Kankası İcardi oldu!
Yaşadığı talihsiz bir kaza sonucu geçtiğimiz günlerde düşen ve kolundan sakatlanan, daha sonra ameliyat olan Erzurumlu tiyatro sanatçısı Murat Balkuş’a, tedavi sürecinde evinde İcardi eşlik ediyor. Bu İcardi, G.Saray’ın Arjantinli yıldızı o İcardi değil tabii ki. Bir süre önce satın aldığı sultan papağanlarından birine, G.Saraylı olduğu için İcardi ismini koyan Murat Balkuş, gününün büyük bir bölümünü onunla geçiriyor. Taklit yeteneği de olan 3 yaşındaki İcardi, Murat’ın adeta maskotu oldu, yalnızlığında arkadaşlık yapıyor. Murat Balkuş, ‘’Günümün büyük bir bölümünü İstanbul’da ki evimde onunla ve diğer kuşlarımla geçiriyorum. Onlar da bana adeta arkadaş. En çok da benimle yarenlik ettiği için İcardi’yi seviyorum’’ diyor.
---
Teknobeton koleji!
Okullaşma oranının son yıllarda arttığı Erzurum’da resmi, özel bir çok okul, eğitim ve öğretimde kalitenin artması için olağanüstü bir çaba sarfediyor. Öğrencinin gelişimine katkı sağlamak için artık okulların fiziki şartlarına da azami önemi veren ve bu anlamda bir çok yatırıma imza koyan idareciler, bazı konularda duyarsız kaldıkları da bir gerçek. Örneğin Ilıca yolu üzerinde, Organize Sanayi Bölgesinde bulunan yeni okullardan Teknokent Koleji, tamamı beton bahçe alanı ile öğrencilerinin ders aralarındaki etkinliklerinde sağlıklarını hiçe sayıyorlar. Öğrenciler, ders aralarında stres atmak için bahçe alanına çıkarken, tamamen beton alanda vakit geçirmek zorunda kalıyor.
***
Okul idarecilerinin, öteden beri bu alanın toprak sahaya kavuşması ve öğrencilerin daha güvenli bir alanda vakitlerini geçirmesi yerine, mevcut şekil ile hizmet sunması, oradan geçen herkes gibi beni de şaşırtmaya devam ediyor. Özellikle beton alanda top oynamaya çalışan öğrencilerin herhangi bir sakatlık halinde bu idarecilerin nasıl bir savunma yapacağı, benim en çok merak ettiğim konulardan birisidir. Bu kadar duyarsızlığa şaş kalmış, şaşa kalmış durumdayım, durumu görecek duyarlı bir idareci de o kulda yoktur demek zorunda bırakılıyorum, en üzücü olanı da o! En, en çok da yine şaşırdığım, adı Tekno olan bir okulda bu manzaranın yeralıyor olması..
Öğrenciler beton alanda top oynuyor, sakatlıklara davetiye çıkarılıyor.
---
Sürücüler benden duymuş olmasın!
Erzurum’da sürücülerin korkulu rüyası sadece mobeseler ve trafik polisleri değil.. Onların bir korkulu rüyası da fahri trafik müfettişleri. Her biri belirlenen kriterlere uyduğu için İçişleri Bakanlığı’nın izni ile fahri trafik müfettişi olanlar, en az trafik polisleri kadar mesai yapıyor, akan trafiğin içindeler. Sürücü olarak sen belki mobeseyi, trafik polisini atlatabilirsin ama hemen arkandaki araçta bir fahri trafik müfettişi olabilir, benden söylemesi. Bu müfettişlerin kimlik gösterme gibi bir mecburiyetleri yok üstelik. Kaldı ki onları kimse bilmiyor, gizlilik esaslı çalışıyorlar ve sayıları da öyle az-buz değil, tam tamına merkezde 205 kişi. Öylesine artık kurumsal bir kimlik kazanmış durumdalar ki, farklı meslek gruplarından oluşan trafik müfettişlerinden trafik polisleri bile korkuyor. Hatalı bir trafik uygulaması halinde hemen rapor düzenliyor, ceza talep edebiliyorlar. Bu arada aramızda kalsın, genelde şehir dışında var olan EDS’lerden şehir merkezine de kurulacak, 13 ayrı yerde kurulacak olan bu EDS’ler için de L tipi yönlendirme direklerinin imalatları sürüyor..
