İrfan Meclisi’ne dair izlenimlerimizi sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz. Bu buluşmalarda hem Erzurum’un tarihî ve kültürel birikimi ele alınıyor hem de şehrin geçmişten bugüne taşınan değerleri gözler önüne seriliyor. Dördüncüsü düzenlenen İrfan Meclisi’nin bu oturumunda Valimiz Mustafa Çiftçi’nin paylaştığı hikâyeler, programın en dikkat çekici bölümlerinden biriydi. Bununla birlikte, bu vesileyle benim de paylaşmak istediğim bir ayrıntı var.
Erzurum’un Karayazı ilçesine bağlı Yukarı Söylemez köyünde bulunan ilkokul, 1892 yılında Sultan II. Abdülhamid Han’ın himayesinde inşa edilmiş ve bugün hâlâ eğitim faaliyetlerini sürdürmektedir. Okulun mimarı, Hamidiye Alayları’na mensup bir asker olan ve “Kuluhan” lakabıyla tanınan bir kişidir. Kuluhan, padişahın takdirini kazanmış ve köyüne bir okul ile cami yapılmasını talep etmiştir. Bu talep üzerine köyde inşa edilen okul, Osmanlı’nın eğitime verdiği önemi gözler önüne seriyor. Okul binasında Sultan II. Abdülhamid’in tuğrasının yer alması ise bu mirası daha anlamlı kılmaktadır.
Valimiz Mustafa Çiftçi, bu okuldan bahsederek Erzurum’un Osmanlı dönemindeki önemine vurgu yaptı. Bunun yanı sıra, Valimizin anlattığı bir başka hikâye bizleri Erzurum’dan çok uzaklara, Avustralya’nın St. Hubert Adası’na götürdü. Bu adada Müslümanların namaz kıldıkları bir mekânda Sultan II. Abdülhamid Han’ın portresinin asılı olduğunu anlatan Valimiz, bu detayın kendisinde büyük bir merak uyandırdığını ifade etti. Araştırmaları sonucunda öğrendi ki Sultan II. Abdülhamid Han, İslam dinini yaymak ve Müslüman topluluklarla bağ kurmak amacıyla o bölgeye temsilciler göndermişti.
Valimiz, konuşmasını şu anlamlı sözlerle tamamladı: “İşte Osmanlı’nın büyüklüğü buradan geliyor.” Erzurum’un bir köyündeki okul ve dünyanın bir ucundaki bir portre… Osmanlı’nın insan odaklı büyük vizyonu, bu iki hikâyede bir kez daha kendini göstermiş oldu.
İrfan Meclisi, tarihin derinliklerindeki bu hikâyeleri ortaya çıkararak geçmişin izlerini bugüne taşıyor. Erzurum’un kadim mirasına sahip çıkmak ve bu değerleri anlamak hepimizin ortak sorumluluğu. Valimizin katkılarıyla bu program, Erzurum’un tarihî birikimine dair yeni ufuklar açmaya devam ediyor.