PKK’nın bu ilk hain saldırısı değil. 9 vatan evladını toprağın kara bağrına koyduk. Yiğitlerin kanlarıyla vatan toprağını sulandı. ABD ile oturup yeniden konuşmak önerisinden tutunda, siyasi istismar bağlamında çokça saçmalıkları işittik bu günlerde.
ABD ve Batı’nın emrine girmeyi önerenler, Suriye ve Irak’tan geri çekilmeyi söyleyenlerin Türk milletinin binlerce yıllık tarihinden bihaber olduklarını peşinen söyleyelim. Türk milletinin var oluşundan itibaren; vatan, toprak, yurt, devlet ve törenin ne anlama geldiği, genlerine işleyen var oluş biçimine göz atalım.
“Türk kültüründe şehitlik kavramının önemi, İslamiyet öncesinde Türklerin vatan, savaş ve ölüm gibi kavramlara bakış açılarıyla yakından ilgilidir. Araştırmacıların pek çoğuna göre, İslamiyet öncesinde Türklerin Gök Tanrı adı verilen tek bir tanrı anlayışına sahip olduğu bilinmektedir.
Gök Tanrı inancının toplum yaşayışındaki en belirgin yansımalarından biri savaşla ilgilidir. Milli bir niteliğe sahip olan Gök Tanrı inancında; “Gök Tanrı’nın iyi bir şekilde algıladığımız tek temel emri savaşmaktır. Eğer savaşılmaz ve boyun eğilirse bu ihanet demek olur. O, ilahi halktan, göğün altında bulunan yeryüzünün tüm yüzeyinde hüküm sürmesini, göğün altında yer almayan elverişsiz bölgeleri bir kenara bırakarak yeryüzünü gök gibi tek yapmasını beklemektedir.
‘Gök, güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar bize yeryüzünün tamamını bahşetmiştir. (Bize) boyun eğecek olanın hayatı kurtulacaktır… Boyun eğmeyi reddedenler ve direnenler ölecektir.” Bu durum Tonyukuk Yazıtı’nda, “Tanrı şöyle demiş olmalı: “(Sana) han verdim, hanını bırakıp (yine) bağımlı oldun.” (Türk halkı yeniden) bağımlı olduğu için Tanrı “Öl!” demiş olmalı. Türk halkı öldü, mahvoldu, yok oldu.” şeklinde dile getirilmektedir.
Yukarıdaki ifadelerden de anlaşılmaktadır ki Türkler için bağımsızlık fikri oldukça önemlidir. Nitekim Gök Tanrı da savaşmayan ve tutsak hȃle gelen halk için “Öl!” emri vermektedir. Bu durum, vatan kavramının Türkler arasında nasıl algılandığını da yansıtır niteliktedir. Buna göre, İslamiyet öncesi Türk kültüründe vatan, “Türk tuğlarının ve al bayrağın dalgalandığı yerdir.”12 Türklerde vatan, “siyasi istiklal fikri ile beraber” düşünülmüştür.
Vatana verilen değerin ilk örneğini Hun İmparatoru Mete’nin şu sözlerinde görmekteyiz: “Vatan, bizim mülkümüz değildir. Mezarda yatan atalarımızın ve kıyamete kadar doğacak torunlarımızın bu mübarek toprak üzerinde haklarıvardır. Vatandan – velev ki bir karış kadar olsun- yer vermeğe hiç kimsenin selahiyeti yoktur. Bundan dolayı harp edeceğiz.” (Doç. Dr. Ferhat ASLAN, Uzman Zeynep TÜRKSEVER)
Türklerde şehitlik değerleri üzerine yapılan akademik çalışmada görüldüğü üzere, Gök Tanrı savaşmayan ve tutsak hale gelen halk için “Öl!” emri vermektedir. Bilinen tarihinde Türk milletinin diz çökmediği, çöktüğü taktirde hepten yok olacağının bir inanç meselesi olduğunu görüyoruz.
Türk Cihan Hâkimiyeti mefkûresinin temellerinin günümüzden en az 3 bin yıl öncesine kadar gittiğinin bilinmesi, önce Türk milletinin fertlerine, sonrada Türk milletinin düşmanlarına bir şeyler anlatıyor olmalıdır.