Türkiye’de dizi sektörü, sinema filmleri alanında önemli bir konuma geldi. Dizi ve sinema ihracatında dünyada ilk sıralardaymışız. Bunun iyi mi? Yoksa kötü bir şey mi olduğuna karar vermek zor. İlk ihracatçımız rahmetli Osman Sınav’ın dizileri oldu. Ardından “Diriliş Ertuğrul” geniş coğrafyalarda at koşturdu. Dizinin hayranlarından biri Venezüella Devlet Başkanı Maduro idi.
Sektörün iyi iş yapıyor konuma gelmesi belli ki sonradan kötü ürünlerinde ihracatına yol açmış. Açılan kanaldan herşey akmış!
Mesele şu; son yıllarda TV ekranlarında bolca diziler yayınlanıyor ve bunların çoğunluğu toplumsal değerlerle ciddi anlamda çelişiyor. Dizi oyuncularının giyim şekli, sokaklarda gördüğünüz adeta “çıplak” tiplerin sayısının da çoğalmasını tetiklemiş görünüyor.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun “FETÖ”yü işaret ederek “Belliki birileri bizden habersiz tarlalarımızı ekmiş” sözü aslında sosyal hayatta çokça karşılık bulmuş görünüyor. Birileri halen tarlalarımızı ekiyor ve kötü tohum bırakıyor. Son ismi NOV olan bir kanalda oynayan “Yasak Elma” isimli tuhaf dizi, kara para aklama, kaçakçılık vb. suçlar nedeniyle 121 şirketine el konulan Can Holdinge ait Şov Tv’deki “Kızılcık Şerbeti” belki de en ileri örnekler.
GEZİ olayları nedeniyle dizi sektörünü yönettiği iddia edilen Ayşe Barın yalnız mı? Sektör içerisinde başka oluşumlar var mı?
Epstein’i anlamadan cevap bulmak zor!
Epstein olayını çoğumuz biliriz. MOSSAD için çalışan istihbaratçıların organize ettiğine dair sayısız delil bulunan Epstein rezaleti, BATI dünyasında çok ismin ayağını kaydırıyor. Bunlardan eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, ABD Başkanı Trump ve niceleri. Trump’a dair iddialara göre, küreselci çete ile anlaştı ve kendi adının da geçtiği Epstein dosyasını kapattı. Mahkeme kararıyla tüm belgeler, pedofili kanıtı videolar mühürlendi ve dosya kapatıldı. Ancak eski ABD Başkanları dahil en önemli küreselci siyasetçilerin ve milyarder işadamlarının adının geçtiği bu skandalın orijinal belgeleri Mossad’ın elinde. Çünkü Epstein rezaleti aslında bir Mossad operasyonuydu!
Eski İsrail istihbarat görevlisi Ari Ben-Menashe, Epstein'ın sevgilisi Ghislaine Maxwell ile birlikte Mossad adına bir bal tuzağı operasyonu yürüttüğünü kabul etti. Ghislaine Maxwell'in babası Robert Maxwell de bir Mossad casusuydu. Epstein, ünlü Siyonist figürlerin de desteğiyle İsrail adına küreselci liderlerin pedofili rezaletini belgeledi ve İsrail’e şantaj için kanıt topladı. Özetle ABD devletinin İsrail’in elinde neden kukla olduğunun cevabı işte bu dosyada saklı.”
Bal Tuzağını hatırlar mısınız?
Türkiye’de bu yöntemi uygulayan bir FETÖ gelip geçti! Ama çoğunluğun buna dair hafızasında bir şey kalmadığını düşünüyorum.
Gazeteci Özlem Doğan bir paylaşım yaptı, “Sosyal medyada korkunç bir algı operasyonu yürütülüyor. Küresel güçlerin kurguladığı bu saldırı dünyanın hiçbir ülkesinde Türkiye’deki kadar güçlü değil. TV dizileri, YouTube, Instagram, TikTok ve dijital platformlara kadar her yerden LGBT ve eskortluk propagandası boca ediliyor.”
Maalesef bu büyük bir gerçeğin ifşası.
Manifest grubu en somut örneklerden biri. Grubun reklamlarını hatırlayın, Gazze’de soykırım yapan İsrail askerlerine yemek servis eden küresel bir yiyecek ve içecek markası görsellerini görmüşsünüzdür.
Grup, bu iki markanın reklamını da yapıyor, anlayacağınız.
Gazeteci Zafer Şahin bir tespit yapmış. Diyor ki, “Çünkü Rolling Stone yalnızca bir müzik dergisi değil; hem kültür hem de siyasetle kesişen yarım asrı aşan bir medya markası. Ve böyle bir marka Türkiye’den ilk röportajını 6 aylık bir ömre sahip Manifest ile yapıyor!”
Bunlar mutlaka bir şeyler anlatıyor olmalı!