Ermenistan'ın gerçek dışı ve Y. Karabağ’da kalan insan kasaplarını kurtarmayı da hedefleyen iftiralarına destek amaçlı Türkiye'deki bazı sözde akademisyen, doktor, gazeteci, entelektüel isimler aynı gerekçeyle BM ye müracaat ettiler.
Ermenistan'ın şikayetini süslü ifadelerle imzalayan sözde aydıncıkların hiçbirinin Hankendi’ne gitmemiş olması, bölgeyi bilmemeleri ayrı bir garabet. Azerbaycan basını konuyu Ermenistan’ın BM şovu "maskeli balo" teatrosu olarak başladı ve anlamsız sonuçla bittiği ifadeleriyle gördü. Azerbaycan aleyhinde girişime Azerbaycan BM daimi temsilcisi Yaşar Aliyev'in cevapları mükemmel diplomatik ders niteliği taşıdı. Boş İthamlar, dolu dolu cevaplar.
Azerbaycan’ın Musavat gazetesi, Ermenistan’ın şovunu ve Türkiye’den yandaşlarının hareketini “Türkiyede Azerbaycan eleyhine BEYANAT” başlığıyla okuruna verdi.
Başlık altında, “Türkiye’de radikal sol görüşlü bir grup siyasetçi, yazıçı ve hükuk müdafieçisi Azerbaycan eleyhine beyanat verib” ifadeleri yeraldı.
“Beyanatda “Karabağda ermenilere 8 aydır blokada tetbiğ edildiyi, guya “bölgenin ağır insani buhran arifesinde olduğu” iddia edilmektedir. Burada hetta Ermenilere “soykırım” siyasetinden bahis olunur. Beyanatın sonunda BMT-den Azerbaycan’a karşı ceza uygulaması talep edilmekte, hava yolu ile Yukarı Karabağ için insani koridor açılması talep ediliyor.
Beyanatı imzalayanlar bunlardır:
Abdullah Demirbaş (BDP/HDP Eski Sur Belediye Başkanı), Abdulhakim Daş (YSP Mil. Vk.adayı), Adnan Canguder, Adnan Çelik, Ahmet Aykaş, Ahmet Konuk, Akın Atauz, Akın Birdal, Alev Er, Aleks Koskeryan, Ali Gokkaya, Ari Günter, Asli Erdoğan, Attila Tuygan, Ayşe Hür, Ayşe Yıldırım, Ayşegül Devecioğlu, Baskın Oran, Bayram Kaya, Celal Baslangıc, Cengiz Aktar, Cengiz Arin, Denis Dreisbusch, Doğan Ozgüden, Emrah Cilasun, Erdal Doğan, Erdogan Kahyaoğlu, Eren Keskin, Ergün Babahan, Erol Ercan, Eser Budak, Esra Müngan, Fatime Akalın, Fikret Başkaya, Garo Kaprielyan, Gencay Gürsoy, Güngör Şenkal, Gürhan Ertur, Hacer Ansal, Hasan Burgucuoğlu, Hatice Yıldız, Hıdır Çelik, Hovsep Hayreni, Huseyin Habip Taşkın, Ibrahim Seven, Inan Gedik, Inci Tuğsavul, Ira Tzourou, Kemal Bilget, Kemal Hür, Kemal Yalçın, Kenan Yenice, Mahmut Konuk, Mehmet Ali Balta, Nafiz Özbek, Necati Abay, Nedim Kibar, Nesim Ovadya Izrail, Nesrin Nas, Nevzat Onaran, Nurcan Baysal, Nurten Kırmızıgül, Okan Kücükersan, Osman Okkan, Oya Baydar, Omer Faruk Gergerlioğlu, Omer Madra, Racho Donef, Ragip Duran, Ragip Zarakolu, Ramazan Gezgin, Recep Marasli, Sait Cetinoğlu, Sait Oral, Selahattin Kocak, Selay Ertem, Selma Kociva, Serdar Kocman, Sibel Yiğittekin, Saban Iba, Sakir Bilgin, Samil Altan, Sanar Yurdatapan, Sukriye Ercan, Taner Akcam, Ülkü Çevik, Viktorya Ciprut, Yalçın Ergündoğan, Yasemin Gedik, Yaşar Küçükaslan, Yavuz Aydın, Yavuz Baydar, Yetvart Danzikyan, Yıldız Aydin, Yusuf Köse, Zarife Atik, Ziya Ozder.”
Keyd edek ki, bunu imzalayanlar arasında ermeni soyadları dikketi celb edir. Tebii ki, burada “ermeni harda olursa olsun, yene ermenidir” misalını hatırlamamak mümkün deyil. Amma onların içinde özüne “aydın” deyen, işi, gücü Türkiye devletini de beynelhalk alemde şikayet eden, milli deyerleri heçe sayan başka şehsler de var. Bezileri PKK terror teşkilatının siyasi kanadı sayılan partiyanın üzvleridir. Onların heç biri bölgeye sefer edib hadiseleri olduğu kimi görmeyib. Karabağda ermenilerin töretdikleri vehşilikler hakkında ise “müdrikcesine” susublar. Yeni onların bu beyanatı ketiyyen insan haklarının müdafiesi ile bağlı deyil, sırf Azerbaycan ve Türkiye eleyhine olsun deye imzalanmış kağız parçasıdır”. (Kaynak: Musavat.com)