Haber kısaca şöyle; “Rusya’da 3 kız öğrenci Katedral önünde twerk yaparak tiktok’a atıyor. Ceza hemen kesiliyor. Üniversiteden atılıyorlar ve 11 aylık kamu cezasına çarptırılıyor. Halktan kimse de bu cezaya karşı çıkmıyor.”
Evet, bizde ise sesleri vasat altı olduğu için +18 dans ve kıyafetlere başvuran, küçük kız çocuğu takipçilerine bilerek kötü örnek olan gruba bildiğiniz gibi soruşturma başlatıldı. Manifest üyelerine yurtdışına çıkış yasağı geldi, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldılar.
Avukat Müge Özarmağan; “Manifest adlı grup K-pop denilen müzik türünü yapıyormuş. K-pop nedir? Güney Kore’den doğma bir tür müzik. Amacı ne? Görsel çekiciliğe ve performansa vurgu yapan, çoğunlukla kız grupları olmak üzere gençleri etkileyen bir tür. Güney Kore’nin etki alanı kim? Askeri ittifakı kim? siyasi ve diplomasi bağı kiminle? ABD! Videolarını paylaşmadım çünkü izlerken utandım ve inanın çok üzüldüm. Türk Gençliğine, Türk kızına yakıştıramadım. Bizim zamanımızda Yonca Evcimik bu işin görsel şovunu yaptı bir yere kadar getirdi ve bitirdi. Buradan ekmek de yenilmez haysiyetli onurlu bir yaşam da sürülmez. Bu sanat değil. Buna ne denir ben de bilmiyorum.” diyor.
Gazeteci Zafer Şahin ise özet yapmış:
Manifest’in 1 yıllık sıradışı hikayesi…
Grup, 2024 sonlarında Hypers New Media tarafından organize edilen Big5 Türkiye adlı YouTube’da yayınlanan bir yetenek yarışmasıyla kuruluyor. 60 aday arasından seçilen 6 üye Sueda Uluca, Hilal Yelekçi, Lidya Pınar, Mina Solak, Zeynep Sude Oktay ve Esin Bahat bir araya getirilerek Manifest grubu oluşturuluyor.
Ve birden bire dünyaca ünlü Rolling Stone dergisinin dikkatini çekiyorlar! Dergiye röportaj veren ilk Türk grup oluyorlar! Bu röportaj, grubun uluslararası pazarlama ve görünürlük stratejisi açısından kritik bir kilometre taşı kabul ediliyor.
Çünkü Rolling Stone yalnızca bir müzik dergisi değil; hem kültür hem de siyasetle kesişen yarım asrı aşan bir medya markası. Ve böyle bir marka Türkiye’den ilk röportajını 6 aylık bir ömre sahip Manifest ile yapıyor!
Sıra dışı parlama ve yükselişin bir diğer işareti daha. Albümlerinin tanıtımı kapsamında 28–29 Haziran 2025’te İstanbul’da kendi isimlerini taşıyan bir festival düzenleniyor!
Bitmedi..1 Ağustos 2025’te İstanbul Festivali’nin açılışı Manifest ile yapılıyor.
Öyle bir Manifest rüzgarı esiyor ki… Bu yükseliş sizce de biraz tuhaf değil mi? Sahne dansları ve sözde Showları ortada. Kimsenin müziğine, gösterisine karışmam. Ancak… Çocuklarımızı, gençlerimizi sıradanlaştırılan teşhircilikten, edepsizlikten korumak zorundayız. O konserdeki hareketleri makul göreni dünyanın hiçbir yerinde hiç kimse makul bulmaz.”
Gazeteci Özlem Doğan paylaşmış; “Kızılcık Şerbeti Senaristi Merve Göntem: “Kızlar hayallerini gerçekleştirmek için kendine eğlenceli bir yol bulmuş, para karşılığı seks yapıyor, bunda ne var ki! Ona bu motivasyonu ülke şartları veriyor.” İşte KızılcıkŞerbeti’ni ‘or*spuluğu öven bu ahlak düşmanları yazıyor.
Kızılcık Şerbeti, topluma açıkça operasyon çekiyor! Gazze’de soykırım sürerken dizideki sözde ‘türbanlı’ karakterlere özellikle İsrail malı Ariel kullandırıldı. Bu bir tesadüf değil; düpedüz kasıtlı bir İsrail propagandasıydı! KızılcıkŞerbeti
Kızılcık Şerbeti’nden Tel Aviv çıktı! Bu toplumun ahlak kurallarına uymayan Kızılcık Şerbeti dizisinin senaristlerinden Merve Göntem, LGBT temalı Çıplak dizisiyle alakalı röportajında kızların Türkiye’de boğulduğundan ve TEL AVİV’e yerleşmek istediğinden bahsediyor.”
Bu 3 tivitin ardından röportajı okudum. Fazlası var eksiği yok. Ahlaksızlığın her nevinin böylesine övülmesi, sanat kisvesine sokulması gerçekten ürkütücü.
Peki ne yapmalıyız?
yazı bilgilendirme olarak faydalı.