Bilmem farkında mıyız? Erzurum, kahvehanelerinde aşıkların program yaptığı kadim bir kültüre sahipti. Şimdi aynı kıratta bir kahvehane ara ki bulasın. Erzurum’da bu kültürü canlı tutan Temelli Kıraathanesi ve rahmetli Nail amcanın 80 yıla varan ömrüyle Hemşin Pastahanesi dışında bir örneğimiz yok.
Hatta şu kadarını söyleyeyim, Erzurum’da asırlık bir işletme yok! 1’i oldukça eski, biri nispeten eski 2 lokanta dışında bir lokanta yok bu şehirde.
Böylesine kökleşemeyen, neredeyse 3 yıl ortalaması yoğun olan işletmelerin olduğu başka kadim bir şehir var mıdır bilemiyorum. Kültürü yaşatamayan, işletme kültürü oluşturamayan, kök bulamayan işletmelerin kahır ekseriyeti oluşturmasının büyük bir sorun olduğunu bilmek gerekiyor.
Düşünün kadim bir şehir Erzurum, bin yıl ve ötesinden tarihi eserleri hala ayakta ama yaşayan insanlarının kültür ile ilişkisi bu kadar soğuk. Yerel yönetimlerin, yani belediyelerin, milli eğitimin, üniversitelerin bu bağlamda sorumluluk ve yükümlülükleri çok fazla.
Halk Eğitim kurumunun biran önce aktif hale getirilmesi, Erzurum barları, musiki ve hatta geleneksel el sanatları konusunda harekete geçirilmesi elzem.
Bir arkadaşım, kitap okuma tavsiyeme “Niye kitap okuyayım ki!” diye cevap vermişti. Düşünebiliyor musunuz çevrenizdeki insanları, kitap okumanın bir ihtiyaç olduğunun farkında değiller. Şiir okumanın sanırım aptalca olduğunu düşünen yığınlar mevcuttur. Eğer kültürünüze sahip çıkmıyor, popüler kültür ile yaşamınızı sürdürüyorsanız inanın sonuç yok olmaktır. Okuduğunuz şiirler, kitaplar size vatan sevgisini, ince sanatı, güzel duyguları kazandırır. İnsanı, insandan geleni anlamayı sağlar.
Yaşamı tüketim üzerine kurulmuş toplumlar ise ilanihaye yok olma tehlikesinin içerisindedir. Bu bağlamda Erdoğan’ın bizzat açıkladığı beyannameyi önemsiyorum.
Bir okurum, Taha Tuğlular bey konunun ilk yazısının altına yorum bırakmıştı. Şöyle diyordu;
“Sayın Yazar, önemli olan önce vatandaşlarının,karınlarını doyurmak, alınması gereken başta gıda ve temel ihtiyaç maddelerini rahatatca alabilmesini, insanca yasayabilmesini sağlamaktır. Gelir dağılımını toplumun tüm kesimlerine adaletle sağlamaktır. Temuzda, 230 bin ₺ alan, seçilen emekliye, 160 bin ₺ alan milletvekiline,emekli vekile, ve 20 bin ₺ alan en düşük memura 8 bin ₺ seyyanen zam yapmak adaletli mi ? Dünyanın 3. Dünya ülkeleri icerisine girerek faizde ilk dörtte, enflasyonda ilk altıya bu ülkeyi getirmek mi önemli?. İnsan olmadan kültür, sanat vb.olmaz. insan yaşamalı ki devlet yaşayabilsin. Bu ülkede 15 milyon insan açlık, 53 milyon yoksulluk sınırının altında yaşarken, 17 milyonun da astronomik hayat yaşamasını bu hale getirmemek önemli ve önceliklidir. Yazın bakalım, köpürtün bakalım bunun sonu nereye varacak. Şu anda bu ülkenin gelecek neslinin hayatı büyük tehlikede. Yazacaksaniz bunları yazın. Aldım sazı elime demeyin Selamlar.”
Taha Bey gelir dağılımının hızla bozulduğunun farkındayım. İktidar elbette bunun bir yolunu bulmalıdır. İnanın yazdıklarım da toplumun ciddi sorunları arasındadır.
İnancım odur ki, ülkenin gelirini çoğaltmak, üretimi artırmak çözümün başlangıcıdır. Şehirlerin gelişmesi ve kalkınması içinde maddi ve maddi olmayan kültür değerlerinin lokomotif görevi üstleneceğine kanaatim tamdır.
Kenan bey kendi kültüründen bihaber bir kişinin milyar dolarları olsa kaç kuruş eder? Size katılıyorum. Bireyin şahsiyeti tarih, kültür ve dininden aldığı sermayelerden oluşur. Bu sosyal kişiliğin özetidir. Ben, kültür, din ve tarihime yabancılaştığım zaman insani şahsiyetimi kaybetmiş olurum. Önce kültürüne bağlı şahsiyetli bireyler yetiştirebilirsek, ekonomi de, diğer sorunlar da hızla çözülecektir. Saygılar sunarım.