Ünlü deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür sosyal medya hesabından yerel seçimlere dair bir paylaşım yapmış. Hoca demiş ki , “Particilik yapmadan, partiler üstü bir yaklaşımla yerel ve merkezi idare yöneticilerinden, partilerden kentlerinizi depreme dirençli hale getirmelerini talep edin."
Bu açıklamayı gazetemizin www.gazetepusula.net muhabiri Şeyma Tahir haberleştirmiş. Haberi dikkatlice azıcık da tebessüm ederek okudum…
Naci Hoca diyor ki; Seçim beyannamesinde kentsel dönüşüm projesi olmayan ve depreme dayanıklı binalar yapmayacak, dandik yapılan binalara ruhsat verecek olan adayları elinizin tersi ile itin…
***
Türkiye’de birçok bilim adamının yaşadığı ülke ile doğru orantılı düşünemediğini, hareket etmediğini hatta sanki başka bir ülkede yaşıyor hissine bir tek ben mi kapılıyorum?
Hoca kitabın ortasından konuşuyor konuşmasına da benim ülkemde seçmen ne istediğini bilerek sandığı gitmiyor ki!
Her ne kadar siyasi partiler ‘anket yapıp aday belirledik’ dese de gerçekte hepsinin birer formalite olduğunu her kez biliyor…
Siyasi erk kimi uygun görüyorsa onu aday ediyor. Seçmen de adayın kendilerine ne vaat ettiğine hiç mi hiç bakmıyor. Çünkü futbol takımı tutar gibi parti tutuyor...
Ülkenin birçok ilinde durum maalesef böyle, hele hele deprem riski olan yaşadığımız coğrafyada Hoca’nın gördüğü olguların hiçbir önemi yok!
***
Erzurum son AFAD raporuna göre 2. derecede deprem kuşağında yer alan bir kent. Bugüne kadar ne seçmenin ne de adayların gündeminde hiç deprem olmadı dersek yeridir. Bir kentsel dönüşüm söz konusu ama yapılan binaların ne kadar sağlam olduğu TOKİ hariç, tartışma konusu…
Eminim bu seçimlerde de seçmenin adaydan böyle bir talebi olmayacak. Bu nedenle Prof. Dr. Naci Görür hocanın uyarılarının dikkate alınacağını hiç sanmam!
Benim yaşadığım kentte tek bir gerçek var; o da adayın değil, partinin geçerliliğinin olduğudur. Aday gösterilecek kişinin deprem gerçeği başta olmak üzere öyle özel projeler açıklamasına gerek yok...
Zaten kimi koysan kazanacak fikri hakim olduğu için sizin önemle altını çizdiğiniz gerçekliğin bizim için önemi yok.
Bizde bu soruyu seçmen sormaz aday da söylemez...
Ne demek istediğinizi ancak o acı gerçekle karşılaşanlar anlar…
Doktor hastanın nazı ile uğraşırsa onu iyileştirebilir mi? Hasta diyete uymazsa iyileşebilir mi? Tabiiki hayır. Aynı bunun gibi demokrasi ile IQ su düşük toplumlar sorunlarını çözemezler. Çünkü politikacılar milletin nazı ile uğraşmak zorunda milleti doyurmak zorunda. Millet akıllı olsa verilen reçeteye zaten uyar. Ama akıl olmadığı için kemer sıkma politikası uygulayan siyasetçileri hemen alaşağı ediyor, borç para ile olsa da kendisine sebepsiz refah yaşatan politikacıları zeçiyor. Neden? Çünkü ileriyi görecek IQ yok. Bu yüzden bu milletin burnu hiç bir zaman çıkmaz.