“Bunların arkasından gelenler şöyle derler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!” (Haşr 10)
Bu ayette, Hz. Âdem’den kıyamete kadar tüm müminlerin kardeş olduğu vurgulanmaktadır. İman edenler, geçmişte yaşamış müminler için hayır dua edebilir ve onların bağışlanmasını Allah’tan dileyebilirler. Hz. İbrahim’e, Hz. Musa’ya, Hz. İsa’ya ve Hz. Muhammed (sav)’e iman edenler, iman kardeşliğinde birleşirler.
Günümüz Müslümanlarının, geçmiş ümmetlerin Müslümanlarını dualarında anmamaları ve onlara karşı kin taşımaları, bu ayetin ruhuna aykırıdır. Allah Teala, kullarına karşı çok şefkatli ve merhametlidir. Bu nedenle, Müslümanlar da geçmiş ümmetlerin inanç sahibi kimseleri için Rabbimizin şefkat ve merhametini zikrederek bağışlanma dilemelidirler.
Dualarımızda geçmiş müminleri anarak, onların bizden önce iman yolunda yürümüş olduklarını hatırlamalı ve onların da Allah’ın rahmetine nail olmalarını dilemeliyiz. Bu, iman kardeşliği bağlarımızı güçlendirir ve kalplerimizdeki kin ve nefretin yerini sevgi ve merhamet alır. Unutmayalım ki, Allah çok şefkatli ve çok merhametlidir. O’nun rahmeti, tüm müminleri kapsar.
Kur’an’ın Haşr Suresi 10. ayetine benzer ayetler arasında, Âl-i İmrân Suresi’nin 159. ayeti bulunur, burada Peygamber’in (s.a.v) insanlara karşı yumuşak davranışının Allah’ın bir rahmeti olduğu belirtilir ve onun bu davranışının insanları etrafında topladığı ifade edilir. Ayrıca, En’âm Suresi’nin 12. ayetinde Allah’ın kullarına rahmetiyle muamele etmeyi kendine ilke edindiği, İsrâ Suresi’nin 24. ayetinde ise anne babaya merhametle davranılması gerektiği vurgulanır. Bu ayetler, İslam’ın merhamet ve bağışlama üzerine kurulu ahlaki yapısını yansıtır ve inananları bu erdemleri hayatlarının her alanında uygulamaya teşvik eder.
Geçmiş ümmetler için dua etmek, elbette birkaç sebepten dolayı da önemlidir:
İslam Birliği ve Dayanışma: Geçmiş ümmetlerin inanç sahipleriyle dayanışma içinde olmak, İslam ümmetinin birliğini güçlendirir. Dualarımızda onları hatırlamak, tüm Müslümanların bir aile olduğunu vurgular.
Rahmet ve Bağışlanma İsteği: Dualarımızda geçmiş ümmetlerin inanç sahipleri için bağışlanma dilemek, Rabbimizin rahmetine sığınmak anlamına gelir. Bu, hem kendi günahlarımız için hem de onların günahları için af ve bağışlanma talep etmek anlamına gelir.
İman ve İbadet Bilinci: Geçmiş ümmetlerin inanç sahipleri için dua etmek, iman ve ibadet bilincimizi güçlendirir. Bu, Allah’a olan bağlılığımızı artırır ve O’na yakın olma arzumuzu yansıtır.
Tarihsel Bilinç: Geçmiş ümmetlerin inanç sahipleri için dua etmek, tarihsel bilincimizi canlı tutar. Bu, İslam tarihini ve peygamberlerin mesajlarını hatırlamamıza yardımcı olur.
Sonuç olarak, geçmiş ümmetlerin inanç sahipleri için dua etmek hem kişisel hem de toplumsal düzeyde önemlidir ve İslam kardeşliğini güçlendirir.