Aslında bütün siyasi partilerin benzer duyarlılık sergileyen beyannameleri olması önemli. İnsanı kimliksizleştiren kent-varoşlaşmaya karşı savaş açılmalıdır. Geleneği, kültürü canlı yaşamla şehirlerin buluşturulmasının önemi kavranmalıdır.
Ak Parti’nin seçim beyannamesinde, “Kadim kültürün yeniden ortaya çıkartılması ile şehir hafızasının güncellenmesi sağlanacaktır. Şehirlerin gerçek kimliklerini korumaya devam ederken, şehirlerde yapılacak mekansal düzenlemelerde, eskişehir-yeni şehir geçiş alanları standarda bağlanarak şehrin geçmişi ve geleceğinin bütüncül bir yapıda korunması ve yaşatılmasını mümkün hale getireceğiz” denilmektedir.
Sovyetler dönemindeki uygulamada eski ve yeni şehir ayrımı dikkat çeker. Örneğin Bakü’nün durumu böyledir. Eski şehir, bütün ihtişamıyla kendini korumayı başarabilmiş ve yeni Bakü ayrı bir şehir olarak ortaya çıkmıştır. Eskiyi var ederek yeni açılım iyi bir yol olabilir.
Beyannamede, aile, çocuklar ve gençler olmak üzere tüm sosyal çevrelerde milli değerlerin yeniden hayat bulması ve yaşatılmasını sağlayacaktır deniliyor. Belki beyannameyi iktidar güzellemesi olarak görenler olacaktır, ama öyle değil ve şehirlerin özgün kimliklerine dönmeleri yeni bir nefes olacaktır. Bu aynı zamanda içine sürüklendiğimiz, bütün değerlerimizi terk ettiren hızlı ve kimliksiz yaşama karşı bir set olabilecektir.
Belli yaş üzerindekilerin eski mahallelerinden söz ederken duydukları özlemin canlanmasının neresi kötü olabilir ki?! “Böylelikle mahallede eski alışkanlıkları sürdüren tarihi mekanlar, meydanlar, kıraathaneler, geleneksel üretim yapan atölyeler şehrin yeni çekim ve odak noktaları haline gelecektir.” Bence önemli.
Beyannamede bahsedilen eskiye dönüş köhneleşme değil, aksine canlı bir kültürü, komşuluk ilişkisini, insanı önceleyen komşuluk ilişkisini hatırlatmaktadır. Yeniliğe açık, hatta batıda çok görebileceğiniz öneriler ve hedeflerde mevcut.
“Bugüne kadar yaptığımız gibi bundan sonra da şehrin belleğinde önemli bir yere sahip fakat atıl durumda bulunan tarihi fabrika, hangar, gar gibi nitelikli yapılar dönüştürülerek sanat galerileri, sergi salonları, kültür merkezleri gibi yeni işlevlerle şehir hayatına katacağız.
• Yerel olanı evrensel bir marka değere dönüştürecek “her şehre özel” kültürel yol haritaları oluşturacağız.
• Şehirlerde sürdürebilir kültürel kalkınma için mahalleler, semtler, ilçeler ve illerin sahip oldukları kültürel kaynaklarla uyumlu şekilde ve bütüncül bir bakışla planlanmasını sağlayacağız. Farklı kültürlerin bir arada yaşadığı şehirlerimizin kültürel kaynaklarını, yerel yönetimlerimizin planlama çalışmalarının odağına alacak ve onları kültüre dayalı sürdürülebilir kalkınma yaklaşımı çerçevesinde geliştireceğiz.”
Bir cazip madde ise şunu ifade ediyor; “Şehirlerimizde yapılacak planlama sürecinde kamu ve özel sektör yetkilileri, planlanan bölgelerde yaşayan vatandaşlar, STK’ler ve yerel yönetimlerle birlikte hareket edeceklerdir.”
Devam edecek…