Uzun zamandan beri yaptığım çalışmalar sonucunda su kanaate vardım ki, Erzurum manen Binbir hatimlerle korunurken, madden ise tabyalarla koruma altına alınmıştır. Dikkat edelim, Binbir Hatimler de, Erzurum'da ilk tabya girişimi de 1500'lü yıllar, yani XVI. yüzyıl. Güzel bir tevafuk değil mi?
Erzurum, tarih boyunca stratejik ve kültürel açıdan önemli bir şehir olmuştur. Bu şehri özel kılan unsurlardan biri, halkının yüzyıllardır sürdürdüğü Binbir Hatim geleneğidir. 16. yüzyılda Pir Ali Baba tarafından başlatılan bu gelenek, Erzurum’un manevi koruyucusu olarak kabul edilir. Binbir Hatimler, Birinci Dünya Savaşına kadar okunmuş, savaşla ara verilmiş, fakat 1930'lu yılların sonuna doğru Müftü Muhammed Solakzade ile yeniden başlamıştır. Her yıl Aralık ayının son 25 günü ile Ocak ayının ilk on beş gününde hatimler okunur ve ardından duası yapılır. Bu etkinlik, sadece dini bir görev değil, aynı zamanda dayanışma ve birlik duygusunu pekiştiren önemli bir gelenektir. Binbir Hatim’in manevi gücü, Erzurum halkının huzur ve güven içinde yaşamasını teşvik etmiştir.
Şehir, dört bir taraftan maddi olarak tabyalarla, manevi olarak da Binbir Hatimlerle muhafaza edilmiştir. Osmanlı padişahları da Erzurum'un bu manevi kalkanını biliyor ve önemini kavramışlardı. Abdülmecit, Abdülaziz ve II. Abdülhamit, bu manevi mirası maddi anlamda güçlendirmek için çeşitli yatırımlar yapmışlardır. Özellikle bu padişahlar, şehrin güvenliğini sağlamak ve manevi değerlerini korumak için tabyaların inşasını ve onarımını desteklemişlerdir. Tabyalar, Erzurum’un düşman saldırılarına karşı bir kale gibi durmasını sağlarken, aynı zamanda Osmanlı’nın doğudaki en önemli savunma noktalarından biri olarak da öne çıkmıştır.
Erzurum’un savunması, bu iki unsurun bir araya gelmesiyle güçlenmiştir. Bugün, hem Binbir Hatim geleneği hem de tabyalar sayesinde Erzurum, geçmişine sahip çıkarak dimdik ayakta durmaktadır. Vatan borcu ödenmez ama vatan her daim Erzurum'a borçlu kalmıştır. Osmanlı’nın bu güzel şehre verdiği değeri anlamak, sadece tarihine hâkim olmakla değil, aynı zamanda bu kadim kültürü yaşamaya ve yaşatmaya devam etmekle mümkündür.
Sonuç olarak, Erzurum, hem maddi hem de manevi muhafazasını bugün de sürdüren nadir şehirlerden biridir. Tabyalar ve Binbir Hatim geleneğinin birleşimi, Erzurum’un ne kadar değerli bir şehir olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.