Geçmiş yıllara bir göz atın, 2005’ten 2017’ye kadar olan enflasyon yıllık oranları ortalama yüzde 7 civarında seyrediyordu. O dönemlerde asgari ücret veya emekli maaşlarının düşük seviyede kaldığına dair sesler yükselse de üst perdeden itiraz edilmiyor, bir şekilde orta noktada birleşiliyordu. Her gün etiket değişikliği, akaryakıt fiyatları, araç ve konutların fahiş oranda artması konuşulmuyor, hepsinden önemlisi toplumda bazılarının cebine küçük bir dokunma sonucu düşen maskeleri gündemi meşgul etmiyordu.
Makam koltuklarında oturan bazı yöneticilerin israfını, tüyü bitmemiş yetim hakkı yiyenleri, kapalı kapılar ardındaki ihaleleri, torpili konuşuyoruz ama toplum içerisinde kriz olsa da fırsatçılık yapsak diyenlerin azımsanmayacak kadar fazla olduğunu gözlemliyoruz. Bu kişilerin helal haram gözetmeden kendi menfaati uğruna her kötülüğü, her fırsatçılığı gözünü kırpmadan yapabileceklerini bu süreçte yaşayarak öğrenmiş olduk.
Ekonomik göstergeler mutlaka düzelir, bu iktidar düzeltmez ise dahi (Mehmet Şimşek ve Ekibinin düzelteceğine inananlardanım) düzeltecek birileri gelir, enflasyon tek rakama düşer, hayat pahalılığı çıktığı gibi iner. Ancak ayaklar altına alınan ahlaki değerler bir daha düzelir mi? Kamuoyunda kaybolan güven ortamı yerine gelir mi? İşte tam burada soru işaretleri bitmek bilmiyor...
Ekonomik krize ahlaki değer yoksunluğu eklenince kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan sonuçlar doğuruyor. İkinci el satış platformunda satıcının biri 2022 model bir kaç parça boyalı aracının fiyatına 1 milyon 100 bin lira fiyat yazmış. Aynı özelliklerde, aynı renk, aynı marka aracın bayideki sıfır fiyatı 1049 lira. Yıldızkent’te sıfır ara kat bir eve müteahhit 1 milyon 750 bin lira istiyorken, aynı bölgede, aynı metre kareye sahip 15 yıllık asansörsüz eve 1800 lira isteniyor(!) Bu ilanların bu fiyatlarla satışa sunulmasının iki nedeni olabilir. Ya fırsatçılık ya da art niyet!
Asgari ücretin 17 bin lira belirlenmesinden sonra hala çalışanına sigortasız bir şekilde 300 lira yevmiye veren patronlar olduğuna dair şikayetler alıyorum. Asgari ücret belirlendikten sonra tüm ürünlerine yüzde 30 ila yüzde 50 arası zam yapanlar asgari ücretin yarısını işçisine vermekten utanmıyorlar, Allah’tan korkmuyorlar.
Dört ay önce 400 lira işçilik alan sanayideki usta, bugün aynı arıza için işçilik ücretini yüzde 150 zam yaparak 1000 liraya çıkarmış.
Meclis lokantasında vekiller 4 çeşit en iyisinden içecekli yemeğe en fazla 200 lira ödeme yapıyorken öğrenci bir tas çorbaya 100 lira ödüyor!
Vicdan kararması para politikasından, sıkılaştırmadan, yoksulluktan daha önemlidir ve gün geçtikçe çürüyen iş ahlakını gözetmeyenler, aç gözlüler, kul hakkı yiyenler, kendinden başkasını düşünmeyenler artarak çoğalıyorsa ekonominin düzelmesi hiç bir şeyi değiştirmez. Maddi ve manevi değerler toplumu birlikte ayakta tutan kıymetler olarak bilinse de ahlak olmadan birey, aile, devlet ve bütçe olmaz. Para geldiği gibi gider, gittiği gibi gelir... Ancak yitirilen vicdan bir daha geri gelmez!
Sayın Yazar, Mi'raç Kandiliniz mübarek olsun. Selamlar saygılar.
Sayın Yazar, evet enflasyon bir canavardir. Milletleri yıkar, toplumu bozar. Hırsızlıktan, soygundan fuhuşa kadar bütün yolları açar, açtı da. Peki biz avamdan biri olarak bunu görüyoruz da bu yöneticiler bunu neden görmüyorlar?. Pekâlâ görüyorlar ve biliyorlardı. Bilerek bu ülkeyi buralara getirdikleri iddia ediliyor. Ülke adım adım bir yerlere götürülüyor. Hatta adım adım şeriatın geleceği dahi iddia ediliyor.Hele bu günleri herhalde çok arayacağız. Bu ülkenin geleceği çok karanlık görülüyor. Fakirlik , faziletten önce, bütün değerleri siler süpürür götürür. Şu anda ahlâk yerle bir oldu. Bazı TV kanalları bunu bile bile koruklediler. Daha korkuncu, halk hızla deizme ve ateizme doğru gidiyor. Şu anda, bu ülkede, 2002' de yüzde üç olan ateizm oranı yüzde 33 olmuş durumda. Bunu yapılan anketler gösteriyor. Ben gelecekten ümitli değilim. Durum bunu gösteriyor. Ama bu halk bir türlü uyanmıyor.Allah vere de ay bacayı geçmeden farkına varıla. Selamlar.