Altını yeniden çizelim; bilim insanlarına göre; ekonomik ve politik sarsıntı dönemlerinde ümitsizliğe kapılan kitleler, içinde bulundukları yıkım, sefalet ve acılardan kurtuluş yolunu ararken her tür düşsel söyleme dört elle sarılmışlardır. Sarılmaya da devam edecek görünüyorlar.
Almanya ve Hitler örneğinde bu hal geniş biçimde görülüyor. Üstün kabul ettiği Germen ırkını yüceltmek ve Alman halkını, sürüklemekte olduğu macerada yüreklendirmek için her türlü gizemli aracı kullanan Hitler’in astrolojiye ‘tutku' derecesindeki aşırı ilgisini, masa başı sohbetlerine katılan tüm yakınları gibi özel sekreteri ve 12 yıl basın sözcülüğünü yapan Otto Dietrich de doğrulamış. Gerçekten de, o dönemin ünlü isimlerinden Ernst Krafft, Hitler’in; Wilhelm Theodor Wulff ise yıllarca Himmler’in özel astrologları gibi çalışmışlardır.
1923 ile 1936 yılları arasında Nazi Partisi’nin desteği ve işbirliği ile her yıl ‘Uluslararası Astrologlar Kongresi’ toplanmış; aralarında 100 kadar Nazi yanlısı akademisyenin de yer aldığı ‘Astrolojik Araştırmalar Akademik Topluluğu’, Parti’nin direktifi ile bu ‘kara sanat’ın Alman toplumunda yaygınlaşıp önem ve itibar kazanması için çalışmış. (Kaynak:A. Kerim Soley)
Çünkü bugün olduğu gibi o zaman da, astroloji gibi büyüsel bir şarlatanlığa inanacak kitlelerin, diğer akıldışılıklara inandırılmasının hiç de zor olmayacağı iyi biliniyordu.
1933'te iktidarı ele geçiren Hitler, ülkenin önde gelen astrologları ile astroloji örgütlerini topladı. Nazi Partisi’ne biat edenleri desteklerken, çatlak ses çıkaranları sorguladı; pek çoğu böylesi bir ‘işbirliği’nin yararlarını görerek Parti'ye ve Hitler’e itaati kabul ettiler. Sorgulananlar arasında Krafft da vardı. O da Goebbels’in Propaganda Bakanlığı'nda uzman olarak önemli bir göreve atandı ve işbirliğine devam etti. 1939 yılında Hitler’e suikast düzenleneceğine ilişkin öngörüsü ‘doğru’ çıkınca gözaltına alındı. Nazilerin o güne kadar ‘kullanmış’ oldukları astroloji hakkında 1941 yılından itibaren kuşkular duyulmaya başlandı; hatta ‘sakıncalı da olabileceği’ tartışıldı. Zamanla gözden düşünce, görevli Alman astrologlarından önemli bir kesiminin resmî faaliyetleri sonlandırıldı. Yalnız kalan Krafft, bir buçuk yıl sonra öldü. (https://bilimveutopya.com.tr/hitlerin-astroloji-tutkusu )
Zamanla Nazi mistisizminin ya da okültizminin önemli ayaklarından birisi hâline getirilen astroloji bu işlevini resmen 1942 yılına kadar sürdürdü. Ama Alman toplumundaki olumsuz etkileri on yıllar boyunca sürüp gitti.
Ona bir kez inanmış, yani üzerinizde gezegenlerin, yıldızların ve sanal burçların kişiliğinizi, davranışlarınızı ve geleceğinizi belirleyen etkileri olduğunu kabul etmişseniz, kendinizi zihinsel ve ruhsal bakımdan onların düzeyine çıkarmış ya da en azından ‘göksel bir varlığa’ dönüşmüş varsayarsınız.
Yeri gelmişken astrolojinin ve astrologların tipik özelliklerinden birkaçını sıralayalım:
- Kaderci ve teslimiyetçidir. Kişilerde yapay biçimde ‘gölge kişilik’ya da ‘gölge benlik’ oluşmasına neden olur.
- Boş inançlara böylesi bir ‘takıntı’ gerçekte bağımlılık ve tutkunluk nedeni olduğundan, bu tür bilinçsel kuşatılmışlığa alışkanlık, zamanla kaçınılmaz biçimde ‘zihinsel tutsaklık’ nedeni olur.
Unutmayın bir Müslüman için sınır belirlenmiştir, gaybı Allah’tan gayrısı bilemez.