Sayıyoruz, sayıyoruz bitmiyor!
Geçen hafta bu sayfada özellikle son yıllarda şehrin sosyal, kütürel, eğitim ve ticaret hayatına katkıları bulunan pek çok ismin bir gecede evini yükleyip batıya göç ettiğini yazmıştım. Aralarında eski rektörlerden Prof.Dr. Hikmet Koçak’ın da yeraldığı bir çok ismi yazmış, doğal olarak tanınmış bir çoğunu da unutkanlığımızdan olsa, yazmamıştık. Yazı yayınlandıktan hemen sonra mesaj atan, haber yollayan ve telefon açan çok oldu. Meğer ne kadar da varmış unuttuklarımız. Bir sebeple bu şehirden ayrılmak durumunda kalan isimlere yeni isimler ekleyenlerden biri de ERVAK Başkanı Erdal Güzel oldu. Erdal ağabey de Naci Elmalı, Muzaffer Taşyürek, Handan Alp ve eşi Doğan Alp, Ender Uludağ, Ergin Güllaboğlu ve Bedir Avcı gibi iddialı isimlerin de o listede olması gerektiğini hatırlattı bana. Ayrıca ‘Beleş Memmet’ olarak da tanınan Uğur Laçin başta olmak üzere Yasin Bilmişoğlu, Ahmet Feyzi, Macit Demircan, Cemal Polat, Erkan Okanlı, Kerim Burucu, Cengiz Şengül, Elif Yıldırım, İbrahim Başkaya, Müslüm Demirci, Tahsin Kılınboz, geçen hafta yazmayı unuttuklarımdan sadece bir kaçı daha şehri terketmek zorunda kalanlardan...
Yazdıklarımızın eksiği var, fazlası yok..
---
Keçi sakallı, küpeli bar tutan dadaş mı olur?
Benim de tüm varlığımla katıldığım bu düşünce bir barcıya ait. Uzun yıllar halk oyunlarına hizmet veren, çocukları ile birlikte aynı platformda bar tutan bir barcı olan, aynı zamanda Halk Oyunları Halk Türküleri Derneği başkanlığını yapan Selahatttin Öğdüm’dür bunu söyleyen. Erzurum barının kültür olduğunu, bu kültürün yaşatılması için de herkesin katkı sağlaması gerektiğini söyleyen Öğdüm, son zamanlarda özellikle bazı düğün ve etkinliklerde yakışıksız, hoş olmayan, eskilerin kemiklerini sızlatan fotoğraf kareleri ile karşılaştıklarından yakındı. ‘’Barın bir asaleti var. Giyilen giysi de bir nevi üniformadır.
***
Bar tutmak bir meslek olmamalıdır. Herkes dikkatli olacak’’ diyen Öğdüm, şunları söyledi: ‘’çoğu zaman para için bar oyandığını görüyor ve üzülüyoruz. Hele de kirli giysilerle, kulağı küpeli, at kuyruklu, keçi sakallı kişilerin bar tutmaları asla kabul edilebilir bir şey değil. Rağbet de görmüyor zaten. Bu bir kültürse para için olmaz. Bu işi para için yapanlara sesleniyorum. Bar tutmak bir meslek değil. Davul çalmak, zurna üflemek bir meslektir. Pekala bundan para kazanılabilir. Ama bar tutmak meslek değildir. Para karşılığı oynamamız meslek olamaz. Bu tür nahoş durumları görürken benim yüreğim acıyor, kemiklerim sızlıyor. Eski barcıılar kalksa ne olur? Düşünemiyorum bile!’.
---
Amca istedi, yeğen oldu!
Erzurum siyasetinin tanınmış isimlerinden olan Tarım Kredi Kooperatifleri Birlik Başkanı Recep Küçükoğlu’nın hayallerinden birisiydi AK Parti’ye il başkanı olmak. Partinin kurucu üyelerinden olan ve bir defa atama, 2 defa da seçimle Merkez ilçe başkanlığı yapan Recep Küçükoğlu, bu görevde tam 7 yıl bulundu. Ne varki hedef büyüten Küçükoğlu, gözünü il başkanlığı koltuğuna dikmişti. Ne var ki iki defa Murat Kılıç ile girdiği il başkanlığı yarışında kaybeden taraf olmuştu. İkinci defa girdiği seçimde de kazanamayınca aktif siyaseti bırakma kararı alan Recep Küçükoğlu’nun o hayalini yıllar sonra yeğeni gerçekleştirdi. İbrahim Küçükoğlu, yıllar sonra da olsa amcasını istediği o koltuğa oturan isim oldu.
---
Gel de şaşma!
