O alçak kalkışmanın daha doğrusu darbe girişiminin üzerinden 8 yıla yakın zaman geçti. Türkiye, tarihinde sayısız darbe görmüş bir ülke. Kabul edelim ki böylesini ne duymuş ne de görmüştü. FETÖ eliyle yapılan darbeye, ilk kez halk devletle beraber olarak dur demişti.
Ülkeyi ele geçirmeden önce adım adım stratejik kurumlara operasyon çeken FETÖ, o yıllarda nice canları yakmış, devletin omurgasını çökertmeye çalışmıştı.
Ergenekon davası adı altında, TSK, MİT, yargı ve devletin en mahrem yapılanmalarına operasyon çekilmiş, bu kurumlar tartışmalı hale getirilmişti.
***
Erzincan’da yürütülen operasyonda şehre daha birkaç hafta önce tayin edilen MİT Başkanı ile iki personeli, ‘örgüt kurdunuz’ denilerek gözaltına alınmış ardından tutuklanmıştı. Bu insanların isimleri mahkeme aracılığı ile ifşa edilmişti. Erzurum Ağır Ceza Mahkemesinde yalnızca istihbarat elemanları değil aynı zamanda Milli İstihbarat Teşkilatı adına sahada bilgi toplayan sivil isimler bile ifşa edilmişti.
O yıllarda Ergenekon davalarını takip eden bir gazeteci olarak tam 4 bin sayfalık iddianameyi tek tek incelemiştim. Akla ziyan, hukuka aykırı onlarca belge ile karşılaşmıştım. Ev aramalarında ele geçirilen çocukların oyun CD’leri dahi iddianamede yer almış, delil klasörü kabarık gösterilmeye çalışılmıştı.
Darbe gecesi yaşananların alt yapısını bu davalar oluşturdu. O karanlık gecede bu milletin feraseti yaşanan tüm operasyonları tersine çevirdi.
Geçen süre zarfından bu ülkede FETÖ bitti mi?
Hayır, 40 yılda adım adım gelen bu yapılanma ne bir yılda ne 8 yılda temizlenmez. Büyük ölçüde beli kırıldı ancak hem zihniyet olarak hem de kripto olarak hala varlıklarını sürdürüyorlar. Ülkemizde eskisi kadar olmasa da özellikle yurt dışında hala aktifler. Buna geçen ay gittiğim Kırgızistan’ın Başkenti Bişkek’te bizzat şahit oldum. Devletin en üst kademelerinde görev alıyorlar, ülkenin ekonomisini ellerinde tutuyorlar ve en önemlisi dış mihraklar tarafından hala korunup kollanıyorlar…
***
Bunu son grup konuşmasında MHP Lideri Devlet Bahçeli de dile getirdi.
Bahçeli, “ Terörist başı Gülen’in Pensilvanya’dan yaka paça alınıp ülkemize iadesi bugüne kadar bir türlü gerçekleşmedi. Hala FETÖ’nün kripto damarının siyaset, bürokrasi, eğitim, ekonomi, medya ve diğer alanlarda dip dalga halinde faaliyet içinde olduğunu bilmeyen, duymayan, görmeyen kalmadı. FETÖ’yü başımıza bela eden azgınlaşmış Türk ve İslam düşmanlarıdır. Aynısını PKK/YPG için de söylemek mümkün ve mutlaktır. Bizim nezdimizde PKK neyse FETÖ odur. Ve bu iki hunhar terör örgütünün acımadan, gözünün yaşına bakmadan kökü kazınmalıdır” ifadelerini kullandı.
Bahçeli’nin bu açıklaması elbette çok önemli ve öylesine söylenmiş sözler değildir. Bugün hala bir çok kurumda görünmeyen bir direnç vardır. FETÖ ile mücadelenin zaman zaman sulandırıldığını görmek mümkündür.
Bu kadar yaşanan olaya rağmen hala FETÖ’nün varlığını sürdürdüğünü bilmek insanı ürkütüyor. Zira son seçimlerin şifresi ‘Vatan’dı…
FETÖ ve PKK endişesi duyan seçmen kayıtsız şartsız bunlarla mücadele için Cumhur İttifakına yetki verdi.
***
İki gün sonra 15Temmuz’un yıldönümü…
Bu millet bir kez daha meydanlara inip, kalkışmayı yapanlara lanet okuyup ülkeyi kurtarmanın gururunu yaşayacak.
‘Rabbim ülkemize bir kez daha bu günleri yaşatmasın’ bu en büyük duamızdır. Ama artık bu yapılanmanın ülkeden kazındığını görmek bu milletin hakkıdır ve en büyük beklentisidir.
Biliniz ki yapacağız her hamlede bu halk yanınızdadır..
Bir Türk Polisi tescilli Fetöcü 3 Emniyet Müdürünün organize kumpasları ile 2019 da iftiracı denerek ihraç edildi ‼️ Bu gerçek aşikâr olarak ortada iken yazınızın cevabını siz verin.
Çok güzel tesbit Sevda hanım. 50.yıl ilk okulundan sınıf arkadaşın olarak seni tebrik ediyorum.