CIFITT
Aday kim olur, kimi etmezler, senin- benim bileceğimiz iş değil!
Boşuna kafayı yoruyorsunuz!
Günlerdir Erzurum’da herkes başta Büyükşehir olmak üzere ilçe belediyelere kimlerin aday olacağı konusunda meraklı bekleyiş içinde..
Bunu son derece de doğal görüyorum, ortada anormal bir durum yok.
Ama anormal olan bir şey var ki, onu anlamakta zorluk çekiyorum.
Mart ayının sonunda yapılacak olan Mahalli İdareler Genel seçimi için aday gösterilecekler konusunda şehirde her zamanki gibi yine her kafadan bir ses çıkıyor.
Kimi hisleri ile hareket ederek isimler sıralıyor, kimileri de var ki her türlü ihtimalleri de dikkate alaraktan aklınca sürpriz isimlerden söz ediyor, öngörüsünü dile getiriyor.
Şahsen ben bu tür konuşmaların olduğu ortamlardan hep uzak duruyorum ve genelde de sıra bana geldiğinde susuyor, bir çokları gibi de gelecek kesin isimleri beklemeyi tercih ediyorum.
Bu anlamda çoğu kişinin yazdığı mektubun okunmayacağını düşünüyorum.
Biliyorum ki mevzubahis hele de sürpriz yapmayı seven, hiç akılda olmayan isimleri aday gösterdiğine şahit olduğumuz AK Parti’yse, susacaksın ve Ankara’dan gelecek habere, isimlere bakacaksın.
O yüzden ne ben kafayı ne de ağzımı yoruyorum. Nihayetinde herkes gibi ben de dersimi almışım, daha şu olur, bu olmaz dememeyi öğrenmişim.
Ez cümle, ben yine sözümdeyim.
Siz siz olun beklemede kalın, yarın yukarıdan ne isim sizin önünüze geliyorsa, öpün başınıza koyun, kimseyle de hır’a-gür’e girmeyin.
Bu benim son kararımdır!
--
16 mahallemize tam 100’e yakın aday çıktı..
Bir ağzımız var, kırk sakızımız!
Belediye başkanlıklarına aday olmak için yoğun ve de stresli günler yaşayan aday adayı olanların aksine mahalle muhtarlığı bekleyenlerin hiç öyle bir derdi yok. Yapılan son düzenlemeler ile merkezde 16’ya düşen mahalle muhtarlıkları için çok sayıda kişi de muhtar adaylığı için müracaatta bulundu. Aziziye’de 3, Palandöken’de 5 ve Yakutiye’de 8 olmak üzere toplam 16 mahalle için 100’e yakın muhtar adayının olması, bu yarışın en az belediye başkanlığı kadar gözde olduğunu ortaya koyuyor. Tabiri caizse başlıkta da kullandığım gibi bir ağzımız var, kırk sakızımız. Yakutiye’de ki bazı mahalle muhtarlıkları en çok rağbet edilen mahalle muhtarlıkları olarak dikkat çekerken, çoğu muhtar adayının da daha şimdiden afiş ve tanıtım broşürü bastırarak seçmenlerle buluşturduğu gözleniyor.
---
Stajını Çırağan Sarayı’nda yapan aşçıbaşı, deneyimlerini paylaştı..
Ejder’in şefinden mutfak sırları..
Ramada ve Hilton Genel Müdürlerinden sonra bu defa da turizm öğrencilerinin konuğu bir şefti. Ejder 3200’ün aşçıbaşısı şef Muhammmet Fatih Dur, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Programı öğrencileri ile Radyo ve Televizyon Programcılığı öğrencilerine mutfaktaki deneyimlerini aktardı, onlara bilgiler verdi, müşteri memnuniyeti konusundaki sırları anlattı. Daha önce stajını ünlü Çırağan Sarayı’nda yapan, burada 8 ay hizmet vermişliği olan Dur, aslında mutfakta değil, sunumda sırların olduğunu belirttiği öğrencilere, ‘’Eğer bu sektörde olmak istiyorsanız işin sırrı-mırrı yok aslında. Konuklara, müşteriye servis yaparken, onun özel olduğunu hissettirmeniz yeterlidir. Tabak rengi, çatal-kaşık ağırlığı, sunumlarda ekstra özelliklerdir. Buna dikkat edilmesi, muhatabının özel olduğunu hissetmesine yetsin yeter’’ diye seslendi. Mutfakta mutlaka çalışanların moral motivasyonlarının hep üst düzeyde olması gerektiğine de dikkat çeken şef Muhammet Fatih Dur, Türk Dili ve Edebiyatı okuduğu halde mutfağı tercih ettiğini ve bundan da büyük keyif aldığını da öğrencilere aktardı, onlara, her daim altın dönemini yaşayan turizm sektörüne girmelerinin sadece kendileri için değil, ülkeleri için de önemli olduğunu belirtti, ‘’Çekinmeyin, düşünüyorsanız bu sektörde olun’’ çağrısını yaptı.
