AK Parti, seçimlere 14 gün kala önemli reklam filmlerine imza atıyor. Bir çırpıda sayamayacağınız eserler reklam filmleriyle anlamlı hale geliyor. Ayasofya’nın camiye çevrilmesi en anlamlılardan biri olmuş. Ayasofya’ya hasret kalan Türk insanının serencamı dededen toruna özetlenmiş. Reklam filmi Nazım Hikmet Ran’ın “Sekiz yüz elli yedi” şiiriyle biliyor.
Bende bilmiyordum Nazım’ın Ayasofya için şiir yazdığını. Ayasofya’yı yeniden müzeye dönüştürmek isteyen CHP, hatta bir kısmı müze olmalı diyen Temel Karamollaoğlu’na inat Nazım’ın şiiriyle en güzel cevap verilmiş.
SEKİZ YÜZ ELLİ YEDİ
"İslam'ın beklediği en şerefli gündür bu / Rum Konstantiniyye'si oldu Türk İstanbul'u
Cihana karşı koyan bir ordunun sahibi / Türk'ün genç padişahı, bir gök yarılır gibi
Girdi Eğrikapı'dan kır atının üstünde / Fethetti İstanbul'u sekiz hafta üç günde
O ne mutlu, mübarek bir kuluymuş Allah’ın! / Belde-i Tayyibe’yi fetheden padişahın,
Hak yerine getirdi en büyük niyazını / Kıldı Ayasofya’da ikindi namazını!
İşte o günden beri Türkün malı İstanbul, / Başkasının olursa, yıkılmalı İstanbul!
Belde-i Tayyibe nedir?
Şiirde geçen Belde-i tayyibe ifadesi özellikle 1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı sonrası edebi eserlerde 'İstanbul' yerine kullanılıyordu.
857 ne anlama geliyor?
“Belde-i tayyibe” ifadesinin ebced hesapla karşılığı olan 857 ise hicrî tarihle İstanbul'un fethinin olduğu zamanı işaret etmektedir.
Hatırlarsınız “Muhafazakâr ihanet” başlıklı bir yazı aktarmıştım. Murat Bardakçı’nın kaleminden yansıyan cümleler, CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu çevresinde Erdoğan’ı devirmek için kümelenen kendilerini muhafazakâr olarak tarif edenleri hedefliyordu.
Sizce de bir anlamı yok mu?
Nazım Hikmet, İstanbul’u ve Ayasofya’yı anlatırken, Türk’ün elinden çıkmasındansa yıkılmasını diliyor.
Şimdi solcu, sosyal demokratlar ile onların çeperlerine yuvalanan muhafızlar dahi bir daha düşünmek, Nazım Hikmet’ten ders almaları gerekmiyor mu?
857 şiirini sık sık okumalıyız.