M. Talat Uzunyaylalı
Kosova Cumhuriyeti, Sırbistan devleti sınırları içinde kalan ve denize çıkışı olmayan bir bölge. Kosova Cumhuriyeti; Sırbistan, Arnavutluk, Karadağ ve Makedonya Cumhuriyetiyle komşu. Sahip olduğu toprak Erzurum’un yarısı kadar bile değil: 10. 887 km. Nüfusu da 2 milyon kadar.
Kosova, 1999 yılından bu yana fiilen Birleşmiş Milletler idaresinde; 17 Şubat 2008 tarihinde tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etti. İlk tanıyan ülke de Türkiye oldu. Şu an yüze yakın ülke Kosova Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı tanıyor; Rusya, Çin, Fransa vb. birkaç ülke tanımıyor. Sırbistan ise, Kosova Cumhuriyeti’ni, kendisine bağlı özerk bir bölge olarak kabul ediyor ve müdahaleden çekinmiyor.
Kosova Cumhuriyeti’nin Başkenti Priştine. Toplam nüfusun ağırlıklı kısmı Arnavut, Boşnak ve Türk. Nüfusun büyük bölümü İslam dinine mensup.
Kosova'nın kuzeyinde Sırpların boykot ettiği diğerlerinin katıldığı belediye seçimlerinde, kazanan Arnavut başkanların göreve başlamalarına engel olmaları üzerine çıkan çatışmalar, 1998–99 da yaşanan çatışmaları hatırlattı. O çatışmalarda 10 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş, 1 milyondan fazla kişiyse evsiz kalmıştı.
Sırbistan zorbalığı sürdürüyor
Zorbalığın temelinde tarih ve kimlik var. 1389'dan 1912 yılına kadar beş yüz yıl bölgeyi yöneten Osmanlı Devleti’nin devamı Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kosova Cumhuriyeti’ni, NATO ve BM bağlamında koruyor.
Sırplar ise, bölgedeki kontrolünü kaybetmeye devam ediyor.
Kosova'ya yönelik herhangi bir Sırp askeri müdahalesiyse, Sırbistan ordusuyla NATO barış gücü askerlerini karşı karşıya getirme potansiyeli taşıyor.
Türk askeri devrede
Türkiye, uzun süredir yürüttüğü politika ile Balkanlar’ın huzur ve istikrara kavuşması için samimi gayret gösteren bir ülke.
Sn. Erdoğan, Türkiye’nin, Atatürk’ün, ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ ilkesine bağlı olduğunu; fakat bunun bölgede olup bitenlere sessiz kalmak anlamı taşımadığını söylemesi önemli.
Bu çıkışıyla, Sn. Erdoğan, inşa etmeye devam ettiği ‘Türk Yüzyılında’, başta eski coğrafyasındaki haksızlıklar olmak üzere, dünyadaki her türlü haksızlığa karşı çıkacağını ve çeşitli araçlarla müdahale edeceğini bir kere daha ilan etmiş oldu.
Bugüne kadarki uygulamaya bakarsak, Türkiye dış politikası, sadece askeri desteğe dayanmıyor, yardım edilen ülkelerin ekonomilerini kalkındıracak adımların atılmasını da sağlıyor.
Bu, sevgi ve merhamet politikasıdır; emperyalizm bunu anlayamaz.
Bu anlayışın bir uygulaması olarak, Kosova Cumhuriyeti’nde, şu anda yüzlerce Türk şirketi iş yapmaktadır. Yemin ederek görevine başlayan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kosova Cumhuriyeti’ndeki Sırp kışkırtmalarının önünü kesmek için, bunu NATO talebine dönüştürüp, Kosova’ya bir komando taburu gönderdi.
Allah askerimizin yolunu açık etsin; devletimizin yar ve yardımcısı olsun.