Rakam kadar yeri ve zamanı da ilginç gelmese paylaşmayacaktım. Bildiğiniz gibi sadece Büyükşehir Belediyesi değil, öteden beri merkezdeki Palandöken, Yakutiye ve Aziziye Belediyesi’nde de nikah işlemleri yapılıyor. Sadece Yakutiye Belediyesi Evlendirme Memurluğu, sadece geçen hafta sonu, yanı Cumartesi ve Pazar günü olmak üzere iki gün içinde 25 nikah kıyarak bir rekora gitmiş. Evlendirme Hizmetleri Şefi Mensur Akdemir, 20 yılı aşkın süredir nikah kıydığını belirtirken, hayatında ilk defa bu kadar çok nikahı geçen hafta yaşadıklarını anlattı. Akdemir, ‘’İlk defa oluyor desem yalan olmaz. Koştur koştur bir hafta sonu yaşadık. O nikahtan o nikaha koştuk. Gün yetmedi adeta. Tam tamına 25 nikah gerçekleştirdik. Böylesi bir şeyi son 20 yılda 20 bin nikah kıyan biri olarak çok şaşırdım. ’’ dedi. Peki, ben şaşırdım mı, evet! Açık söylemeliyim ki böylesi bir dönemde o kadar nikaha şaşırdım oğlu şaşırdım!
Hafta sonu 25 çiftin nikahı kıyılmış!
---
Uçak biletleri 7 bini gördü!
Şu an için Erzurum’un en önemli gündem maddelerinden birisi ne denilse, kesinlikle uçak bilet fiyatlarını ve sefer sayılarının azlığını söylerim. Son zamanlardaki artan fiyatlar karşısında ne kadar şaşkınsak, özellikle bilet fiyatlarının yüksekliği karşısında şok durumu mevcut. Dil ve Edebiyat Derneği Başkanı Murat Ertaş’ın başkanlığında önceki gün bazı sivil toplum örgüt temsilcilerinin iştirak ettiği toplantıda da dile getirilen bu sorun, hem de bayağı bir sorundur. Kesinlikle el atılmalı ve mesele bir şekilde vuzuha kavuşmalıdır. Önceki gün bir acenteye uğradım, görevli Erzurum ile İstanbul arasındaki bilet fiyatının 7 bin lirayı bile gördüğünü söyleyince adeta küçük dilimi yuttum. Özellikle de aktarmalı tarifelerdeki fiyatların bu seviyelere bile yükselmiş olması çok üzücü. Belki milletvekilleri ve diğer ilin yöneticileri için mevcut fiyatlar sorun değil olabilir ama vatandaş için bayağı bir sorun bu ve acilen de çözüm bekliyor. Neredeyse bir emekli maaşına tekabül eden seviyeye gelmişse bu durum, herkesin oturup iki eline kafasına alıp, düşünmesi gerekiyor. Sadece vekiller filan mı, elbette hayır. Ticaret Odası da, Borsa da, İhracatçılar Birliği de bu işi mesele etmelidir. Sadece bilet fiyatları mı? Elbette hayır. Sefer sayıları da çok ayrı bir mesele. Çoğu gün Erzurum’dan İstanbul veya Ankara’ya uçak bulunmuyor. Ne var ki işin üzücü tarafı, bu meseleleri çözecek bir merci de bulunmuyor.
Uçaktan ziyade fiyatlar uçuyor!
---
Siyah beyaz gel bana!
Atatürk fotoğrafları Atatürk'ü tanımak ve anlamak isteyen herkes için, özellikle genç kuşaklar için, önemli bir tarihi kaynaktır. Atatürk'ün çocukluk yıllarından başlayarak vefatına kadar devam eden yaşamına ait yüzlerce binlerce fotoğraf, Cumhuriyetimizin kurucusu hakkında bizlere çok detaylı bilgiler sunmaktadır. Kuşkusuz bu fotoğrafların geneli de dönemi itibariyle siyah beyaz. Belki de bizlere en sıcak gelen de bu siyah beyaz fotoğraflar. Elbette renkli Atatürk fotoğraflarına da zaman zaman rastlıyoruz ama en azından bana bu renkliler geçmiyor. İlle de siyah beyaz fotoğraflar diyorum. Erzurum Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün Palandöken’de ki hizmet binasında yeralan ‘Nostalji Odası’ nı gezdim, renkli Atatürk fotoğrafları ile karşılaşınca bunu bir kere daha anladım. Çok kötü renklendirilmiş Atatürk fotoğrafları karşısında adeta şok oldum. Belki de hiç alışmadığımız için renkli fotoğraflarda duygu geçmedi. Kaldı ki atamın en iyi renkli fotoğrafı Atatürk Üniversitesi rektörlük girişinde de yeralan o eski TBMM önünden çıkarken ki fotoğrafı. Bence Atatürk’ün her fotoğrafı güzel, duygusal, anlamlı ama siyah beyazlı hali bambaşka. Bu benim son kararımdır!
---
TUTTUĞUM BABA SÖZLER :
Ağaçta duran kuş, dalın kırılmasından hiç korkmaz. Onun güveni ağaca değil, kendi kanatlarınadır! (Charles Bukowski)
DUVARIN DİLİ :
Bu saatte sende fırtına bile kopsa, bende yaprak oynamaz!