-Doğru sözün geri vitesi yoktur. Doğru söz tektir, eşi yoktur. Doğru söz hedefe yönelen oktur, geri dönüşü yoktur.
-Zafer benimdir diye yola çıkanlar, mağlubiyetlerin de tek sorumlusudur.
-Hayatta net olabilen insan, rüzgârın esmesine veya günün getirdiklerine göre rengini değiştirmemeli, duruşundan da asla taviz vermemelidir. İşin aslı insan önce kendi olmalı, başkası olmamalıdır.
-Gazze, Hama, Humus, Halep, Kudüs, Batı Şeria, Golan Tepeleri aynı acı, aynı dram, aynı oyuncular, aynı seyirciler, aynı, aynı, aynı söylemler. Artık dünya ve İslam devletleri bu soruna neşteri vurmalıdır ve vurmak zorundadır. Dünyanın huzuru burada yani Orta Doğu’dadır.
-Öğretmen nara benzer. Bir gözükür ama içinde binleri barındırır.
-İnsan şuna sesleniyorum diye söze başlayacağına, önce kendi vicdanına seslenmelidir.
-Gönül kıranlarla gönül alanlar nasıl aynı kefede olabilir ki?
-Kalp kırıkları, gönül kırgınlıkları, bir gün gelir, elbet geçer, geçmez değil ama geçerken yürekte derin izler bırakır. Bu izin ise ne merhemi ne de hapı vardır. Aslında sabır, şükür ve zikir hepsinin tek özetidir.
-Diriliş kızıl elma için noktayı sabır, şükür ve zikir koyar.
-Hayatın kısa olması değil, o döneme ne sığdırdığımız önemlidir. Kimi uzun yaşar fakat rüzgâr gibidir sadece eser geçer, kimisi ise kısa yaşar fakat ağaç gibidir, bir mevsim solarsa diğerinde açar.
-Dostlar da mevsimler gibidir, kimi sonbahardır yaprak dökümü gibi içini size döker. Kimi kıştır, lapa lapa kar gibi kirli havanızı temizler. Kimi ilkbahardır, çiçeğin açması gibi gönlünü size açar. Kimi yazdır, sıcaklığıyla sizi olgunlaştırır. Siz hangi mevsimsiniz?
-Özlemini duyduğumuz şey mekânlar mı, yoksa mekânda olan insanlar mı? Belki de özlenen tek şey içten muhabbettir.
-Herkesin kendi doğrusunun olduğu bir hayatta, gerçek doğrunun bir karşılığı yoktur. Sonuçta hiç kimse yanlışım var demiyor, nihayetinde herkes doğru zaten!
-Başkalarının verdiği kanatla uçmaya çalışanlara, şehirlerin kaderi teslim edilmemelidir.
-Zenginliğinizin ölçütü sahip olduğunuz maddi birikimler mi; yoksa yıllar içinde edindiğiniz dostlar mı? Cüzdanlara mahkûm olanlar, dostun vereceği hürriyetin tadını alamaz.
-Ümmetim, ümmetim, ümmetim diyerek, bize ben değil, bize biz olmayı öğreten, tek başına çıktığı yolda milyonlara ulaşarak mücadele ruhunu bizlere aşılayan Kutlu Nebi, kusurumuz çok, bizleri şefaatinden mahrum etme.
-Çocukların ulaştığı hayalleri yetişkinler anlayabilseydi 2x2’nin 4 etmediğini herkes anlardı.
-Kılıçtan keskindir dilin yürekte açtığı yaralar. Bilinir ki gönülde olmayanın dilde hayat bulması mümkün değildir ve derler ki kılıç yarası geçer de dil yarası geçmezmiş. O zaman ihtiyacımız olan yaralayan değil, yaralara merhem dildir.
-Hayatın kilidini açabilmek için sevgi dilinin şifrelerini çözmek gerekir.
-Fay hatları gibi dostlarınız olmasın, sizi ne zaman ve kaç şiddetinde sallayacakları belli olmaz.
-Her zaferin arkasındaki gizli kahramanlar öğretmenlerdir. Kahramanlarımız olan tüm öğretmenlerimizin gününü kutlarım.
-Pusula kullanmadan varmaya çalışanlar, titanik gibi daha yolun başında kaybedeceklerinden haberdar değildir.
-Kaderin önünde hiçbir şey duramaz. Kadere etki eden tek şey ihlasla edilen duadır. En makbul dua ise, size başkaları tarafından edilen olanıdır.
-Sevginiz baki, nefretiniz fani olsun. Nefretinizle yalnızca kendinize yenik düşersiniz.
-Gerçekleri duymamak için kulaklarını kapatanlar, yanlışlarını görmezler
-Savaşı benliği olanın, zaferi baki olur.
Sayın Yazar, bakıyorum da siz de sabır, şükür, zikir demişsiniz. Bu kutsal kavramlar, bugün siyasete alet edilerek, siyasi bir İslam oluşturularak içleri boşaltıldı. Zaten siyasiler, onların yandaşları sıkışınca hep bu kavramları kullanıp halkı uyutuyorlar. 2023 bütçesinden,994.4 milyar ₺ yandaşların vazgeçilen vergilerine, 745 milyar ₺ kkmye, 0.8 trilyon ₺ cari harcamalara, 0.1 trilyon ₺ genel giderlere harcanıyor, emekliye gelince de bütçede para yok, emeklilerden sabır istensin he !.. Para yoksa bunlar nasıl harcandı?.. candaşa, yandaşa, siyasilerine para var. Ama emekliye yok he!.. otlukta 48 milyona konuk evine, Ahlat ta yeni yapılan saraya bir milyar ₺ ye , israfa, tüketim çılgınlığına para su gibi akanda para var. Ama emekliye de sabır var öyle mi ?.. bu mübarek dinin mübarek kavramlarının içi boşaltıldı. Özellikle gençler, aklını kiraya vermeyenler bunlara isyan edip bölük bölük deist, ateist oluyorlar. Bunların vebalini bu halkı bu duruma dusurenlerindir. Selamlar.