ilerleme katletmiştir.
Tüm bunların ardından talihsiz bir kaza sonucu Nuri Demirağ’ın ürettiği uçaklardan birisi pilotaj hatası yüzünden kaza yapmış ve uçağın pilotu hayatını kaybetmiştir. Bunun üzerine, kaza pilotaj hatasının eseri olduğu halde, THK siparişlerini iptal etmiş ve Nuri Demirağ’ın yurt dışı siparişlerinin de iptal edilmesine sebep olmuştur. Atatürk, ölüm döşeğindeyken ve devlet yönetiminde pek aktif rol oynamazken Demirağ sahipsiz kalmış ve dışlanmıştır. Atatürk’ün ölümünden sonra da Demirağ, mücadelesine devam etse de bir sonuç alamamıştır. Atıldığı siyasi macera da pek başarılı sonuçlanmamış ve 1957 tarihinde hayatını kaybetmiştir.
Türk havacılığının böyle bir potansiyelin ipinin ucunu kaçırması bize ekstra milyarlarca dolara mal oldu, olmaya da devam ediyor. Nuri Demirağ’a gani gani rahmet diliyorum. Yazı için Ömer Kavaklıya teşekkür ederim.