Bir seçim maratonunu daha geride bıraktık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın zaferi ülkemize, milletimize hayırlı olsun.
Seçim bittiğine göre artık piyasaları, rezervi, faizi, ikili kuru, asgari ücreti, verilen sözleri yani ülkenin gerçek gündemini konuşma zamanı geldi.
En düşük memur maaşı temmuzda 22 bin lira olacak. Bu durumda asgari ücret ve emekli maaşları arasında fark epey açılacağından haliyle işçiler, asgari ücretliler ve emekliler aynı oranda zam isteyecekler ki bu da en doğal hakları...
Tabi işçi zamlarının işverene maliyeti etiket fiyatlarına, dolayısıyla enflasyona yansıyacağından maaş artışlarının çalışana katkısı olmayacaktır.
Daha açık ifade ile enflasyon düşmediği sürece ne kadar zam yapılırsa yapılsın döngü sadece kendi ekseninde dönecektir.
Çözüm olarak öncelikle mevcut modelde ısrar edilmemeli ve Kur Korumalı Mevduat gibi ucube finansal politikalara son verilmelidir. Politika faizi artırılacaksa kimin ne dediğine aldırmadan artırılmalı ve kredi sınırlamaları kaldırılmalıdır.
Bu nedenle piyasaların bir gün dahi kaybedecek zamanı olmadığından eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tercihi yerinde bir karardır ve hiç düşünülmeden istekleri kabul edilmelidir!
Ekonomide Mehmet Şimşek Sinyalleri
Eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teklifini, “Bu bir vatan görevi, ülkem için göreve hazırım” diyerek kabul ettiğine dair kulis bilgisi basına yansıdı.
Mehmet Şimşek’in kabine veya ekonomi kurmayları içerisinde yer alması, iç ve dış piyasalarda güveni ve saygınlığı yeniden tesis edeceği tartışmasız bir gerçektir. Kulis bilgisinin dahi piyasalarda karşılık bulduğunu hafta içi Borsa İstanbul’da gerçekleşen yükselişlerden anlayabiliyoruz. Yurt dışında ise finans kuruluşlarının yakından tanıdığı ve güvendiği Şimşek, sermaye akımının Türkiye’ye yönelmesine önemli katkı sağlayacak ve ikna noktasında öncü rol olacaktır.
Serbest piyasa ekonomi kurallarını ve ortodoks politikaları benimseyen ve uygulayan Mehmet Şimşek tekrar gelecekti ise “bu kadar sıkıntıyı neden çektik” diye soranlar olacaktır. O süreç içerisinde (yoğun şekilde eleştirdiğim) yeni bir ekonomik modele geçiş, yani gelişmiş dünya ülkelerinin ekonomi politikalarından farklı uygulama denendi. Ancak başarılı olunamadı. Şimdi para politikalarında nasıl bir yol izleneceği hakkında herhangi bir bilgi yoktur. Ki halen daha politika faizi artırımı noktasında anlaşmazlık yaşandığına dair bilgiler sızıyor. Ancak kamuoyunun ve piyasaların ortak beklentisi tekrar geleneksel ekonomik modele dönülmesi yönünde... Zaten aynı para politikasına devam edilmesi halinde döviz bulma imkanı oldukça zor olacaktır ki bu gerçeği yeni kurulacak ekonomi yönetimi de biliyor. Merkez Bankası’nın dövize müdahale edeceği kaynağının bulunmadığını da hatırlatmakta fayda var.
Sonuç itibariyle zararın neresinden dönülse kârdır. Şimşek ve ekibine müdahale edilmediği sürece kısa sürede piyasaları toparlayacaklarına dair kamuoyunun inancı tamdır.