Bir dönemler şehirleri bozan, kültürünü tahrip eden gecekondulaşma sorunumuz vardı. Toplumsal çatışmanın en yoğun körüklendiği alanları bu gecekondu semtleri oluşturabiliyordu. Zengin – fakir çelişkisi, varoşlara sıkışma halleri özellikle büyük kentlerimizde sorun olarak karşımıza çıkmaktaydı. Terör örgütlerinin de yuvalanmasına yol açan bir iklim vardı.
Beyannamede, “Şehrin somut kültürel mirası olan mimari dokunun, yerel malzemelerin ve mimari detaylarının taklit edilerek değil, kadim birikimimiz rehberliğinde geliştirilerek gelecek nesillere taşınabilmesi amacıyla her şehre özgü tarihi dokuyu içeren “Kentsel Tasarım Rehberleri” hazırlayacağız.”
Sanırım bu tasarım yeni yapılaşmalar için yol haritası oluşturacaktır. “Şehirlerimizin hafızası ve ahilik geleneğinin taşıyıcısı konumundaki “Tarihi Çarşıların Yaşatılması Projesi”ni hayata geçirecek, restorasyon çalışmalarının yanında geleneksel yöntemler kullanarak üreten zanaatkar ve ustalarımızı destekleyeceğiz.” Maddesi ne kadar önemli farkındamıyız!
“Geleneksel sanatları icra eden ustalar ile genç tasarımcıları bir araya getirecek programları teşvik edeceğiz. Mahalli seviyede faaliyet gösteren sanatçılar için “Sanat Atölyesi” imkanlarını geliştirerek sanatın mahalle ölçeğinde erişilebilirliğini kolaylaştıracağız.”
Bunların neresi kötü.
Altını sıklıkla çizdiğimiz gibi beyanname yalnızca dünü değil, dün ile bugünü birleştiren hüviyete sahip. “Kültürel kalkınmaya, sadece geçmiş değerlerin yeniden ihyası olarak değil, bugünün güncel değerlerine de sahip çıkmak ve onlara gelişecekleri verimli alanları oluşturmak çerçevesinde yaklaşıyoruz. Buna göre hem düşünce hem ürün bazında tüm alanlarda fikri ve endüstriyel tasarımlar, yenilikler, bilgi ve veri yönetimleri, yeni yönetim ve pazarlama sistemleri, sosyal ve kültürel girişimler, yeni örgüt modelleri, ağ yönetimleri ve bütün bu alanlardaki her türlü yenilikçi düşünce ve üretimi koruyacak ve destekleyeceğiz. Bu kapsamda özellikle gençlere ve kadınlara yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz.
• Yerelde kâr amacı gütmeyen, bireysel, özel ve/veya sivil girişimlere (kooperatifler gibi) yönelik karma (özel sektör, kamu, yerel ve uluslararası fonlarla desteklenen) finansman modelleri için yeni mekanizmalar oluşturacağız.”
Milletçe geleceğe daha güvenli bakışın bu beyannamenin kültürel bölümleriyle çok ilişkili. “Türkiye, stratejik vizyonunu “kadim kültür mirası ve zengin kültür üretimi ile evrensel medeniyete katkıda bulunan, bölgesinde ve dünyada güçlü bir ülke olmak” şeklinde belirlemiştir. Bu yaklaşımla oluşturduğumuz kültürel kalkınma modeliyle şehirlerde kültürel miras canlandırılarak Şehir Hafızası güncellenecek, Şehir Kültürü zenginleştirilecek ve böylelikle Şehir Kimliği yenilenecektir.
• Belediyelerimizde kültür alanındaki planlama ve hizmet alım süreçlerinde iyileştirmeleri hızlı bir şekilde hayata geçireceğiz. Şehirlerimizde kültür ve sanata stratejik bir konu olarak yaklaşıp uzun vadeli planlamalar yapacağız.
• Kültür ve Turizm Bakanlığının uzun vadeli kültür politika ve planlarını oluştururken belediyeleri de birer paydaş olarak dikkate almasını sağlayarak üst düzeyde koordineli ve uyumlu çalışmayı temin edeceğiz.”