---
Aynalı Müdür!
Belki bir çok kişiye anlamsız, teferruat gelebilir ama ben oldum olası böyle bir şeffaflığın hep yanında olmuşumdur. Önce Haluk Ilıcalı, ardından Abdullah Nehir’in olduğu gibi yeni Öğretmenevi Müdürü Selçuk İçoğlu’nun da odası her daim açık. Milli Eğitim Bakanlığı’nda Daire başkanlığına atanan eski müdür Abdullah Nehir’in ayna uygulamasına bakıyorum da yeni çiçeği burnundaki Müdür Selçuk İçoğlu da riayet ediyor. İçoğlu da tıpkı Nehir gibi, makam odasında gelenlerin görülebileceği bir ayna bulunduruyor. Türkiye’nin Ankara Öğretmenevi’nden sonra 240 yatak kapasitesi ile en fazla yatağı bulunan Erzurum Öğretmenevi’ndeki bu ilginç ayna uygulamasından gelen konuklar da memnun oluyor. O yüzden de Abdullah müdürden sonra şimdi de herkes Selçuk Müdüre ‘Aynalı Müdür’ adını taktılar..
--
Çocukları, merhum eski başkanın yıllardır kapalı tutulan mandırasını açtı, üretime geçtiler.
Güllülü ismi peynirde yaşayacak!
Erzurum siyasetinin efsane isimlerinden olan, 2021’in Nisan ayında vefat eden eski Belediye Başkanlarından Necati Güllülü’nün adının yaşatılması, bıraktığı atıl haldeki tesisi nyeniden dirilmesi için çocukları, soyadını verdikleri bir peyniri marka yapmaya koyuldu. 2004 yılından itibaren kapalı bulunan Palandöken ilçesine bağlı Güllü mahallesinde ki 600 metre kare kapalı alana sahip Necati Güllülü’ye ait kilitli mandıranın kapılarını açan ve tam yağlı beyaz peynir üretimine başlayan Ahmet Türker Güllülü ve kız kardeşi Zehra Yağmur Yüngül, zor koşullarda olsa dahi ürettikleri peynirleri, siparişler üzerine özel müşterilerine sunmaya başladı bile.. Hijyene önem veren, sadece doğal süt, doğal şırdan mayası ve de doğal deniz tuzuu gibi organik katkıların kullanıldığı, imalatçıların özel olarak Çanakkale’den getirildiği mandırada, az ama öz peynir üretimi gerçekleşiyor. Çanakkale’nin coğrafi işaret alan Ezine peynirinin benzeri olan, olgunlaştırılmış peynirlerinin marka olmasını hedefleyen Ahmet Türker Güllülü ve Zehra Yağmur Yüngül kardeşler, bir yandan Erzurum’un o eski meşhur peynirini ortaya çıkarmayı bir yandan da babalarına ait bu tesisin bacasındaki dumanın tütmesine çalışıyor. Ve bunu yaparken de hiçbir devlet kredisini kullanmıyor, kendi öz kaynaklarıyla hareket ediyorlar. İstedikleri an kapasiteyi artırabileceklerini söyleyen kardeşler, ‘’Acelemiz yok, yavaş yavaş gidiyoruz. Önümüzü görmeden adım dahi atmıyoruz. Ama inanıyoruz ki yakın bir zamanda bizim peynirlerin lezzeti bilinecek ve marka olmuş olacağız. İnanıyoruz ki kısa zamanda tüm Türkiye bu peyniri tanıyor ve tadıyor olacak. Bunu yaparken de bir amacımız da ata yurdumuzda yatırım yapmak, baba mirası burasının bacasındaki dumanı tüttürmek’’ diyorlar.
---
Lahana, ekmem bir daha!
Bildim bileli Erzurum’da neredeyse her sene bir ürün konusunda üreticiler ters köşe olur. Galiba bu defa lahana üreticileriydi ters köşe olanlar. Binlerce lahana, fiyatının anormal derecede olmasından dolayı olsa gerek, ya çürümeye terkedildi, ya da tarlada kaldı. Eski Kombina civarında lahana üreticiliği yapan Burhanettin Çelik, lahanazedelerden. Çok sayıda lahanası çürümeye terkedilen Çelik, ‘’Çok para eder, bu sene kar ederiz diye sezon başında lahana ektik ama pişman olduk. Büyük zarardayım’’ dedi.
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Birini yenmek çok kolaydır. Asıl zor olan birini kazanmaktır! (Edith Wharton)
DUVARIN DİLİ: Sigarasını sigarasıyla yakan adamlara hikayesini sormayın!