Şu kıyafetlere bakın Allah aşkına... Ne için bu kıyafet?
Bu insanlar müzik topluluğu mu tiyatro grubu mu şapkalı ilahi grubu mu.
Anadolu halkı bu insanlara neden güvensin.
Değişim önce bu kurgu insanların tabii insan olmalarıyla başlamalı.
**
Sn. Kılıçdaroğlu'nu yıllardır takip ediyoruz; iyi bir siyasetçi olmadığını biliyorduk, liderlik zaten semtine hiç uğramamıştı. Yenile yenile bir şeyler öğrenmiş olabileceğini düşünüyorduk. Ama odunum odun, diyor. O, bir hayal kırıklığı ve psikolojisi bozuk biri...
**
CHP’nin gazeteci basın sözcüsüydü Tuncay Özkan. Seçim sonrası ilk o gitti. Giderayak mesajı ise, milletvekili yeminini tekrarlamaktı. Böylece CHP solunun Türkiye diye bir meselesi olmadığını gösterdi. Kalkınma, refah, bağımsızlık, milli kimlik, terör, güvenlik vb. hayati konular önemli değildi. Onların derdi Atatürkçülük, laiklik gibi konulardı: “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü… Demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim.”
CHP’li sanatçı Metin Akpınar ise seçim sonuçlarını sosyal medyada bir videoyla paylaştı. Konuşmasının özü şu: ‘Kurtuluşumuz Atatürk.’
CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da üç yıllıdır yaptığı yatırımları açıklamaya başladı: Park, park yeri, semt pazarı düzenlemesi, çocuk oyun alanları vs. Bir küçük ilçede bile artık o tür hizmetler yerel basında olsun haber değeri taşımıyor.
Öte yandan başkan, şiirini yayınlıyor ve ‘Memleket şairi Nazım Hikmet’e sevgi ve Özlem’le şeklinde twitter atıyor. Gerçi Eyüp Sultan’da Yasin de okuyor!
Bunlar birer örnek. Sosyal medyada her gün bu tür ifadelerle dolu açıklamalar var.
Bu insanlar 'çaresizlik hastalığı' yaşıyor. Seçime giriyor ve kaybediyorlar.
Ne yaparlarsa yapsınlar sonuç değişmiyor.
Yüz yıl öncesine sığınıyor, Atatürk'le teselli ve Nazım Hikmetle isteklendirme arıyorlar.
An’ı yaşayanlar başarır
Her varlığın bir özü vardır ve o öz geçmişte yahut gelecekte değildir; şu an'dadır. Geçmişten yaralanırız. Tarih, kültür geçmişi bugüne taşır. İnsan hangi çıkarımı yaparsa yapsın geçmişi sinema hariç (!) geri getiremez. Fatih, Abdülhamid, Atatürk geçmiştir.
Her çağ kendi gerçekliğinin eseridir. Hiçbir peygamberin devrine de dönemeyiz. Sağ siyasetçiler muhafazakâr geçmişe, sol siyasetçiler sol geçmişe atıf yapmadan siyaset yapamıyorlar. Bugünü yaşarken ve yarını planlarken (!) geçmişten yararlanılır. Hepsi o
Ömercilik, Osmancılık, Alicilik, Velicilik, Atatürkçülük, Erbakancılık, Kılıçdaroğluculuk, olmaaaz! Din de öyle; falanın dini filanın dini olmaaz. Din Kuran'dır ve şu andır, siyaset, ekonomi vs. hayat şu andır. Anı yaşayanlar hayata etki eder; maziciler gözleri açık rüya görür.
Türkiye'de siyaset yapanlar, aslında toplum olarak çoğunluk, an'da değil, gelecekte ya da geçmişte yaşıyorlar. Geçmişe takılıp kalanlar dikkatini yaşanılan ana veremiyorlar. Oysa hayat şimdi, şu an ve burada, mazide yahut atide değil. Ya bir şey yap ya da maziperestliği bırak!
Kimden korkuyorlar?
Cevap: Milli iradeden? Oysa milli iradeden korkmak, bir kimlik sorunu göstergesi olarak, bir tür fobi veya anksiyete bozukluğu.
Hepsi bu vatanın evlatları, fakat halleri hal değil. Rabbim basiret nasip etsin de milli iradeye onlar da tabi olsunlar.
Dava adamı
Ne diyelim: Tebrikler Sn. Erdoğan; senin ideolojin milletin. Sen bir dava adamısın; millet bu yüzden duacın; Allah, yar ve yardımcın olsun.
Seni, Hak yolda kararlı ve azimli olduğun için seviyor ve destekliyoruz.
Yükselt şu zayıf düşürülmüş ümmetin bayrağını yükselt, inşallah...
M. Talat Uzunyaylalı
CHP Osmanlı’yı yıkan ittihat ve terakkinin devamıdır. Dini ve milli değerlere karşıdır, terör örgütlerini himaye eder. Adı halktır ama halkla alakası yok . CHP zihniyeti değişmez . Bunlar bir yorum değil tesbittir . CHP iktidar olamaz olsa da başarılı olamaz çünkü halktan kopuk .