Erzurum’da girilen et kuyruğu, nikah masasında son bulmuş..
İzdihamdan izdivaça!
Bir süre öncesine kadar büyük yoğunlukların yaşandığı, gazete, site ve televizyonlara konu olan et kuyrukları, sadece izdihamları değil, izdivaçları da gündeme getirdi. Özellikle Yakutiye bölgesindeki Gez Mahallesi olarak bilinen Ömer Nasuhi Bilmen Mahallesi’nde ki Et ve Süt Kurumu’nun mağazasını önünde ki uyrukta gerçekleşen bir buluşma, nikah salonunda son buldu.
Eşleri vefat etmiş, birbirlerini tanımayan biri erkek, diğeri kadın iki vatandaş, 10 metreyi bulan et kuyruklarının birinde tanıştılar. Çiftler burada ki görüşmede anlaşma sağlayınca soluğu nikah masasında almışlar. Her iki aile fertleri de bu sürpriz evliliğe onay verince imzalar atılmış ve yeni bir evliliğe merhaba denilmiş. Erzurum Et ve Süt Kurumu Müdürü İsmail Atasever’e teşekküre gelen çiçeği burnundaki kar-koca, hayırlı bir birlikteliğe vesile oldukları için kuruma minnettarlıklarını bildirmiş. Zaman zaman haberlere konu olan et kuyruklarının böylesine güzel neticelere de sebebiyet verdiğine dikkat çeken ve bu evlilikten mutluluk duyduğunu dile getiren Atasever, çifte mutluluklar diledi.
--
Yakutiye’nin Hilalkent’te ki devasa parkının yeni sahibi oldu
Büyükşehir’e piyango vurdu
Ali Korkut’un Belediye Başkanlığı döneminde Hilalkent’te yaptırılan ve adına Esma Park adı verilen park, Yakutiye’nin elinden çıktı, Büyükşehir’e geçti. Dönemin Valisi Ahmet Altıparmak’ın da katıldığı şaşaalı bir törenle açılışı 20 Ekim 2013 yılında gerçekleşen park, bir süre mesire alanı olarak hizmet verdi ama çeşitli sebeplerden ötürü bir türlü arzu edilen hizmeti sunamadı. İstimlak ücreti de dahil o zamanın 3 milyon lirasına malolan park, son yıllarda atıl halde, kapalı tutuluyordu. Bir süre kır düğünlerinin de gözde mekanlarından olan parkın kapısı kapalıydı ve dört bir tarafı örülü duvarları da artık yıkılmaya yüz tutmuştu.

Sanayi çıkışındaki park alanının içindeki yapılı ikişer katlı sosyal tesisler ve müştemilatlar da bakımsız kalmış, sarhoşların da barınağı haline gelmişti. Sonunda Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen bunu fark etti ve teknik ekibiyle Yakutiye Belediyesi’ne giderek, ‘’Burasını bize verin, biz işletelim’’ önerisinde bulundu. Mali yönden de külfet gerektiren bu park için yapılan talebe olumlu karşılık veren Yakutiye Belediye Başkanı, ‘’Alın, hayrını görün’’ dedi, devir işlemini de bir protokol çerçevesinde gerçekleştirdi. Büyükşehir Belediyesi’nin uhdesine geçen ve hemen de gerekli düzenlemelere başlanılan, Kültür AŞ’ye devredilen parkta kafe hizmetinin yanısıra yüzme havuzu yapılacak, bölgenin cazibe merkezi bir park statüsüne kavuşacak. Parkın adının da değişmesi gündemde.
--
İneğin yanını konum verdi!
Türkiye Perakendeciler Derneği’nin İstanbul’da gerçekleştirdiği ‘’Yerel Zincirler Buluşuyor’’ adı altında ki zirve, renkli görüntülere de sahne oldu. Genel Başkanlığını Ömer Düzgün’ün yaptığı Perakendeciler Zirvesi’ne katılanlardan biri de süt ve süt ürünlerinde Erzurum’un marka isimlerinden Çizmelioğlu Şirketinin ortağı ve aynı zamanda Erzurum Perakendeciler Derneği Başkanı Yusuf Çizmelioğlu’ydu. Evyap, Nestle, Bağdat Baharat, Koska, Algida ve ETİ gibi sektörlerinde öncü firmaların stantlarıyla iştirak ettiği Haliç Kongre Merkezi’nde Sütaş da hazır bulundu. Standı ile zirveye katlan davetlilerin ilgi odağı olan Sütaş’ın bir başka ilgi odağı, kapılardan birinde yeralan ikonik inek heykeliydi. Yusuf Çizmelioğlu, gelen konuklar ile sıklıkla hep bu inek heykelinin yanında görülürken, yakın çevresi, ‘’Süt ve süt ürünleri ile ilgili olduğu için ineksiz yapamıyor. Onu ne arasak hep ineğin yanında görüyoruz’’ diye takılırken, genç işinsanı da ‘’ Ne yapayım, çekiyor işte’’ diyor..
--
MÜSİAD Başkanının açıklaması sonrası atılacak manşet şu olmalıydı bence.
Yaşasın, konuşan bir STK’mız oldu!
‘’Hazır Erzurum’a yapılacak stadyum daha proje aşamasında iken vazgeçelim, gerçek ihtiyacımız olan hızlı trene yüklenelim. Önceliğimiz hızlı tren olsun.
