Tüketicilerin dikkatini çekmek amacıyla Kasım ayı boyunca Efsane Kasım, Şahane Cuma İndirimleri gibi sloganlar birbirini takip ediyor. Tüketicileri alışverişe itme amaçlı uygulanan bu sloganlarla pek çok mağduriyet de yaşanıyor. Efsane Kasım, Şahane Cuma İndirimlerinden faydalanayım derken dolandırılmamak ve aldatılmamak için bir kaç uyarım olacak;
▪︎ Bir üründe indirim yapılacaksa son 30 gün içindeki en düşük fiyat üzerinden indirim yapılmak zorunda. Bu hususa dikkat edilmeli.
▪︎ Ürün veya hizmet indirimi gerçek değerinin çok altında pazarlanıyor ise bu durumdan şüphelenin ve internet sitesinin SSL sertifikası, 3D security gibi güvenlik unsurlarının olup olmadığının kontrol edin.
▪︎ Satıcıların internet sitelerinde ki sahte yorumlara ceza veriliyor. Övgü dolu yorumlara aldanıp alışveriş yapmayın. Ve şüphelendiğiniz tamamen olumlu yorumları Ticaret Bakanlığı’na şikayet edin.
▪︎ Cazip reklamlara kanmadan ve tek bir siteye bağlı kalmadan tüm siteleri inceledikten sonra alışveriş yapın. Alışveriş yaparken imkan dahilinde perakende satışla, mesafeli satışları karşılaştırın.
▪︎ Artık internet üzerinden alınan elektronik ürünler yani cep telefonu, tablet ve bilgisayarların ayıplı olmadığı sürece 14 gün içerisinde hiç bir mazeret göstermeden iade hakkı yoktur. Alışveriş yaparken bu hususu göz önünde bulundurun.
▪︎ Sosyal medya üzerinden alışveriş yaparken dikkat edin. Çünkü sosyal medya üzerinden tanıtımı yapılan reklamların pek çoğunun kurumsal ve ticari kimliği, açık adresi, vergi numarası, resmi telefonu yoktur. Bu durumda Tüketici Hakem Heyetine müracaat edilse dahi bir sonuç alınamıyor.
▪︎ Fiyatı uygun olsa dahi gereksiz alışveriş yapmayın. Çünkü ihtiyaç olmadığı halde fazladan alınan bir ürün israftır. Ekonomik göstergelerin olumsuz seyrettiği, kredi kartı ve kredi faiz oranlarının tavan yaptığı bir ortamda ödeme güçlüğüne düşmeyin.
Konut ve Araç İlanlarına Ceza Yolda
Konut ve araç manipülasyonlarından bu ülke neler çekti. Bir araç aylık yüzde 20 prim yapıyordu. Ev almak hayalinde ötesindeydi. Önüne geçme amaçlı türlü türlü tedbirler alındı. Ancak fahiş artışlar bir türlü önlenemedi. Bir evi ve bir arabası olanlar neredeyse göbek atıyordu. “100 bin liralık evim 1 milyon lira oldu, 25 bin liralık arabam 300 bin lira oldu,” diye akılları sıra kâr ettiklerini düşünüyorlardı. Ancak kendi evleri 1 milyon ise aynı ayarda ki evinde 1 milyon lira olduğunu, evini 1 milyona sattığında aynı ayarda bir ev alamayacağını düşünemiyorlardı.
Bu süreçte tek kayıp yaşayanlar hiç evi ve arabası olmayıp da asgari ücretle geçinenler oldu. Çünkü fiyatlar yerinde de kalsa, artsa da onlar için fark eden bir şey yoktu.
Aslında konut ve otomobilde ilan düzenlemesi yazısına kısa girişle başlayacaktım ama giriş paragrafı uzadıkça uzadı.
Evet, 1 Kasım itibariyle konut ve otomobillerde ilan düzenlemesi devreye girdi. Artık TC kimlik, ad soyad ve telefon numarası Ticaret Bakanlığınca kurulan Elektronik İlan Doğrulama Sistemi’ne yüklenecek. Aldatıcı ilana 100 bin liraya kadar ceza kesilecek.
Bu düzenlemede ki asıl amaç, ilan sitelerinde kimliği belli olmayan kişilerin verdiği ilanlar, bunun yanında kimliği belli olup da değerinin çok üzerinde ilan yayınlayanlar, ya da sahte ilanlarla spekülatif ortam oluşturan kişilerin önlenmesidir.
Uygulama da başarılı olunur mu zaman gösterecek. Çünkü sonuç alma, Bakanlığın binlerce ilanı takip etme ya da denetim yapma olanağına bağlı olacak. Bu düzenlemeden önce de çokça düzenlemeler yapıldı, başarılı olunamadı. Tabi sosyal medya üzerinden verilen ilanlara çare bulunmadıkça fahiş fiyatla mücadelenin bir ya da iki ayağının hep eksik kalacağını hatırlatmakta fayda var.
Oldu Olacak Kaldırımlarımızı da Özelleştirin
TBMM’de 2024 yılı bütçe görüşmelerinin ardından milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Elektrik Üretim Anonim Şirketi’nin (EÜAŞ) bazı hidro elektrik santrallerin (HES), bazı limanların, otoyol ve köprülerin özelleştirileceğini açıklamış.
Tahminim Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinden beklenilen ya da istenilen döviz gelmemiş olacak ki son çare özelleştirme ile döviz elde etme kararı alındı.
Geçmiş yazılarımda pek çok kez dile getirmiştim, özelleştirmeye karşı olan biri değilim. Devlet kaynaklarının bir kaç kişinin yetkisine bırakılarak zarar eden fabrika nasıl oluyorsa özelleştirildiği ayın ardından kar etmeye başlıyor. Bu sonuçta gösteriyor ki bu tür işletmelerin devletin elinde değil, özel sektörün kontrolünde işletilmesi daha doğrudur.
Zarar eden bir fabrikayı ya da işletmeyi anlarım ama liman, otoyol, köprü bana hiç mantıklı gelmiyor. Özelleştirmelerden sonra kendi ülken içerisinde il seyahati yaparken farklı bir ülkeye gidiyormuş gibi muameleye maruz kalınırsa hiç kimse şaşırmasın. Çünkü yol, köprü, arsa ve araziler bu ülkenin ortak malıdır. İki hafta önceki köşe yazımda belirttiğim gibi, nasıl ki Akdeniz ve Ege’de sahil bölgelerine girerken ücret talep ediliyorsa, ilerleyen günlerde il değişikliği yaparken de ücret talep edilmesi imkan dahilindedir. Bu özelleştirmeler sonucunda olacak budur.