27 yıl sonra nihayet bir ‘eczacı’ dekan o koltukta !
Eczacılık Fakültesi’nde bir ilk!
Türkiye’nin en saygın fakültelerinden olan Atatürk Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde bir ilk yaşandı, ilk defa bir eczacı bu fakültenin dekanlığı koltuğuna oturdu. 1997 yılında kurulan ve ilk dekanlığını Prof.Dr.Samih Bayrakçeken'in yaptığı fakültede bugüne kadar çok sayıda dekan geldi ama hiç biri de eczacı kökenli değildi. Prof.Dr.Hasan Seçen, Prof.Dr.Zekeriya Aktürk, Prof.Dr. Zühal Güvenalp ve son olarak dekanlık görevinde bulunan Yücel Kadıoğlu, eczacı değildiler ama dekanlık koltuğuna oturan isimlerdi. Genelde Kimya Fakültesi öğretim üyelerinden seçilen dekanlar, zaman zaman da çoğu kişi tarafından eczacı değiller diye eleştiriliyordu. Sık sık ‘’Yeterli akademik kadrosu bulunmayan illerde fakülteler kurulmasın’’ görüşünün savunulduğu, eleştiri oklarına hedef olan fakülte dekanlığı için bir ilk yaşandı. İlk defa eşi gibi kendisi de eczacı olan akademisyen Prof.Dr. Beyzagül Erkayman, bu fakültenin dekanı olarak atandı.
---
Daha önce babalarının o koltukta oturmuşluğu var..
Baba yolundalar!
Mart ayının sonunda yapılacak olan mahalli idareer genel seçimi için farklı partilerden adaylar harıl harıl seçime hazırlanırken, iki aday var ki, daha önce hedefledikleri o koltuklarda önceleri babaları oturmuş.
CHP’den Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Atlıhan Atilla ve AK Parti’den Narman Belediye Başkan adayı olarak gösterilen Aydemir Adem Kınalı, babaları daha önce belediye başkanlığı yapmış isimler. Atlıhan Atilla’nın rahmetli babası Nusret Atilla, tam üstüste 6 dönem Horasan ilçesinde belediye başkanlığı görevinde bulunurken, AK Parti’nin Narman adayı Kınalı’nın babası rahmetli Zeki Kınalı da bu ilçede üstüste 2 dönem belediye başkanlıkları yaptılar. Farklı partilerden aday olan iki aday da, babalarının görev yaptıkları dönem başarıları ile gurur duyduklarını söylerken, aynı başarıyı da kendilerinin sergileyeceklerinden emin olunmasını istiyorlar.
Bu arada, Pazaryolu’nda uzun süre belediye başkanlığı görevinde bulunan Recep Kaplan, aday olan mevcut başkan İbrahim Şahin’in belediye meclis üyesi listesinde yeralarak farkındalık ortaya koydu.
---
9 bin 800 nüfusu var, 5 bin 800 seçmeni..
Bir belediye başkanı da o sayılır!
Kuşkusuz Mart ayının sonunda sadece belediye başkanlığı için oy kullanmayacağız, aynı zamanda köy ve mahalle muhtarlıkları için de sandık başında olacağız. Belediye başkan ve meclis üyeleri kadar bugünlerde en yoğun çalışan birileri de muhtar adayları. Onlar da en az başkan ve meclis üyeleri kadar canhıraş şekilde sahada çalışırken, onların da işlerinin kolay olmadığı görülüyor. Seçmenler ile tek tek görüşmeler yapan muhtar adayları, mutlu sona ulaşmak için yoğun çaba sarfediyor, ekstra mesai harcıyor.. Belki masrafları belediye başkan ve meclis üyeleri kadar olmuyor ama nihayetinde işin ucundan sandık olduğu ve rakip de bulunduğu için kapı kapı dolaşmak mecburiyeti hasıl oluyor.
***
Gerek seçmen ve gerekse nüfus itibariyle öyle köy ya da mahalle var ki, Türkiye’de bazı ilçeleri bile geçmiş. 2008 yılında Aziziye Belediyesi’ne bağlanan ve belediyeliği kaldırılan Ilıca, o zamandan bu zamana tek muhtarla yönetiliyor. Timur Meral, Ilıca’nın şu an tek muhtarı ve yeniden aday. Babası da uzun süre muhtarlık yapmış bir isim Timur Meral. Yeniden muhtar olmak için 9 bin 500 seçmeni bulunan mahallesinde tam 5 bin 800 seçmenin tek tek oyuna talip. Ilıca ilçe vasfını kaybedip Aziziye Belediyesine bağlandığı günden beri burada muhtarlık yapan Timur Meral, sanki de bir belediye başkanı. Kaldı ki bir çok ilçenin belediye başkanı bile onun aldığı oydan az alarak belediye başkanı oluyor.