---
İstihdam kapısı!
Erzurum’da son yıllarda yıldızı parlayan kuruluşlarından biri olan ve bir çok alanda yatırımlar gerçekleştiren Erkal Grup’un 1.Organize Sanayi Bölgesinde temelini attığı çelik kapı fabrikasını ben bir üretim tesisinden çok iş kapısı olarak görüyorum. En az 50 kişinin çalışacağı toplam 6 bin metre kare alan üzerinde yapımına başlanan Çelik Kapı Fabrikası, sadece üretimde değil, istihdamda da şehir ekonomisine ciddi katkı sağlayacağa benziyor. Hem de böylesine bir kriz ortamında böyle devasa bir yatırım için elini taşın altına sokması, taktire şayen aslında. Yılda 10-15 bin civarında çelik kapı üretimi gerçekleştirecek olan fabrika 2,5 milyon dolara malolacak. Sadece iç piyasaya değil, ihracata da yönelecek olan Erkal Grup’un yönetim kurulu Başkanı Zafer Ergüney, ‘’ 600 metre karelik bir alanda başlayan hikayemiz, çok şükür romana dönüştü. Hergeçen gün büyüyor, gelişiyoruz. Sektörde şükür öncülerden olduk. İstanbul’a bile çelik kapı gönderen firmamız sadece para kazanmayı değil, şehir ve ülke kalkınmasını, zenginleştirmeyi de hedeflemektedir’’ diyor..
2,5 milyon dolarlık çelik kapı fabrikasında 50 kişi çalışacak..
---
Bar bilmeyenlerin bahanesi kalmadı!
‘’Çocuğumun düğününde bile oynayamıyorum. Bar bilmediğim için hem üzülüyor hem de utanıyorum. Nasıl Erzurumlusun, bar oynamasını bile bilmiyorsun diyorlar, kahroluyorum’’ diye düşünenler.. Artık bahaneniz kalmadı, Yakutiye Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü ile Halk Oyunları Derneği, bar kursu başlattı, isteyen herkese bar öğretimi için start verdi. Halk Oyunları’nın Taşambarlar’da ki lokalinin alt katı, bar öğrenmek isteyenler için tahsis edildi. Cuma günü akşam ve hafta sonları öğleden sonra başlatılan kursa sayesinde isteyen herkes kısa sürede bar tutmasını öğrenebilecek. Usta öğreticiler Mürsel Kayhan, Kerim Gezmiş ve Selami Taygar nezaretinde gerçekleşen ve ücretsiz gerçekleşecek kurslar büyük fırsat. Artık bunun sayesinde bundan böyle kimsenin bar konusunda mazereti kalmayacak.
---
Yeme yanında yat!
‘’Paris’i Paris yapan gece ışıklarıdır’’ diyen yazarı teyit eden bir görüntü daha.. Gündüz başka, gece başka olan Palandöken, binaların mimari estetik bütünlüğünü de etkileyen ışıklandırma ile bambaşka bir havaya bürünüyor. Yaklaşan yeni kış sezonu öncesi, gerek otellerin ve gerekse kayak ile ilgili tesislerin ışıklandırmalarının yanısıra şimdi o görsel güzelliğe Palandöken Belediyesi’nin Kent Ormanı eşlik etmeye başladı. Görüntü adeta yeme yanında yat dedirtiyor insana. Gecesi artık daha başka bir Palandöken manzarası var, bakmasını bilenler için. Ancak, bu güzelliğe 8o dönümlük alanında eşlik eden Palandöken Belediyesi, Hızzek Kafe’nin de yeraldığı Kent Ormanındaki ışıklandırmada ‘elektrik pahalı’ diye cimri davranıyor, daha saat 21.00 olmadan ışıklarını söndürüyor. İtibarda tasarruf olmaz diyen bir düşüncenin temsilcisi olarak Belediye’yi bu konuda cömert davranmaya davet ediyorum.. Lütfen, az yiyin, kısa giyin, Palandöken’in gece bu siluetine dokunmayın. Bu benim son kararımdır.
---
TUTTUĞUM BABA SÖZLER:
İnandığım insanlar yüzünden, beklediğim yarınlar dünde kaldı (Amin Maoolof)
DUVARIN DİLİ:
Ben seni beklediğim kadar dolmuş beklemedim.