Türkiye’nin ilk çocuk parkı olan havaalanının müdürü olarak farkındalığa imza attı..
Eli değdi, çehresi değişti!
Tam 16 ay önceydi Abubekir Özcan Konya Havalimanına müdür olalı.
Bir çok eksikliği olan hava alanında işe, tuvalet ve mescit gibi acil ihtiyaçları gidermekle başlayan Abubekir Özcan, ikili ilişki kurduğu Selçuklu Belediyesi’nin sayesinde farkındalık ortaya koydu, Türkiye’de bir ilk’i gerçekleştirerek havalimanına çocuk parkı yaptırdı.
Yanlış duymadınız.
Türkiye’de havalimanlarında ilk çocuk parkına Konya Havalimanı sahip oldu.
Artık çocuklu yolcu aileler, uçak beklerken çocuklarının burada eğlenmelerini sağlayabiliyor.
Her türlü oyun bölümlerinin yeraldığı çocuk parkı ile farkındalığa imza atan Dadaş Müdür, havalimanında hızlı bir değişim ve gelişime de imza atmış oldu.
Görsel anlamda inanılmaz bir güzelliğe kavuşturdu Havaalanını, Erzurum’un tanınmış simalarından ‘Bahriyeli Cevdet’in oğlu.
Havaalanına dikilen yüzlerce ağaç ve çiçekler de adeta Konya Havaalanı’nın çehresini değiştirdi.
Herkeslerin de taktir ettiği bu çalışmalar için toplamda 17 milyon lira harcama gerçekleşti ve bu para hava alanının kasasından çıkmadı, tamamen şahsi ikili güzel ilişkiler sayesinde oldu.
Konya basınının da gözardı etmediği bu gelişme ve güzellik karşısında biz de gururlandık, sosyal yönü de zengin olarak tanıdığımız Abubekir kardeşimi ve ekibini tebrik ediyoruz.
Demek ki neymiş?
İmkan verilmesi halinde her Dadaş Müdürün elinden herşey gelirmiş.
Bu benim son kararımdır!
--
Sivas ile Erzurum arasında sanayi ve de ticaret anlamında uçurum varmış meğerse..
Biz 2 ile cebelleşirken, Sivas 5’lemiş!
Geçen hafta içinde Toptancılar Sitesi’nde eski Ticaret Borsası Başkanı Hakkı Hınıslıoğlu’nu ziyarete gittiğimde 3’ncü Organize Sanayi Bölgesi kurulması gerektiğini söylemiş, Oltu’da ki müteşebbis OSB’yi saymazsak, henüz 2’nci Organize Sanayi Bölgemiz bile yok iken 3’ncüsünden bahsetmek nereden çıktı diye düşünmüştüm!
Ama Sivas Gazeteciler Cemiyeti’nin 30’ncıu Kuruluş yıldönümü münasebetiyle davetli olarak gittiğim Sivas’ta tam 5 adet Organize Sanayi Bölgesi olduğunu öğrenince çok şaşırmış, şok, şok, şok olmuştum.
Evet, biz henüz daha 2’nci organizeyi kurmakta bile zorluk çekerken, yanı başımızdaki Sivas’da tam tamına 5 Organize Sanayi Bölgesi varmış.
Üstelik Tarım Organize Sanayi Bölgesinin de aralarında bulunduğu bunların biri de 6’ncı bölge imiş.
O bizim girmek için bayağı bir uğraş verdiğimiz, siyasilerimizin gündeminde (!) olan 6’ncı bölge!
Sivas 1’nci Organize Sanayi Bölgesinde sadece 10 bine yakın işçinin istihdam edildiği haberini de öğrendiğimde şaşkınlığım bir kat daha arttı.
Hele Organize Sanayi Müdürü Emre Torun’un biz 100 gazeteciye bir sunumu oldu ki, Sivas‘ın her anlamda kapsamlı bir organize sanayisinin olduğunu gerçeğiyle de yüzleşmiş ve de karşılaşmış oldum.
Ne bileyim, usta gazeteci Kadir Sabuncuoğlu ile birlikte gerçekleştirdiğimiz 3 günlük Sivas ziyaretimde ağırlandık falan ama bazı gerçekler, aradaki farklar yüzünden neremle yedim, içtim, anlatamam valla!
---
Hava ambülans helikopteri, son 11 ay içerisinde bölgede 302 vakaya uçtu..
Adını Dadaş Heliport koyduk!
Sağlık Bakanlığı’nca 2008 yılından bu yana Erzurum’da konuşlandırılan ve acil sadece hasta-yaralıya hizmet veren Dadaş Heliport, dur durak bilmiyor. Erzurum’un yanısıra Kars, Artvin ve Bayburt’a da hizmet veren hava ambülans geçen yıl toplamda 509 vakaya giderken, bu yılın ilk 11 ayında tam 302 sefere çıktı. 2 kaptan pilotun yanısıra 1 doktor ve 1 yardımcı sağlık personeli ile o yerden o yere sefer yapan hava ambülansı sayesinde bir çok hasta ve yaralı sağlığına kavuştu. Erzurum 112 Acil Çağrı Merkezi’ne gelen ihbar üzerine değerlendirme yapıldıktan sonra vakaya giden helikopter, Bölge Eğitim Hastanesi’nin hemen yanında bulunan Hava 25 istasyonundan inip kalkıyor. Kuşkusuz yakıtı ve bakımı özel bu hava ambülansı her hastaya gitmiyor. Sadece kalp krizi, inme, beyin kanaması, trafik kazası ve multi travmalar için hizmet veriyor. Çok acil hasta-yaralı ancak bu hizmetten yararlanabiliyor. Bu hava ambülansına Dadaş Heliport adını verdiklerini söyleyen İl Ambülans Oğuzhan Aygün, modern dünyada bu tür hizmetin giderek yaygınlaşacağını belirterek, özellikle acil sağlık hizmeti bekleyen hasta ve yaralıların, sayelerinde sağlıklarına kavuşmasından duydukları mutluluğu dile getirdi. Dr.Aygün, Erzurum’a getirilen hasta ve yaralıların da en kısa zamanda hastanelere sevki konusunda da ciddi bir başarı grafiği yakaladıklarının da altını çizdi.