--
Başıboş köpek sorunu karşısında konuşurken demediğini bırakmıyor..
Hay ağzınla bin yaşa hocam!
Artık bir ülke meselesi haline gelen başıboş köpek sorunu konusunda Türkiye’nin ciddi adımlar atması, gerekirse çözüm odaklı yasa çıkartılmasının şart oğlu şart haline geldiği bir hakikat. Bu konuda belki de en cesur ve ciddi adımı atanlardan birisi olarak görüyorum Prof.Dr.Nilüfer Sabuncuoğlu’nu. Gözünü adeta budaktan esirgemeyen, zaman zaman siviri de gelse önemli çıkışları olan bir isim Sabuncuoğlu. Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni Anabilim Dalı öğretim üyelerinden, aynı zamanda hemşehrim, meslek büyüğüm Abdulkadir Sabuncuoğlu’nun kızı olan Nilüfer Sabuncuoğlu, panel düzenliyor, bilimsel tespitlerde bulunuyor, TV’lerde proğramlara çıkıyor, hepimize ‘’Keşke’’ dedirten önerileri ile dikkat üstüne dikkat çekiyor. Türkiye’nin saygın yayın organlarından, kültür ve medeniyet dergisi Gönül’e özel röportaj veren Sabuncuoğlu hoca, bu makalesinde de tabiri caizse ağzına geleni söylemiş, ‘’Artık bu işe bir son verin’’ demiş.
***
Antik çağda dahi başıboş köpeklerin bir şekilde kontrol altında tutulduğuna dikkat çeken Sabuncuoğlu, başıboş köpek sorunun çözümünün TBMM olduğuna bir kere daha vurgu yapmış ve ‘’Gazi Meclisimizde 5199 sayılı kanunun revizyonu ile beraber, devletimiz ve ilgili kurumlarımızın, acilen aksiyon alacağını umut ediyorum. Ülkemiz, bir çocuğumuzun daha saç teline zarar gelmeden, ‘sıfır başıboş köpek politikasına geçmek zorundadır. Ne yazık ki ülkemizde, 2004 yılından sonra, 5199 sayılı kanunun, bazı çevrelerce çıkar amacıyla istismar edilen 6’ncı maddesi sebebiyle, başıboş köpekler, insan yaşam alanlarında, halkımızın sağlığı ve güvenliğini, toplum huzurumuzu tehdit ederek yaşamaktadır.’’ demiş ki, ben de altına imza koyuyorum. Sevgili hocamın röportajın sonunda dediği gibi bu çıkışlar, yangını söndürmeye giden karınca misali olabilir ama değerlidir kıymetlidir, aynı cesur adımları sivil toplumlardan da bekliyoruz, bu benim son kararımdır..
--
.. Ve o esnada Bekçi Bekir girer sahneye
Tiyatro sanatı ile ilgilenenler özellikle bilir. Genelde tiyatro metinleri için kullanılan bir kelimedir tekst. Bir süreden beridir Büyükşehir Belediyesi İbrahim Erkal Kültür ve Sanat Merkezi’nde sahnelenen iki oyundan biri olan merhum Sebahattin Bulut’un Meşhedi Kamber Ali’nin Berber dükkanı oyununda izleyicilere büyük bir sürpriz yapıldı ve adeta tekstde yeralmış gibi Bekçi Bekir olarak hepimizin tanıdığı ünlü oyuncu Hacı Ali Konuk bir anda sahneye girdi. Emrah Çılgı, Şerif Avcı ve Yakup Çağlayan gibi usta oyuncuların yeraldığı oyunun bir sahnede bir anda Bekçi Bekir’i gören izleyiciler, hoş ve neşeli anlara şahit oldular.
Oyuncuların isteği üzerine daha önce hiç provasını yapmadığı, izlemediği oyunun içinde biranda kendini bulan Hacı Ali Konuk, tecrübesini konuşturdu ve hem de hareketli bir sahnede oyuncular ile birlikte oynama ayrıcalığını yaşattı. Tamamen doğaçlama gerçekleşen bu bölümde kısa süreli de olsa karşılıklı oyun, izleyicilerden büyük alkış aldı. Sanki daha önce aynı sahnede aynı oyuncular ile oynamış gibi hiç bütünlüğün bozulmaması, Seksenler dizisinden daha çok tanıdığımız Erzurumlu ünlü sanatçının profesyonelliğini gösterirken, kuşkusuz en çok kazanan da böyle bir sürprizi beklemeyen izleyiciler oldu. Kendi şehrinde belki de ilk defa böyle bir olaya tanıklık eden Hacı Ali Konuk, yoğun ilgi karşısında salondan ayrıldı, İstanbul uçağına zor yetişti.
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Hayat bağıra bağıra susmayı öğretir adama! (Neşet Ertaş)
DUVARIN DİLİ: O kadar yüz varken yere tükürme!