Muammer Cindili'nin Hatıraları (3):
Ülkücülüğü/ Milliyetçiliğe Doğru
Muammer Cindilli, Hatıralarında, siyasi kimliğinin oluşmasında Erzurum’un millî karakterinin etkili olduğunu ifade eder. Sezai Karakoç’un bir şiirinde Kudüs için söylediği, ‘Gökte yapılıp Yere İndirilen Şehir’ ifadesini ‘Yürek sızısı taşıdığı Erzurum’ için de düşünür. Erzurum ve şehir kavramıyla ilgili Mümtaz Turhan, İbn-i Haldun ve Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu gibi isimlere atıflar yapar. Ülkücülüğü/milliyetçiliği yol olarak seçmesinde Erzurum’u, tarihini ve kültürünü referans olarak gösterir.
Cindilli’nin Dere Mahallesi, Murat Paşa, Erzincan Kapı ve Tosya Mahallesi civarında geçen okul ve gençlik yılları, ideolojik söylemlerin arttığı bir dönemdir. Erzurum Yüksek Öğretim Derneği, Doğu Devrimci Kültür Ocakları gibi derneklerin yaymaya çalıştığı sol ve komünist görüşlere önce fıtraten (milli Erzurum kültürü) karşı koyar, sonra aynı bakış açısına sahip okul arkadaşlarıyla sol görüş ve temsilcilerine tepki göstererek, ideolojik kimliğini kurmaya ve biçimlendirmeye başlar. Orta Okul ve lisedeki solcu hoclar ve milli hocalar örnekliği üzerinden de ideolojik kimliğini geliştiren Cindilli, temas ettiği solcuların kimi tutum ve davranışlarını da delikanlıca bulur ve isimleriyle onları anar.
Kıbrıs’ın Yunanistan tarafından ilhak edilme çabası, Avrupa ve Amerika çıkarlarının askeri teşkilatı NATO’nun Türkiye’deki faaliyetleri ve Sovyet karşıtlığı gibi dönemin güncel konularını dillendiren Cindilli, antikomünist Erzurum Milliyetçiler Derneği ve Genç Ülkücüler teşkilatı, Komünizmle Mücadele Derneği (bunların arasına Milli Türk Talebe Birliği’ni de (MTTB) katabiliriz/ Uzunyaylalı) gibi kuruluşların, Amerikalılar tarafından kurulmadığını, mensubu olduğu bu derneklerin, ‘tamamen yerli ve İslam eksenli’ olduğunu savunur.
Yoksulluk Vurgusu
Cindilli, ailesinin ekonomik zorluklarına de değinir. O yıllarda okullarda dağıtılan Amerikan süt tozu gibi gıda yardımlarını şüpheli bularak uzak durduğunu, ihtiyaçları olmasına rağmen ne kendinin ne de öğrenci olan kız kardeşlerinin bu yardımı evlerine getirmediğinden bahseder.
‘Fukara büyüdüğünü’, çocukluk ve gençlik yıllarında boynuna astığı askıyla çorap sattığını ve daha başka işlerde çalıştığını belirtir.
Cindilli’nin fukaralığa değinmesi ve aynı zamanda çok erken yaşlarda binmeye başladığı uçak seyahatleri konusunda bir övünme havası yaratması, ilginç bir psikolojik dinamik içerir. Bu durum, onun yaşadığı zorluklara rağmen bireysel başarılarına ve yaşam tarzına duyduğu gururun bir ifadesi gibidir.
Doğru nedir?
Cindilli, bir zamanlar yaşadığı sağlık sorunlarına ve ölüme yaklaşmasına da atıfta bulunur. Hatıraları için de, ‘Vallahi billahi doğru olacak’ der.
Doğru yahut gerçek neye göre doğru neye göre gerçektir? Öznel gerçeklikler kişiden kişiye göre değişir. Öznel olarak nitelendirilen tüm kavramlar yoruma açıktır ve kişisel deneyimlere dayanır. Haliyle sırasıyla değerlendirmeye çalışacağımız Cindilli, Kırkıncı ve Esengün anılarında doğru yahut gerçeklik, temsilcisi oldukları ideolojik gerçeklik ve ideolojik doğrular olacaktır… (Devam edecek)