Türkiye, ikinci yüzyılın eşiğinde bir seçim yapıyor. 1923 yılında kurulan Cumhuriyet, Atatürk’ün ölümünün ardından yeni bir safhaya geçti. Sovyet Rusya korkusu ile batıya yaklaşma bu dönem başladı. Dönem Milli Şef dönemiydi. 14 Mayıs, Adnan Menderes’in iktidarı, milletin iktidarıyla sonuçlandı. Çok partili dönem aynı zamanda darbe ve muhtıraların kapısının açılışının adıdır.
ABD ve NATO arzusunun dışına taşan her adım darbe veya muhtırayla karşılık gördü. Gladyo’nun ismi 1990’larda dillendirildi. Her darbede iş başında olan BATI’nın Truva atı başımızı kaldırdığında o başı ezme işlevi gördü. 27 Mayıs darbesiyle Başbakan ve Bakan astı, 12 Eylül’de bir sağdan bir soldan gençlerimize kıydı.
Erdoğan ve Ak Parti iktidarı “Gladyo”nun örtülü operasyonlarına sahne oldu. Türk Silahı Kuvvetlerine kumpaslar ABD’nin casusluk şebekesi FETÖ/PDY eliyle kuruldu. Kendilerini tasfiye edecek Recep Tayyip Erdoğan’ı tasfiye için çok oyun oynadılar. MHP ve CHP’yi dizayn etmeye kalktılar. Devlet Bahçeli sonuna kadar direndi. CHP’de Baykal’ın tasfiyesiyle Kemal Kılıçdaroğlu geldi.
Gezi olayları, MİT Başkanının tutuklanma operasyonu, Halk Bank kumpası ve en nihayetinde 15 Temmuz kalkışması.
Bitti diye düşündük. Ama bitmediğini 14 Mayıs seçimleri öncesinde yaşadık. Ne yazık ki bir adayın önünü açmak için Muharrem İnce’ye aslı olmayan iğrenç bir kumpas düzenlendi. Son 3 ayda sosyal medya üzerinden her türlü operasyonu çekmeye başlayan FETÖ casusluk şebekesi bir daha siyasete müdahale edebilmişti.
Sandıktan ne çıkar. Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzde 52 ile öndeydi.
Oy kullanırken elbette gönlümüzden geçen aslanı oyladık.
Geçmiş geçmemiş;
“15 TEMMUZ DİYALOGLARI...
- Zekai Paşa; "Tuğgeneral Semih Terzi vatan hainidir, onu karargaha girmeden öldür. Bu yolun sonunda şahadet var, hakkını helal et"
Ömer Halisdemir; "Hakkım helal olsun,vatan sağolsun komutanım"
- "Neredesin darbe yaptık, göz altına alınacaksın” diyen Semih TERZİ’ye,
"Bizde kapıya gelene sıkılmaz, neredesin söyle ben geleyim” diyen İsmail Metin TEMEL Paşa,
- Yere yatmasını söyleyen darbecilere; "Ben asla sizin önünüzde yere yatmam. İsterseniz vurun beni” diyen bürokrat,
- O gece görevli olan asteğmen oğluna; "O şerefsizlerin emrine uyarsan, anam babam var diye buralara bir daha gelme sakın. Onlara karşı dik durup şehitte olsan, başımın üstünde yerin var." diyen baba,
- "Nereye dede?" diye soranlara, Koltuk değnekleriyle köprüye koşarken, "Cennete” diye cevap veren dede, (Safiye Çetinkaya)
Türkiye, her türlü terör ve casusluk operasyonlarına tahammülü yok!