Bir Ramazan ayını daha geride bıraktık. Elbette bu mübarek ay Müslüman dünyası için son derece buruk geçti.
Filistin’de masumlar, Siyonist bombaları altında inim inim inlerken bizler çaresizce dua ettik. Elimizden fazla bir şey gelmese de bireysel olarak safımızı belli ettik. İsrail mallarına boykot kararına titizlikle uymaya çalıştık.
Töremizden, mensubu olduğumuz dinin gereğinden öylesine uzaklaştık ki, yaptığımız her bir yardımı, sadakayı, sosyal medya hesaplarından çarşaf çarşaf yayınladık.
Oysa İslam dini bir elin verdiğini öbür el görmemeli demiyor mu? Biz atamızdan böyle görmedik mi?
Belki sizlerin de dikkatini çekmiştir, Osmanlıdan bugüne kadar süre gelen bir gelenek Zimem Defteri...
Bugünkü adıyla veresiye defteri, alınan bir malın satıcı tarafından not edilerek alıcının ileriye dönük borçlandırılmasını ifade ediyor. Alan elin veren eli bilmediği, hayırda yarışmanın, yardımlaşmanın zarif usulü Zimem Defteri…
Peki, bugün nasıl?
Parası olan kişi o hesapları kapatmak için bakkal dükkanına kameralarla gidiyor. Bakkal ve ödeme yapan kişi ellerindeki borç defteri ile poz veriyorlar. Sosyal medya da kesmiyor, televizyonlara haber yapılıyor…
Oysa bu yapılan yardım değil, zor durumdaki insanlar üzerinden reklam yapmak oluyor!
Zaman zaman söyleriz ya, “Ne ara bu kadar bozulduk” diye.
İşte böyle bozulduk...
Bu tür uygulamalara tepki göstermek, yanlış olduğunu haykırmak yerine modaya uyduk. O yaptıysa bende yaparım deyip değerlerimizi ayaklar altına aldık, tüm özelimizi kamuya açtık...
Filistin’e yaptığımız üç kuruluşluk yardımı bile ortaya saçtık.
Oysa bu toprakların şiarı değil miydi, yardımın gizli olanının makbul olması.
Üç kuruşluk reklamla hem soyumuza hem dinimize zarar verdik.
Yarın öbür gün verilen fitreler sosyal medya hesaplarından yayınlanırsa şaşırmayın. Zira rezilliği normal sayıp model olarak kabul ettiğimiz bir ortamda, yapılacak hiç bir şey şaşırtmaz bizi…
Her gün bir adım daha uzaklaştığımız kültürümüze bir gün yabancı kalacağız. İşte o gün hayran hayran baktığımız o sözüm ona Avrupa kültürünün içinde boğulacağız…
Evlatların ana babalarına bakmayıp, huzur evlerine ve bakıcılarının umuduna terk ettiği… Bireyselliğin kutsandığı, çıkarların ön planda tutulduğu…
Yardımlaşmanın çağ dışı sayıldığı bir sona doğru hızla ilerliyoruz!
Bizi biz yapan değerlerimizin erozyona uğramasına müsaade etmeyelim.
Bugün yaptıklarımız, gelecek nesillerimize yol olacak.
Her zaman bozuktuk, sosyal medya ortaya çıkardı sadece
Sayın Hanımefendi, çok şaşırmamak lazım. Bütün bunlar, ülkede light İslam'ın yavaş yavaş,adım adım uygulanmasının sonucudur. Bu daha başlangıç... Selamlar.