Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 yılının son enflasyon verilerini açıkladı. Aralık ayında aylık enflasyon yüzde 2,93, yıllık bazda ise yüzde 64,77 olarak hesaplandı. Tabi bu rakam son 22 yılın en yüksek enflasyonu olarak kayıtlara geçti.
Enflasyon yükseldikçe harcamalar azalmıyor, hatta artıyor gibi söylemler son zamanlarda oldukça popüler oldu(!) Bu söylemlerin en önemli gerekçesinin ise 2023 yılının 11 aylık verileri baz alınarak ara malı ve hammadde ithalatının yüzde 10’a yakın azaldığı, tüketim malı ithalatının yüzde 60 gibi yüksek oranda artış gösterdiği, bunun yanında kafe ve AVM’lerin kalabalığı olduğu öne sürülüyor...
Bu söylemleri öne sürenlerin emekli maaşlarının 7 bin 500 lira, asgari ücretin düne kadar 11 bin 400 lira olduğunu bilmemelerine imkan yoktur. Sadece algı yaparak son 22 yılın en yüksek enflasyon oranını gölgelemeye çalışıyorlar.
Aslında bu tür yalan, dolan gerekçelerle algı oluşturmaya hiç gerek yoktur. Halk zaten durumu kabullenmiş, kemerlerini sıkmış ekonominin düzeltilmesi için bekleyişini sürdürüyor. “Yakında seçim var, bu söylemler gerekli” gibi hazırlıklara da inanın hiç gerek yoktur. Bu ülkede Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, BDDK Başkanı Şahap Kavcıoğlu iken Ak Parti seçim kazandı (ki) Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan’la çok daha rahat kazanılır.
“Peki yüzde 60’a yakın rekor seviyede ithalatı yapılan tüketim mallarını kim tüketiyor? Şeklinde soru sorabilirsiniz. Bu harcamaları “faiz sebep, enflasyon sonuç” teorisi sonucu ile oluşan zenginler yapıyor. Bakın ithal edilen tüketim malları içerisinde en yüksek artış yüzde 104’le otomobil sektöründe gerçekleşmiş. Yani 16,3 milyar dolarlık otomobil ithal edilmiş. Bu araçların pek çoğu da lüks otomobiller.
Türkiye’nin nüfusu 85 milyonun biraz üzerinde. Yüzde 30’u zengin veya varlıklı olsa 28 milyon eder ki bu sayı otomobil bayilerinin de, kafe ve AVM’lerin doluluğu için de yeterli sayıdır. Ya diğerleri! Yüzde 70 demeyelim, en iyimser sayı ile yarı yarıya olsa dahi bu kişiler görmezden gelinemez, sıkıntıları yok sayılamaz!
Sosyal medyanın etkisiyle öyle berbat dezenformasyon sürecinden geçiyoruz ki 11 bin 400 lira alan 10 milyona yakın asgari ücretlinin ya da 3 milyona yakın en düşük emekli maaşı olanların da sıfır araç aldığını öne sürecek kişiler oldukça fazla ülkemizde! Bu kişilere karşı TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin “yeterrr, yeterrrr” feryadı gibi bende aynı şekilde artık haykırma moduna girebilirim...
Alışveriş hangi parayla artar? .. Vatandaşta para yok. Alışveriş artmaz, pahalılık, yoksulluk daha da artar. O alışverişi de yüzde yirmi olan elitler yapıyordu, yine onlar yapacak. Benim gibi, 36 yıl devlete çalışmış, emekli edebiyat lise öğretmeni yıllardır yoksulluk sınırının altında yaşayan bir eğitimci, nasıl alışveriş yapacak ?.. tatil yok,giyim kuşam yok, çocukların aldıklarını giyiniriz, hesap kitap yapmaktan bi- tab düştük, ayın sonu nasıl gelecek düşünür dururuz. Halbuki biraz rahat yaşamamız gereken zamanda, rahat yaşayamıyoruz. Benim gibi böyle yuzbinlerce var. Bu ülke nüfusunda, 15' milyon açlık, 53 milyon yoksulluk sınırının altında yaşarken 17 milyon elit de astronomik bir hayat yaşıyor, bunlarda yok yok. İşte sefaletin resmi, tablosu. Siz de halen daha bunları köpürtün. Biraz insaflı olun. Doğruları yazın. Yazılacak çok şey var ... Selamlar.