---
Mizanpaj yapan genç Bünyamin Aydemir’in yeni ünvanı yaşlılığımı hatırlattı..
Aydemir profesör olmuş, olan bana olmuş!
Bünyamin Aydemir’i tanıdığımda henüz lise talebesiydi.
Ağabeyisi, Erzurum eski Milletvekili İbrahim Aydemir’in sahibi olduğu Erzurum Gazetesi’nde tanıdığım Bünyamin Aydemir, zeki, çalışkan ve de meraklı bir gençti.
O dönemler haftalık çıkan ve şehirde de bayağı bir etkisi olan Erzurum Gazetesi’nin mizampaj anlamında da güzelliğine ciddi katkıları oluyordu.
Mizampaj konusunda o kadar gayretli ve de yetenekliydi ki, sayfa tasarımında artık şehirde parmakla gösterilen biri olmuştu.
Bir yandan da Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okumaya başlamış, öğrenciliğinin yanısıra yine sayfa tasarımında ağabeyinin gazetesine destek oluyordu.
Sonrasında akademisyen olarak Üniversite’de, fakültesinde kalmış, zaman zaman buluşur, hep de esprilerin havada uçuştuğu hoş anlar yaşardık.
‘’Bugün itibariyle profesörlük kadrosuna atanmış bulunuyorum. Başta rahmetli anneme ve babama, hocalarıma ve üzerimde emeği bulunan herkese minnettarım. Hayırlı olur inşallah’’ diye facebook paylaşımını görünce, onun adına sevindiğim kadar, ne yalan söyleyeyim, kendi adıma da bayağı yaşlanmışım diye üzüldüm, iç çektim!
Her gördüğümde ‘’Büyo’’ diye hitap ettiğim Bünyamin hocam da profesör olmuş, akademi dünyasında ‘Ben de varım’ demişti.
Atatürk Üniversitesi İletişim Direktörü Prof.Dr.Besim Yıldırım ve usta grafiker Doç.Dr. Mehmet Ferruh Haşıloğlu hocalarımla ziyaretine gittiğimde de kucaklayıp, kutladığım, 20 küsur yıl önceden tanıdığım Bünyamin hocaya da söyledim.
Bunu bana yapmayacaktın Büyo!
‘’Sen profesör olmuşsun ama ben yaşlanmışım! Oldu mu bu şimdi?’’ dedim..
Kendi güzel, gönlü güzel, yönetmenliğinin yanısıra kitaplarıyla da kampüste de farkındalık oluşturan bu genç akademisyene yolu açık olsun temennilerimi iletirken, ondan ‘’Artık profesör de oldum, biraz dinleneyim’’ dememesini, daha çok sahnede olmasını istediğimi belirtiyor, ailesi ile dolu dolu sağlıklı yaşam diliyorum.
Onu, tebrik için gelen akın akın gelen ziyaretçiler ve bahçeyi andıran çiçekleri ve de Prof.Dr.Bünyamin Aydemir ünvanı ile başbaşa bırakırken, ben de yaşlılığımı yanıma alarak buruk mutlulukla yanından ayrılıyorum..
--
Tam iktisatçı!
Atatürk Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyelerinden Prof.Dr.Fatih Karcıoğlu, ‘’Devir iktisat devri’ diyerek otomobil yerine daha çok motosiklet kullanıyor. Motosiklet ehliyeti de bulunan Prof.Dr.Karcıoğlu, sadece işe ve alışverişe motosikleri ile değil, zorunlu olmadıkça çevre illere de giderken araç yerine daha çok motorunu kullanıyor. Zaman zaman kaskını takarak ve gerekli tedbirlerini alarak Trabzon’a da motosikleti ile gidip-gelen Karcıoğlu, ilerleyen yaşına rağmen gençlere taş çıkartıyor, onları da motosiklete özendiriyor. Bu sayede spor da yapmış olduğunu söyleyen Karcıoğlu, motosiklet kullanırken otomobile göre daha çok dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, bu sayede aile ekonomisine de katkı sağladığını, yakıt konusunda iktisat yaptığını ifade etti..
---
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Boş bir çuvalın dik durması zordur! (Benjamin Franklin)
DUVARIN DİLİ: Bizim yol dikenli. Ayağını seven gelmesin!
--
" Boş fıçı çok ses çıkarır"Türk Atasözü "Hak etmediğini yemek arslana ar,çakala iftihar kaynağıdır"Cenap Şehabettin Vedat'cım bunlarıda ben yazayım dedim.Selamlar