İsrail zulmü ne bugün, nede yarın bitecek biliyoruz. Allah bilir doğrusunu ya çekilen zulüm Filistin’e gelecek baharların müjdecisi olur bakarsınız. Zulüm 5 harf belki ama ne yaşananları anlatabiliyor, ne zalimleri tarif edebiliyor.
12-13 yaşlarında Gazze’li bir kız çocuğu, yaşadıklarını anlatıyor. Hüzün başka güzel yüzünde. “Okul çantam gitti” diyor, ağlamaklı sesi boğum boğum! Sanırsınız boğazından yukarı çıkamıyor. Okul çantam gitti, herkes gitti” diyor. O herkes, ana babası, akrabaları, komşuları, belki yaşıtları, okul bahçesinde koşup oynadıkları.
Bu kız çocuğu ölmemiş, şanslı mı?
Öyle bir acıyla, bombardıman sesleri yani ölüm sesleriyle birlikte büyüyor. Vakit bulur mu çocuk olmaya, koşup oynamaya. Belki! Eğer Siyonist İsrail’in gökten yağdırdığı zulüm bombalarından kurtulabilirse büyüyecek.
Şanslı mı?
Tablo bu.
Ressam olsa böyle bir acıyı çizemez!
Ama gel gör ki medeni dünya kör, medeni dünya sağır. İçimizde de kör ve sağır olanlar az değil. Aydıncık, sanatcık, tık yok!
Neredeyse sessizlere şükredeceğiz.
Kalabalık bir güruh neredeyse “hak ettiler” diyecekler.
Neden?
Efendim Araplar bizi arkadan vurdu.
Filistinliler topraklarını Yahudilere sattılar.
Tarihçi geçinen bir kesimin Sebatay Sevi’den artık kalan diye kızgınlıklarını ifade ettikleri tipler ekranlarda ballandıra ballandıra Filistinlilerin sattığı toprağın hikayesini anlatıyorlar.
Velev ki satmış olsunlar.
Şimdi biz bu zulmü kutsayacak mıyız?
Zalimlerin yanında mı olacağız?
Öyle hiçbir şey yapmadan.
Yüreğimiz dahi sızlamadan.
Ne oluyor bize böyle?
Bir kendimize mi gelsek!
Yüreğinize dokunur mu bilemiyorum, ama Filistin’de çocuklar hiç büyümezmiş biliyor musunuz?