Atilla İlhan; "Lisede Sophokles okuduk, klasik Türk sanat musikisine sövmeyi, Divan şiirini hor görmeyi, buna karşılık devletin yayımladığı kötü çevrilmiş Batı klasiklerine körü körüne hayranlık göstermeyi öğrendik. Sanki Sinan Leonardo'dan önemsiz, Mevlana Dante'den küçüktü.
Itri ise Bach'ın eline su dökemezdi. Aslında kültür emperyalizminin ilmiğini kendi elimizle boynumuza geçiriyorduk." der.
Sanıyorum Atilla İlhan Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli aydınlarının ilk sıralarında yer alır. Kim nereye, hangi tartışmaya çeker bilemem fakat özellikle Milli Şef dönemi kültür emperyalizminin taşlarının döşenmesinin kilit noktasıdır.
Yunan mitolojisinin çevirileri bu döneme denk düşer. Avrupa’nın Grek medeniyeti adıyla yeni bir sömürü sistemi inşa ederken önemli araçları arasında yer alır bu dönem. Gelinen nokta mı?
"Bir ülkede her köşe başında bir Mc Donalds, bir Starbucks, bir Zara varsa, o ülke kültürel olarak bir sömürgedir.”
İşte bu bağlamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı Ak Parti’nin seçim beyannamesini çok önemsiyorum. Yalnızca 400’ün üzerinde tarihi esere sahip Yakutiye İlçesini, 700’ün üzerinde tarihi esere sahip Erzurum ise düşünceniz, önemsemelisiniz.
Hafta sonu Erzurum’un İlçe Belediye Başkanı Adayları açıklanacak. Özellikle merkez ilçelerin, merkez ilçe belediye başkan adaylarının bu beyanname doğrultusunda önemi artmaktadır. Haklarını teslim edelim Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in Kültür Yolu Projesi (Kale ve Çevresi), Gürcükapı Cami Çevresi Projesi, önceki dönem Ak Parti Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut’un Üç Kümbetler, Yakutiye ve Muratpaşa Kent Meydanları, İstanbulkapı Projeleri çok kıymetli.
Ak Partinin ‘Seçim Beyannamesi’nde kültür belediyeciliğine büyük önem verilmiş. Dolayısıyla Büyükşehir ve Merkez İlçe Belediyelerinin bu beyanname doğrultusunda ciddi çalışmalar yapması beklenir.
“Şehirde Kültürel Kalkınma Modeli” ile Türkiye Yüzyılı şehirlerinin inşasında geçmişin değerlerini geleceğin gücüne dönüştürecek bir anlayışı ortaya koymayı amaçlıyoruz.” Diye başlıyor ve 10 sayfa tutuyor “Kültür Belediyeciliği” bölümü. Satır satır detaylı çalışma yapılmış.
Şehirlerde Kültürel Kalkınma Modelimizi, temelinde “medeniyet” tasavvurunun yer aldığı üç ana eksen üzerinden tanımlanıyor: “İnsanKültür-Şehir”. Bu bağlamda kültürel kalkınmanın değer boyutunda;
1. Miras ile toplumsal varoluşumuzdan bu yana biriktirdiğimiz ve bu topraklarda yer alan medeniyetlerin yarattığı kültürel ve sanatsal değerleri önceliyoruz. Bu miras bir yatırım olarak ele alınarak işlendiğinde geri dönüşü hızlı ve yaşam döngüsü sınırsız olacaktır.
2. Sanat, mirası oluşturan, estetik unsur taşıyan tüm geçmiş ve çağdaş, edebi ve görsel, üstün veya popüler edebiyat, resim, heykel, fotoğrafçılık, sahne sanatları, müzik, geleneksel el sanatları gibi yaratıcı tüm kültürel ürünler ve performanslardır.”
Devam edecek…
Sayın Yazar, önemli olan önce vatandaşlarının,karınlarını doyurmak, alınması gereken başta gıda ve temel ihtiyaç maddelerini rahatatca alabilmesini, insanca yasayabilmesini sağlamaktır. Gelir dağılımını toplumun tüm kesimlerine adaletle sağlamaktır. Temuzda, 230 bin ₺ alan, seçilen emekliye, 160 bin ₺ alan milletvekiline,emekli vekile, ve 20 bin ₺ alan en düşük memura 8 bin ₺ seyyanen zam yapmak adaletli mi ? Dünyanın 3. Dünya ülkeleri icerisine girerek faizde ilk dörtte, enflasyonda ilk altıya bu ülkeyi getirmek mi önemli?. İnsan olmadan kültür, sanat vb.olmaz. insan yaşamalı ki devlet yaşayabilsin. Bu ülkede 15 milyon insan açlık, 53 milyon yoksulluk sınırının altında yaşarken, 17 milyonun da astronomik hayat yaşamasını bu hale getirmemek önemli ve önceliklidir. Yazın bakalım, köpürtün bakalım bunun sonu nereye varacak. Şu anda bu ülkenin gelecek neslinin hayatı büyük tehlikede. Yazacaksaniz bunları yazın. Aldım sazı elime demeyin Selamlar.