Çok yoğun çalışıyorsun!
Çalışmak için yaşadığın hissine kapılıyorsun!
Dinlenmeye fırsatın yok!
İşin zor, stresli! Onu sevmiyorsun; başka hayallerin var ama hayallerini de sürekli erteliyorsun. İstek çok, imkân yok yani!
Bir de yöneticin katı, hoşgörüsüz!
Ama en kötüsü, stres atmak için dinlenmek istediğinde -yaz tatilinde mesela- de sende strese (gerginliğe) neden olan şeyle ilgilenemediğin için daha çok strese kapılıyorsun...
İşte buna ‘stresslaxing’ deniyormuş.
Biliyor muydun?
Ben de çok yeni öğrendim...
Harbî kaçmaya çalıştığımız ve kaçmayı da arada bir başardığımız şeyin bizi tam da huzur anında bulup yine kıskacına alması olayı...
Berbat!
Bir iş; ama yaparken hiç keyif almadığınız bir iş...
Hoşlanmadığınız bir görev veya sorumluluk...
Kaçıp kurtulmak, uzaklaşmak istediğiniz birisi, bir insan...
Ya da sizi hayatınızdan bezdiren insanlar topluluğu; hoşlanmadığınız çalışma topluluğunuz, apartmanınızdaki komşular falan...
Onlardan kaçmayı başardığınız yerde de -söz gelimi yaz tatilinde ve yani çalıştığınız yerin uzağındayken bile- gelip zihninizi işgal ediyor.
Tatile çıkmadan sanki evinizde bir şeyi eksik bırakmışsınız gibi...
Sanki dinlenerek kötü bir şey yapıyormuşsunuz ve sizde stres yaratan o kişi, o iş, o yer, o sitem veya olgular bütünü, her neyse işte o, tatil dönüşü sizi sıkıştırıp boğacakmış, hesap soracakmış gibi...
Ya da durum öyle değil de tümüyle sizin ruhsal bozukluğunuzun, mükemmeliyetçiliğinizin ve işkolikliğinizin eseri...
Olgu veya halüsinasyon; ikisinden biri veya bu ikisinin karışımı...
Eğer sizin huzur içinde dinlenmenize ve yenilenmenize engel oluyorsa...
O zaman dikkat edin!
Stresslaxing sizin de sorununuz olabilir!
★★
Hafife alınmaması gereken bir sorun!
Sadece an ile değil gelecekle ilgili de bir tehdit bu. Tatil dönüşü huzurla, yenilenmiş olarak çalışmanızın önündeki büyük engel stresslaxing.
Aynı zamanda piton yılanı gibi usul usul, sabırla, gittikçe artan bir sıkıştırmayla avını boğan bir illet bu.
N’olacak peki? Ne yapalım?
Önce kendinizi tanılayın.
Sizdeki huzursuzluk gerçekten stresslaxing mi?
Öyle ise; sizi etkileyen, sizde olağandışı düzeyde gerginlik yaratan kişi, durum ve olgular neler?
Johari Penceresi denilen oto-tanılama yöntemi bu bağlamda da kullanışlı bir yöntemdir; ama o metodolojik birikime sahip değilseniz ve basit öz-sorguyla da bir sonuca ulaşamıyorsanız bir psikolojik danışmana, belki bir psikologa başvurmalısınız. Dişçiye gitmek kadar doğal; ama bilmiyorum belki maliyet olarak ona yakın bir şey.
Yine de gidin.
Zira çürüyen dişe dolgu yapmak, icabında onu çekmek kolaydır da çürüyen ruha dolgu kolay kolay tutmuyor işte!
Çürümenin öncesi, tanılama ama belki de işin en zor yanı. Çünkü psikolojide ‘bilmek=kabul etmek’. Kabullenmek zor! Bildiğiniz, dolayısıyla kabul ettiğiniz bir şeyi çözmek ise bir o kadar kolaylaşıyor...
Bu sorun sizi ağına düşürdüyse bile tanı -teşhis yani- kesinleştikten sonra ilerlemeniz kolay:
Tabii aklınızın, duygularınızın ya da dışardan birinin, bir psikologun kılavuzluğuyla.
En basit kendi kendine ruhsal onarım veya tedavi yolları içerisinde
*Öncelikle yolun en başında sevilecek işi ve benimsenebilecek yaşam koşullarını, şirketi, kenti, siteyi seçmek,
*İş yaşamında ve sosyal yaşamda bardağın dolu tarafını da görmek,
*Hayatı, kaçmaya çalışılan şeyden ibaret saymaktan vaz geçmek,
*Hatta, kaçmaya çalışılan şeyi hayatın küçük detayına dönüştürmek,
*Arada bir ‘Amaaann, boş ver!’ gamsızlığını tatmak,
*Alınan eleştiriyi kişiselleştirmemek...
gibi ‘söylemesi kolay ama yapması biraz zor’ şeyler var.
Bunlar tabii ki denemeye değer; ama bu kozmetik çözümler ruhun onarımı için bazen yetmeyebilir.
Öyleyse:
Ya aklının-vicdanının ya da iyisi mi ‘psikologunun’ götürdüğü yere git!
Sakın stresslaxinge teslim olup hayatını karartma!
Bak, yorulmuşsun zaten yorulacağın kadar.
Bunu kendine yapma!