İyi bir lobi oluşturarak hedefe ulaşabiliriz’’. Herşey facebook’da ki bu kısa paylaşımla başladı. MÜSİAD Başkanı Abdulkerim Kavaz’ın belki de ilk benim gördüğüm bu paylaşımına kısa sürede çok sayıda beğeni ve yorum gelirken, kuşkusuz bu yorumların çok büyük çoğunluğu da olumsuz yöndeydi. Stadı önceliğine almadığı için Kavaz, bir anda Erzurumspor düşmanı ilan edilmiş, çoğu kişi tarafından eleştiri yağmuruna tutulmuş, hemen hemen herkes yaptığı paylaşımlar ile bu açıklamalarına şiddetli tepki gösteriyordu. İçlerinden istifaya bile davet eden vardı Kavaz’ı ve stada karşı çıkan bu sivil toplum örgüt temsilcisi adeta hedefteki adamdı. Yaklaşık 20 yıldır tanıdığım Abdulkerim Kavaz, aklı başında, sağduyulu, sohbetiyle sıkmayan, insana iyi gelen adamlardan biridir. Yaptığı açıklama belki biraz acayip kaçmış olabilir ama nihayetinde iki tercihten birini vurgulamış. Herkesin bir tercih hakkı vardır, o da stadyum yerine hızlı treni kullanmış olabilir, vurun abalıya yapmanın anlamı yok bence. Hızlı trenin stadyumdan önce olmasını istemesinde ne gariplik var, ben de bunu anlamadım açıkçası.
***
Benim için kıymetli olan, MÜSİAD gibi bir teşkilatın başındaki adamın bu tür açıklama yapıyor olması. Sadece bu değil ki Kavaz’ın açıklamaları. 12 yıllık zorunlu eğitime de karşı, bunu Milli Eğitim Bakanının yüzüne karşı da söylemiş ve ‘Sorunlu eğitim’’ diyebilmiş biri. Faiz belasından kurtulması gerektiğini de söyleyen bir MÜSİAD başkanından sözediyorum. Geçtiğimiz günlerde çoğu kesim sessiz kalırken o beraberindeki arkadaşları ile Gazze’ye insanı yardım koridoru açılması için düzenlenen yürüyüşe de katılan isimdi. Trabzon ile Erzurum arasındaki uçak bilet fiyatlarına vurgu yapan da oydu. Aynı Kavaz Trabzon’dan İstanbul’a 2 bin liraya gidilirken, Erzurum’dan İstanbul’a aynı gün ve aynı saatte 4 bin 650 liraya gidildiğine işaret etti, bu konuda paylaşım yaptı ve paylaşımının altına da ‘’Bu soyguna dur diyecek bir babayiğit lazım’’ ifadesini kullandı. Yine, ‘’Büyük balığın küçük balığı yuttuğu, küresel sistemin ve kapitalizmin bize dayattığı bu saçma sistemden vazgeçip, fiyatların devlet kontrolünde olduğu piyasa sistemine acilen geçmemiz gerekiyor’’ diyen de kendisiydi. Belki de ilk defa böylesine cesurca açıklamalar yapan MÜSİAD Başkanı ya da STK temsilcisi konuşuyor diye şaşırdık, panikledik. Bu tür açıklamalar bırakın yapılsın, konuşan, konuşabilen birileri olsun, karışmayalım. Bu benim son kararımdır.
--
Şehr-i mübarekem, duvağı olmayan geline dönmüş!
Havaların giderek soğumaya yüz tuttuğu, sonbaharın kendini iyice hissettiği günümüzde görünen o ki yeşile bir süre yine, yeniden ara vereceğiz. İklim itibariyle yeşilin cimri davrandığı Erzurum’da hepimiz de bir an önce kışın çabuk gelmesini ve ardından da hemen gitmesini bekliyoruz. Yeşilden murat sadece bitki örtüsü değil, dallı budaklı, meyveli, meyvesiz ağaçlar da her kış bitiminde özlemle beklediklerimizden. Ne var ki ağaç yönünden Türkiye’nin eksik illerinin başında gelen, yüzölçümüne göre kıt olan şehr-i mübarekemizde acı bir gerçek ile karşı karşıyayız. Geçtiğimiz günler İstanbul’dan Erzurum’a gelirken, şehr-i mübarekenin semalarında uçaktan çektiğimiz bu görüntü, içimizi sızlatacak cinsten. Koca alanda irili-ufaklı köyler de bulunmasına rağmen ilaç için dahi ağaç yok, görünmüyor. Kuşkusuz ağacı sevmediğimizden değil, ihmalkarlığımızdan. Onca arazide tek bir ağacın bile olmaması, bu konuda sadece devlet kurumlarının değil, bizlerin de sorumluluğunda ve hepimiz de bu konuda aynı oranda suçluyuz. Diyen ne kadar da güzel demiş, sanki de Erzurum’a anlatmış bize. Ağacı olmayan memleket duvağı olmayan geline benzer!
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Bilirken susmak, bilmezken söylemek kadar çirkindir! (Eflatun)
DUVARIN DİLİ: Duydum ki o bensiz gülemez demişsin. En çok da ona güldüm!
Kent içi tramvay deseydi belki derdik. Ama hızlı tren tam bir geri zekalı yorumu... bakanlıklar bütçeler bu babasının parasıyla adam olmuş tam bir mal... sana da yazıklar olsun vedat abi bu malı nasıl köşene taşırsın...