Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’de düşürülen S/İHA ile ilgili, “Milli hafızamıza kaydettik” dedi. Cümle ciddi anlamlar yüklü, muhatabına yönelik önemli uyarılar içeriyordu. Nihayet Çarşamba günü ABD ve batılı muhataplarına ağır eleştiriler yöneltti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “ABD’nin uçak gemisinin İsrail’de ne işi var? Ne yapmaya geliyor? Gazze’yi vurarak çok ciddi katliamlar yapacak. Suriye’de bugün ABD’nin 20’den fazla üssü var. Bu üslerin ne işi var. Ne yapılıyor. Türkiye’nin insansız hava aracını ABD düşürüyor. Biz NATO’da ortak değil miyiz? ABD terör örgütünü eğitiyor, yetiştiriyor, silah veriyor.”
Daha açık ne denilebilir!
Batının ikiyüzlülüğünü üzerine net mesajlar geldi Erdoğan’dan.
“PKK’ya SDG demek ile Amerika’ya Birleşik Devletler, Büyük Britanya’ya Birleşik Krallık demek arasında fark yoktur. PKK’yı terör örgütü olarak tanıyan her ülkenin, bu örgütün farklı isimlerle faaliyet gösteren yapılarını da aynı kapsama alması hukuki ve ahlaki bir yükümlülüktür.”
Biz bu yoldan dönmeyiz!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm isimleri ve uzantılarıyla PKK’yı tamamen ortadan kaldırana kadar sınır ötesi harekâtlarını devam ettirme, küresel düzeyde istihbari faaliyetler yürütme Türkiye’nin meşru hakkıdır. Terör örgütüne ve kontrolündeki yerlere daha bir kararlılıkla, daha bir şiddetle, daha etkili bir şekilde harekâtlar düzenlemeye devam edeceğiz.
“Bir gece ansızın gelebiliriz.” sözünün gereğini her gün, her an yerine getirmeyi sürdüreceğiz. Bu konsept sadece PKK’yla sınırlı değildir, onunla birlikte FETÖ’den DEAŞ’a ülkemizi hedef alan terör örgütlerinin hepsini kapsamaktadır.”
Batının ikiyüzlü oluşuna ilk defa şahit olmuyoruz. Gazze’de masum sivil katleden İsrail’in savunma hakkından bahsedenlerin, 50 yıldır sürekli Filistinlilerin topraklarına, evlerine el koyarak genişlediğini, BM kararlarına rağmen yeni yerleşim yerleri inşa ettiğini görüyoruz. Ve neredeyse istisnasız her yıl, özellikle Ramazan ayında, bayramda iyice köşeye sıkıştırdığı Gazze’yi gerekçeye ihtiyaç duymadan vurduğuna da şahittir.
Filistinlilerin yaşadığı insani dramı bir yana bırakarak, El Kassam Tugaylarının saldırılarını bahane ederek bütün Filistinlileri hayvan olarak niteleyen, elektrik, su, gıda akışını durduran, dış dünya ile bütün bağlarını kesen İsrail’in savunma hakkı diyen riyakâr batı için neyin önemli olduğunu görüyoruz.
Yıllardır üzerimize sürdükleri PKK, DEAŞ, FETÖ, TKP-ML, DHKPC gibi örgütlere her türlü desteği sağladıkları gibi! Ve gözümüzün içine bakarak.
Batı için, batıya karşı güçlü olmak zorundayız.
Dost içinde, düşman içinde güçlü Türkiye’den başka seçenek yok!