“Olmuş olan olmuştur, Olacak olan da olmuştur” Ahmet Amiş Efendi.
Not olarak paylaşalım; Özgür Özel 19 Mart sonrası icraatları nedeniyle, Merkez bankasına 45 milyar dolar kullandırdıklarını, yatırımcılara 31.5 milyar dolar borsa da zarar ettirdiklerini, Türkiye'nin Risk primini 371’e yükselttiklerini, her vatandaşa olayların maliyetinin 20 bin TL olduğunu grup toplantısında açıkladı.
Galiba alkış bekliyor Özgür bey!
Prof. Süleyman Seyfi Öğün şu tespitleri yapıyor:
“Şu son iç siyasette yaşadığımız meselelere bakalım. Bu meseleleri Türkiye kendi içinde bir hesaplaşma, bunu bir milli mesele iç mesele olarak götürebilecek mi? İki bu iç mesele olmaktan çıkıp bütün dünyanın Türkiye’ye abanacağı, bir (öyle bir şey yok) olmamasının sebebi şu, gerek ABD Rusya kampı gerek Avrupa kampı Türkiye’den bişeyler umuyor. Bu adamlar, demokrasi insan hakları vs. söylerler de, bir kendileri için söylemezler, kendileri asla bu tartıya çıkarmazlar, birilerini çıkarıyorlarsa eğer onu harcamak istiyorlar.
Şuan Türkiye’yi bu tartıya çıkarmadıklarına göre; gerek Avrupa’nın gerek ABD’nin Türkiye’den beklentileri var. Bu görüşmeler trafik içinde Türkiye, aynı anda her ikisini de aynı anda idare edebilecek, çok zorlandıysa eğer, bir tercih yapacaksa eğer, başka da gidilecek yer kalmamıştı denilecek noktaya kadar bu dansları sürdürüyor.
Onun için bugün Türkiye’de yaşanan şeyler, çok travmatik sayılabilir, sarsıcı sayılabilir. Ama insanların eyvah Türkiye mahvoldu, iç savaşa mı gidiyoruz diyen adamlara çok itibar etmemesi gerekiyor.”
Bağımsızlık ve bağlı olmanın farkı!
Öğün, “Bakın dünyada bir nispi bir tekerlemeye, ezbere alıştırmışızdır zihnimizi. Dünyanın hiçbir yerinde Tam bağımsız diye bir şey olmaz. ABD, tam bağımsız. Mümkün mü? Rusya’ya bağımlı, Çin’e bağımlı. Avrupa ile bağımlı.
Çünkü bağımsızlığı, bağsızlık olarak yorumluyoruz. Öyle bir şey yok. Önemli olan şudur, bağımlılık ilişkilerim de beni avantajlı duruma ne getirebilir, dezavantajlı duruma ne getirebilir.
Türkiye şimdi bu bağımlılık ilişkileri; Rusya ile bağımlılık ilişkimiz var, İran’la var, Avrupa ile var, ABD ile var. Bunların içinde Kendini kurtarma derdine düşmüş durumda. Ben böyle spekülatif durumları ciddiye almıyorum.”
Şunu görmemiz lazım, Türkiye’yi böyle parlatan ne? Dikkate getiren, Avrupa açısından, ABD açısından ne? Ekonomimiz değil, ne diyebiliriz Türkiye son 15 yılda ciddi bir atılım yaptı. Nerde yaptı bunu askeri teknolojide yaptı. Nerde yaptı bunu, askeri teknolojide yaptı. Türk ordusu güçlü bir ordu, bazı mukayeseli üstünlükler elde etti. İnsansız hava araçları, ihalar sihalar, füze sistemleri.
Avrupa’nın buna ihtiyacı var. Ne açıdan askeri açıdan, ama soru şu, rapordu diyorki bırakın Türkiye Müslümanmış şuymuş, buymuş bırakın bunları. Nerede işinize yarayacaksa oradan tutun. ABD, Rusya açısından da aynı.
Bütün mesele şu, eğer tartıya çıkarıldığımız platform asker, ordu vs. gibi şeylerse, ordu teknolojisi, askeri teknoloji, bu kime karşı. İran ve Rusya diyorlar. Onlar öyle diyor. Vitkof öyle diyor. Dikkat edelim, Urumiye, Tebriz’de yaşanan son olaylar, İran’ın Türkiye karşıtı düşman söylemi.
Üç senaryo, Türkiye İranlamı hesaplaşacak, Ukrayna da Rusya ile mi hesaplaşacak, 3 İsrail le mi hesaplaşacak. ABD, Rusya bu işi İran’a işaret ediyor. Avrupa, İngiltere Rusya’ya işaret ediyor. Aşağıda İsrail böyle bir ihtimalin çeşitli senaryolarına işaret ediyor.”