Talihsizlikler yaşayan, olmadık badireler atlatan biri için, “adamın başına gelenler, pişmiş tavuğun başına gelmedi” diye. Türkiye’nin son 30 yılı için benzer hadiseler, ilginç olaylar gerçekleşti. Bunların tamamının soğuk savaşın sona ermesiyle bir ilgisi olabilir mi?
Türkiye’nin ABD veya NATO ihanetinden uyanışı aslında soğuk savaş sonrasına denk gelir. Devleti yönetenlerin ne kadar ABD veya NATO ihanetini gördüğü, BATI’ya ne kadar inandığı araştırma konusudur.
Kendimizi ikiyüzlü BATI’ya inandırmak için az çaba harcamadık. Turgut Özal’ın Türkiye’nin nüfusunun aslında Yunan veya Batı kökenli olduğuna dair kitap siparişleri bir örnektir. MHP Milletvekilliği de yapan rahmetli eski büyükelçi Gündüz Aktan’ın Mustafa Çalık’a açıklamaları da hariciyenin Türkiye’yi batının kabul etmesi için nasıl amansız çalıştıklarına ilginç örneklerdendir.
İşte o batının soğuk savaş sürecinde NATO’nun vaz geçilmezi Türkiye, soğuk savaşın ardından bir kenara atılma telaşı yaşadı.
Bir anlamda çevremizde yaşananların daha farklı anlamlar taşıdığını görmemiz biraz uzun sürdü. Son 30 Yılda Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada gerçekleşenlere göz atalım;
-1991 Körfez Savaşı, 1991 Afganistan Savaşı, 1992 Bosna Savaşı, 1994 Rusya - Çeçenistan Savaşı, 1998 Kosova Savaşı, 2003 Irak Savaşı, 2006 İsrail - Lübnan Savaşı, 2009 Gazze Savaşı, 2011 Libya İç Savaşı, 2011 Suriye İç Savaşı, 2022 Ukrayna - Rusya Savaşı, 2023 İsrail - Hamas Savaşı.
Bu arada Türkiye içeride ekonomik krizler yaşadı. 27 Şubat, Gezi, 6-7 Ekim olayları, MİT kumpası, 17/25 kumpasları, 15 Temmuz ihaneti. Bilinen bu operasyonların yanı sıra isimlendirilemeyen ama ciddi 5. Kol faaliyetleri, suç çeteleri vebenzeri.
Bunların Türkiye ile ilgisi, alakası ne diye sorabilirsiniz!
İyi bir analiz, bu olayların bir şekilde bizimle ilgisi olduğunu ortaya koyacaktır.
Gazze’de insanlığı utandıran zulmün sahibi İsrail’e bir zarar gelmesin diye ABD, İngiltere tedbir aldı. Uçak gemilerini bölgeye gönderdiler.
Aynı güçler, İsrail’e helal gelmesin diye Libya’yı, Irak’ı, Suriye’yi ve Lübnan’ı parçaladılar. İran ve ardından Türkiye’nin istikrarsızlaşmasıyla İsrail’in huzur içerisinde yaşayacağı konsept kurulmuş olacaktı.
İstikrarsızlaşmanın unsuru ise PKK terör örgütüdür. Türkiye’nin güneyi, Irak ve Suriye’nin kuzeyi ile İran’ın bir kısmını da içine alan Garnizon PKK devleti kurularak hedefe ulaşılmak isteniyor.
Son Suriye’de gerçekleştirdiğimiz ve PKK’nın Suriye koluna ait üsler, petrol kuyuları, eğitim merkezleri gibi önemli noktaları vurulmuştu. ABD F 16’ları bir S/İHA’mızı vurmuştu. Hatırlamışsınızdır.
Operasyonun ardından Biden, ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan net mesajlar vermişti.
Not düşün; Biden: "Türkiye’nin Suriye’deki faaliyetleri, ulusal güvenliğimize olağanüstü bir tehdittir.” Erdoğan: "ABD'nin Suriye'deki faaliyetleri, millî güvenliğimize olağanüstü bir tehdittir!"